Hırsız evinize girdiğinde, önce kapıyı kapatıp kilitlemek, daha sonra hırsızın kolayca kaçıp gitmesini engellemek için iyi bir önlem olabilir. Yakalanacağını anlayan hırsızın kapıdan kaçmaya çalışırken yaşadığı bir anlık şaşkınlığından faydalanıp onu yakalayabilirsiniz. Tabii bu plan, hırsızı alt edebileceğinizden emin olduğunuzda işe yarayabilir.
Eski Çin'de "Kapıyı kapa hırsızı yakala" gibi birçok savaş taktiği bulunuyordu. 36 Savaş Taktiği'ni benimsemek kuşkusuz birçok çıkarım ve başarı getiriyordu. Antik Çin savaş stratejisi günümüze uyarlandığında Çin'in eskiden gelen erdem ve öğretileri hala daha geçerliliğini koruyor.
"Kapıyı kapa hırsızı yakala" savaş hilesine göre, öncelikle süratli bir kuşatma ile nispeten zayıf ve küçük olan düşman ordusunun kaçış ve ikmal yolları engellenir. Bu stratejide eğer düşmanın kaçmasına izin verilirse, daha sonra düşman yeniden güçlenerek karşı saldırıya geçecektir.
Diğer bir açıdan eğer düşman bir kez kuşatmayı yarıp kaçmayı başarırsa, artık tetikle kalmanın önemi artar. Çünkü nerede olduğu bilinmeyen veya ulaşılması güç bir konumdaki düşman sizi takibe almıştır. Bu durumda strateji uzmanları, düşmanın umutsuz bir mülteciden ziyade tehlikeli bir komşu gibi çok yakınınızda olduğunu hatırlatır.
"Kapıyı kapa hırsızı yakala" savaş stratejisini anlatan en iyi örneklerden biri, 2 bin yıl önce uygulandı ve dramatik bir sonla bitti. Buna göre;
M.Ö. 260 yılında Qin devleti ve Zhao devleti orduları bugün Çin'in kuzeybatısında yer alan Shanxi'de Chanping olarak bilinen bölgede kıyasıya bir savaşa girmişlerdi. Savaşın uzun sürmesinin sebebi her iki ordu generallerinin deneyimli ve askerlerin davalarına olan inancından kaynaklanıyordu. Kuşkusuz savaşın yıkıcı gücü savaş uzadıkça artıyordu. Bölge, Zhao devletinin ünlü generali Lian Po'nun yönetimindeki ordu tarafından savunuluyordu.
Ancak aradan geçen iki yıl içinde Qin devleti Zhao devleti hükümdarı ile general Lian Po arasını açacak, nifak tohumları ekmeyi başardı. Sonunda Zhao devleti hükümdarı Lian Po'nun yerine kendini beğenmişliğiyle tanınan general Zhao Kuo'yu getirdi.
Ardından Qin birlikleri defalarca general Zhao'yu istihkamlı kalesinden dışarıya çıkıp savaşmaya sevk etmeye çalıştı. General Zhao'nun korunaksız açık alanda savaşmasını sağlamak için kendisini güçsüz gösteren Qin birlikleri bunu ustalıkla yapıyordu. Küçük çapta devam eden muhaberelerin birkaçında Qin birlikleri bilerek yenildi. Ancak bu sahte zaferleri general Zhao kendisi elde ettiğini düşünerek orantısız bir özgüvene sahip olmuştu.
Sonunda gözü kibirinden kör olmuş olan general Zhao Kuo, kendisinin önderlik ettiği 400 bin kişilik orduyla bitkin olduğunu düşündüğü Qin birliklerine karşı büyük bir taaruza kalktı. Ancak Qin birliklerinin generale uzun zamandır hazırladıkları bir tuzakları vardı.
General Zhao Kuo ve ordusu Qin birliklerinin karargahına ulaştığında, birliklerin erzak ve tüm askeriyle oradan geri çekildiğini gördü. Afallayan general ordusunun malzeme ve yiyecek ihtiyacını bu karargahı düşürdükten sonra elde etmeyi planlamıştı. Ancak şimdi az sayıda erzakla Qin birlikleri tarafından kuşatılmış olarak buldu kendisini.
Kuşattıkları Zhao birliklerine saldırmayan Qin birlikleri, sükunetle düşmanın teslim olmasını bekliyordu. Erzak ve yardım ihtiyacı general Zhao ve askerleri üzerinde büyük bir baskı oluşturmaya başlamıştı. Bir an önce bu cenderenin içinden çıkılmaz ise savaşmadan açlık veya susuzluk sebebiyle yok olmak bile içten değildi.
Qin birliklerinin kuşatması sebebiyle 46 gün boyunca general Zhao'ya herhangi bir erzak ve yardım ulaşmamıştı. Bununla birlikte ordu kuvvetli kuşatmayı yarıp dışarı çıkmaya da muvaffak olamamıştı. Kendini beğenmişliği ve ölçüsüz tavırlarıyla ordusunun tuzağa düşmesine neden olan general Zhao Kuo trajik olarak kendi askerleri tarafından öldürüldü. Böylece kuşatma altındaki askerler Qin birliklerine teslim oldu. Ancak ne var ki Qin devletinin savaş kanunlarında esir almak yoktu. Teslim olan tüm Zhao askerleri de komutanları gibi hazin sonu paylaştı.