Çinli uzmanlar, Güney Afrika’da son günlerde ortaya çıkan Omicron varyantının doğurduğu tehdidi değerlendirdi.
Yeni tip koronavirüsün Omicron adı verilen yeni varyantı, şu ana kadar Güney Afrika, İsrail ve İtalya’nın yanı sıra Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi gibi farklı noktalarda tespit edildi.
Çin’in en ünlü solunum hastalıkları uzmanı Zhong Nanshan, moleküler genetik testlerde virüsün reseptörlere bağlanmasında mutasyonlar bulunmasına karşın, varyantın ne kadar zararlı olduğu, ne hızda yayılacağı, hastalığı daha ağırlaştırıp ağırlaştırmadığı ve yeni bir aşı gerektirip gerektirmediği gibi konularda sonuca ulaşılması için henüz erken olduğunu ifade etti.
Zhong Nanshan, yeni varyantın dikkatle izlenmesi gerektiğini, ancak bu aşamada, Çin’in ana kesiminde büyük çaplı bir önlem alınmayacağını belirtti.
Öte yandan, Çinli uzman Zhang Wenhong, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Omicron varyantının Çin üzerinde büyük bir etkisi olmayacağını, Çin’in izlediği hızlı yanıt ve dinamik sıfır vaka stratejisinin farklı varyantlarla başa çıkabileceğini vurguladı.
Yeni varyantın çok sayıda mutasyona uğraması nedeniyle Delta dâhil olmak üzere Güney Afrika’daki diğer virüs suşlarını kısa sürede geride bıraktığını, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) varyantı "endişe verici" (VOC) olarak sınıflandırdığını hatırlatan Zhang, Güney Afrika’da aşılama oranının sadece yüzde 24, enfeksiyon oranının ise yaklaşık yüzde 4,9 olduğunu ve bir bağışıklık bariyeri oluşmadığını kaydetti.
Zhang Wenhong, İngiltere ve İsrail’de aşılama oranının yüzde 80’ini geçmesine rağmen, iki ülkenin de bir anda dışarıdan gelenler için aldığı tedbirleri sıkılaştırdığına işaret ederek, Omicron’un mevcut bağışıklık bariyerini aşması hâlinde mevcut tüm aşı sistemlerinde yeniden ayarlamaya gidilmesinin gerekebileceğini söyledi.
Çinli uzman, virüsün mutasyonuna göre, grip aşısında olduğu gibi her yıl hızla yeni aşılar yapılmasına ihtiyaç duyulabileceği uyarısında bulundu.
Reuters'te yer alan habere göre, İsrail, 27 Kasım itibarıyla Omicron nedeniyle sınırlarını kapatan ilk ülke oldu.
Zhang Wenhong, Güney Afrika’da çıkan virüs varyantının, savunmasız nüfusun bağışıklığına bir tehdit oluşturup oluşturmayacağının yaklaşık iki haftalık bir gözlemin ardından anlaşılacağını dile getirdi.
Salgının başından bu yana yüzlerce varyant ortaya çıktığını, ancak bunlar arasında sadece Delta’nın ayakta kaldığını kaydederek, Beta ve Gama varyantlarının da nispeten güçlü bağışıklıktan kaçış özelliklerine sahip olduğunu, ancak Delta karşısında kaybederek silindiklerini kaydetti.
Çin’in aldığı dinamik sıfır vaka stratejisine de değinen Zhang Wenhong, bu strateji sayesinde bir sonraki aşamada dünyanın yeniden açılmasını destekleyebilecek etkili aşı ve ilaç rezervleri ile halk sağlığı ve tıbbi kaynakların oluşturulması gibi açılardan bilimsel destek altyapısı inşa edildiğini dile getirdi.
Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Başepidemiyoloğu Wu Zunyou da Omicron varyantıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, matematiksel modellemelere göre, Omicron’un Delta’dan daha bulaşıcı olduğunu, ancak maske, sosyal mesafe ve hijyen gibi halk sağlığı önlemlerinin tüm mutasyonlar karşısında etkili olduğunu söyledi.
Aşıların Omicron karşısında etkili olup olmadığını değerlendiren Wu Zunyou, aşıların etkili olduğunu ancak etkilerinin azalabileceğini, 3. doz aşının ve antikorun yüksek olmasının mutasyona uğramış suşlar karşısında etkili olacağını söyledi.
Wu, Omicron’un Delta’yı geride bırakarak dünya genelindeki ana suş olup olmayacağının sadece virüsün biyolojik özelliklerine değil, aynı zamanda toplumsal özelliklere de bağlı olduğunu dile getirdi. Wu Zunyou, etkili tedbirlerin Omicron’un dünyadaki baskın türe dönüşmesini engelleyebileceğini sözlerine ekledi.
Wu Zunyou, ayrıca Çin’de “sıfır vaka” stratejisi uygulanarak, insidans ve ölüm oranlarında küresel ortalama baz alındığında, ülkede 47 milyon 840 binden fazla kişinin enfekte olmasının, 950 bin kişinin hayatını kaybetmesinin önlendiğini kaydetti.