Bulanık suda balık avlamak stratejisi çamurla bulanmış suyun içinde afallamış balıkları yakalamanın daha kolay olduğundan yola çıkılarak geliştirilmiştir. Kaosun olduğu ortamlardan çıkar elde etmek anlamındaki söz konusu strateji Çin'in tarihten gelen 36 Savaş Taktiği'nden biridir.
Kaotik ve kargaşa ortamında bu taktik çatışma içindeki taraflardan birinin kazanmasına yardımcı olabilir. Buradaki püf noktası tüm taraflar özellikle küçük çaptaki kuvvetlerden biri karışıklık içindeyken talimat ya da anlaşmaya odaklanır. Bu durumu hava kararırken insanların bir çatı altında güvende olabileceği bir yatakta uyku çekmeye yönelmesine benzetebiliriz. Savaş stratejileri kapsamında bir ordu panik içine düştüğünde komutanlar ve askerler kafaları karışmış bir şekilde bölünürler. Birimler arasında iletişim kopuklukları olur. Liderler tahmin ve seziye dayalı manevralara başvurur. Örneğin bir kişinin arkasında birşey olmasa da yüz yüze baktığı kişinin onun, arkasına doğru göz kırması, asabını bozup kuşkulandırmasına neden olur. Gerçek olmayan bir söylentinin yayılması da askerler arasında bir sonraki emre itaatsizlik ya da göz ardı etme gibi motivasyon kayıplarına neden olur. Bunun gibi istikrarsız ortamları bulanık bir suya benzetebiliriz. Bulanık su gibi durumlarda kafa karışıklığı ve korku ilk belirtilerdir. Ancak aynı zamanda düşmanı vazgeçmeye ya da anlaşma yapmaya ikna etmek için en uygun zamandır. Çin'in 36 Savaş Taktiği'nden biri olan bulanık suda balık avlamak savaş hilesinin tarihte yaşanmış bir örneği de şöyle bilinir. Doğu Han devleti (MS 25-220) imparatoru olmadan önce Liu Xiu, Handan devleti hükümdarı Wang Lang'a karşı bir dizi savaşa kalkıştı. Wang son derece güçlü olduğu için Liu onunla doğrudan savaşmıyordu. Bir gün Liu, az sayıdaki sadık adamıyla Jizhou kasabasına ulaştı. Ancak beklenmedik bir şekilde yerel birlikler isyan edip Handan devleti hükümdarı Wang Lang'a biat ettiklerini ilan etmesiyle kasabada büyük bir kargaşa başladı. Liu ve adamları gizlice kasabadan çıkıp isyancıların kontrolü altındaki bir ulak istasyonuna kaçtılar. Uzun süredir yakınlardan yiyecek bulamadıkları için çok açtılar. Böylece Liu ve adamları kendilerini Handan devleti elçisi olarak tanıtıp ulak istasyonundan yardım istediler. Görevlilerin verdiği yiyecekleri Liu ve adamları aç kurtlar gibi yiyip bitirdiler. Bunun üzerine görevliler elçi olduklarından şüphelendi ve onları test etti. Görevlilerden bir tanesi ansızın davullara vurarak "Handan hükümdarı geliyor" diye bağırdı. Liu ve adamları bu gümbürtüyü duydukları gibi irkilip ayağa fırladılar. Ve ister istemez elleri kılıçlarına doğru gitti. Liu o anda adamlarını sakin olmaları için dürttü. Liu, eğer hükümdar gerçekten geldiyse ecellerinin de geldiğini düşündü. Ancak hükümdar gelmediyse kargaşanın devam ettiği istasyondan sıvışmak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Ve Liu yüksek sesle "Herkes kalksın hükümdarımızı karşılamaya gidiyoruz." diye adamlarına emir verdi.Elbette Handan devleti hükümdarı gelmemişti. Liu ve adamları da bulanık suda balık avlar gibi ulak istasyonundan karınları tok olarak ayrıldılar.