Çin kökenli Bruce Lee (Li Xiaolong), yaşamının kısa sürmesine rağmen, uluslararası kungfu dünyasının gökyüzünden göz kamaştırıcı bir kuyrukluyıldız gibi geçti, modern dövüş sanatları ve yedinci sanat sinemanın gelişmesine büyük katkıda bulundu. Bruce Lee'nin başrolünü üstlendiği kungfu filmleri Çin'de ve tüm dünyada büyük beğeni kazandı. Böylece Çin kungfusu da, dünyada ün salmaya başladı. Birçok yabancı dil sözlüğünde "Kung Fu" sözcüğü görünmeye başladı. Herkes Bruce Lee'nin Çin Wushu'sunun (Çin'de Kungfu'ya "Wushu" denir) doğal simgesi haline geldiğini söylüyordu. Çin dışındaki ustalık mertebesindeki birçok kungfucu ve karateci, Bruce Lee'nin oynadığı kungfu filmlerini izledikten sonra ondan ilham aldıklarını belirtti. Gerçekten de Bruce Lee gibi, ülkeler ve ırklar arasınaki sınırları aşan, otoritesi ölümüyle de azalmayan bir sporcu ve film yıldızına çok az rastlanıyor.
ABD'nin San Francisco kentinde doğan Bruce Lee, küçüklüğü ve gençliğini Hong Kong'da geçirirdi. Küçüklüğünde çok zayıftı. Babası, oğlunun güçlü olmasını istiyordu ve yedi yaşındayken Taiji adlı yumruk vuruşunu öğretmeye başladı. Lee, 13 yaşındayken ünlü kungfucu Ye Wen'den sistemli Yong Chun adlı yumruk vuruşu dersleri almaya başladı. Lee, her gün evinde kurulan bir tahta perde karşısında durmadan boks yapıyordu ve vuruş stillerini çok geliştirdi. Bu çalışmalar, Lee'nin daha sonra kendine özgü Jie Quan adlı yumruk vuruşu stilini yaratması için sağlam temel attı. Lee, Çin kungfusunu canla başla yapmanın yanı sıra, Batılı boks hakkında da araştırmalarda bulunmuştu. Lee, bir taraftan Batılı boks eğitim kurslarına katılırken, bir taraftan da cep harçlığından artırdığı parayla dünyaca ünlü boks krallarının dövüşlerini içeren belgesel filmleri izliyor, bu filmlerden ünlü boksörlerin hareketlerini öğreniyordu. Lee, ayrıca okulundaki ve yaşadığı yerin çevresindeki boks yarışmalarına katılıyordu. Lee böylece dövüş sanatları konusunda zengin bir birikim elde etti. Lee, ailesinin isteğiyle 18 yaşındayken öğrenim görmek için Hong Kong'dan ABD'ye gitti. Lee, ABD'nin Seattle kentinde çok çetin bir yaşam geçiriyordu. Üniversiteye girdikten sonra, derslerine özenle sarılmanın yanı sıra bir o kadar da kungfu'ya zaman ayırıyordu. Lee, üniversitede "Çin Kungfusu Takımı" oluşturarak, sık sık kampuste hem kungfu tekniklerini ilerletiyor, hem de gösteri yapıyor ve öğretmenler ile öğrencilerden olumlu değerlendirmeler topluyordu. ABD'nin California eyaletinde 1964 yılında düzenlenen ABD Karate Yarışması'nda, 24 yaşındaki Bruce Lee, rakiplerini yenerek birinciliği kazandı. Lee, "özün özü"nü bularak, tüm kalbiyle kungfu tekniklerini öğrendi, öğrendiklerini pekiştirdi ve kungfu seviyesi gün geçtikçe olgunlaşıp üstadlık derecesine ulaştı. Lee'ye özgün bazı dövüş teknikleri, öğrenenlere "yenilmezlik" sağladı. Dövüş sanatlarının çeşitli alanlarda çok yetenekli olan Bruce Lee uzun sopa, kısa sopa gibi çeşitli savunma aletlerini kullanmayı da çok iyi biliyor, oldukça sert ve ağır antremanları seviyordu. Lee, Çin kungfusuna dayanarak, Batılı boks, karate ve tekwondo gibi dövüş sanatlarının inceliklerini birleştirdi, yıllara dayanan birikiminin de yardımıyla, "Jie Quandao adlı kendine özgü yumruk stilini yarattı. Lee, Çin kungfusunu tanıtmak için, üniversitenin ikinci sınıfındayken, kampuste bir park yeri kiralayarak, "Çin Kungfusu'nu Canlandırma Salonu" tabelası astı. Bu sırada, Lee, hem ders veriyor, hem de kendi tekniğini geliştiriyordu. Lee, kungfu salonunda, kungfu öğrenmeye gelen ve tıp fakültesinde okuyan Linda adlı Amerikalı bir kız öğrenciyle tanıştı. İkisi bir yıl kadar arkadaşlık ettiler, birbirlerine aşık oldular ve 1964 yılında evlendiler. Çift, evlilikten sonra okulu bırakıp tümüyle kungfu salonuyla uğrşmaya başladı. Lee Florida eyaletindeki "Çin Mahallesi"nde yalnızca ellerini kullanarak kamalı dört soyguncunun üstesinden gelmesi ve Çin kökenli bir kızı kurtarması gazetelerde haber oldu ve Bruce Lee ismi, ABD'nin her köşesinde duyuldu. Florida Eyaleti Televizyonu, Lee'yi Kungfu tekniklerini göstermesi için davet etti. Çin kungfusu böylece Amerikalılar tarafından önemsenmeye başladı. Lee'nin kurduğu kungfu salonu da günden güne gelişiyordu. Lee, salonun etkisini yaygınlaştırmak için sık sık çeşitli yerlerdeki kungfu yarışmalarına katılıyordu. Seattle, Los Angeles, Auckland gibi yerlerde kungfu salonları açtı. Hollywood'un birçok ünlü yıldızı, kungfu öğrenmek için Lee'nin çırağı olmuştu. Dünya Boks Kralı Muhammed Ali, deneyimlerini paylaşmak için Lee'yi ziyaret etmişti. ABD'deki çeşitli dallardaki boksçular da, sık sık Lee'nin salonuna gelip kungfu tekniklerini izliyorlardı. "En Büyük Benim", "Ejderin Yolu", "Ejderin Üç Fedaisi" gibi unutulmaz filmleri, bugün de sinemaseverler tarafından hayranlıkla izlenen Çinli dövüş sanatçısı ve film yıldızı Bruce Lee, 20 Temmuz 1973'te, nedeni halen tam olarak bilinmeyen, üzerinde giz perdesi örtülü bir biçimde, evinde ölü bulunmuştu.