Emin Önen: Türkiye Çin ilişkileri hakettiği noktada değil

2021-02-13 15:42:10

Yin Tingting / Gazeteci

Çin Medya Grubu

Sayın Büyükelçi, Çin Medya Grubu’nun röportaj teklifini kabul ettiğiniz için teşekkürlerimizi sunarak başlamak istiyorum.

Geçen sene küresel çapta yayılan COVID-19 salgını, bütün dünya ülkelerini etkiledi. Ama şunu da biliyoruz ki; Çin ile Türkiye, salgınla mücadelede birbirine destek vererek, aşı geliştirme gibi alanlarda aktif işbirliği yürütüyor. İlk sorum şu: Çin ile Türkiye arasında salgınla mücadele alanında yürütülen işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok teşekkür ediyorum, Sizlere de büyükelçiliğimize hoş geldiniz diyorum. Özellikle sizin de ifade ettiğiniz gibi salgın tüm dünyayı etkiledi. Hatta 2020 yılını belki de kayıp bir yıl olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Tüm dünya salgından dolayı adeta durma noktasına geldi, insanlar hayatlarını kaybettiler. Salgın hala daha devam ediyor tüm hızıyla. Ekonomiler çok ciddi sıkıntılara uğradı. Tabii ki de Türkiye-Çin ilişkileri de belki bir durağanlığa girdi. Ama sizin de söylediğiniz gibi iki ülke arasındaki görüşmeler, yakın işbirliği  sağlık alanında baş gösterdi. Biliyorsunuz ilk salgın başladığı zaman Wuhan’da Türk vatandaşları vardı ve Türkiye Wuhan’daki vatandaşlarını kurtarmak için bir uçak gönderdi. Dünyadaki ilk kurtarma operasyonlarından biriydi.

Bu vesileyle gelen uçağı Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla tıbbi malzemeyle doldurduk ve Çin’e ilk gelen yardım malzemelerinden bir tanesi oldu. Akabinde salgın daha sonra farklı ülkelere kaydığı zaman ve yeniden Batı farklı bir şekilde bu salgının başkenti olduğu zaman Türkiye’de bundan çok ciddi etkilendi. Türkiye’de salgın başladığı zaman Çin’den bu sefer biz tıbbi yardım aldık. Daha sonra tabii gelişen zaman içinde salgın tün dünyayı etkiledi.

Çin’de de salgınla mücadelede belli bir birikim, belli bir tecrübe oluşmuştu. Bu konuda iki ülkenin sağlık bakanlıkları arasında ve bilim kurulları arasında bir tecrübe paylaşımı neticesinde telekonferanslar yapıldı. Ve bu neticede Çin’de yapılan çalışmalar Türkiye’ye aktarılmış oldu.  Türkiye’de de o çalışmalar devam ettirildi. Son olarak aşı çalışmalarına başlandı. Tabii aşı henüz tam olarak tekemmül etmiş değil ve tüm dünyada kullanılır vaziyette değil ama çok hızlı bir şekilde aşılama çalışmaları yapıldı. Türkiye’de de şu an Çin’den aldığımız aşı çalışmaları uygulanmaya başlandı. Aynı şekilde Türkiye’de de yeni geliştirilmekte olan aşılar var. Bu konuda işbirlikleri yapılıyor. Bu manada diyebilirim ki salgın boyunca iki ülke arasında bir dayanışma gerçekleşti. Ve bu dayanışma neticesinde zor gün dostu anlamında söyleyebileceğimiz, irtibatlar sağlandı. Ben şu açıdan da bakıyorum. “Salgın boyunca nasıl bir işbirliği içindeysek, salgından sonra da ilişkilerimize o şekilde yansıyacaktır.” diye düşünüyorum.

Yin Tingting:

Dediğiniz gibi, şu an Türkiye’de Sinovac aşıları düzenli bir şekilde yapılmakta ama aynı Batılı medya kuruluşları başta olmak üzere bazı çevreler, Çin’de geliştirilen aşıları sürekli karalamaya çalışıyorlar ve bu aşıların güvenliğiyle ilgili şüpheler ileri sürüyorlar. Bu şüphelere nasıl bakıyorsunuz?

Abdulkadir Emin Önen:

Şimdi aşı çalışmalarına bence bilimin ışığında bakmak gerekiyor. Çünkü aşı çalışmaları hangi ülkede yapıldığından ziyade önemli olan nasıl bir fayda sağlayacağıyla alakalı. O yüzden sonuçta uzmanlık alanımız tıp değil, bilim adamı da değiliz ama bilim insanlarının yaptığı çalışmalara bakarak, içeriğin nasıl insanlara faydalı olacak, nasıl bir aşkı gelişecek bence buna odaklanmak gerekiyor. Buna odaklandıktan sonra zaten nerede yapıldığının, hangi enstitü tarafından gerçekleştirildiğinin çok bir önemi yok.

Türkiye’de biliyorsunuz Sinovac aşısının son 3. aşama klinik denemeleri bilimadamlarımız tarafından deneniyor, testler yapılıyor. Ve onların neticesi olumlu çıktığı için de zaten şu an Türkiye’de Sinovac’tan aldığımız aşı çalışması başladı. Başarılı gidiyor. Umarım ki daha da iyi noktalara gelir bu aşılar ve tüm dünyanın tüm insanlığın faydasına kullanılır.

Yin Tingting:

Çin’in COVID-19 aşılarını küresel kamu ürünü olarak dünyaya sunma girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz ve iki ülke arasındaki aşı işbirliğinden beklentileriniz neler?

Abdulkadir Emin Önen:

Tabii ki de şimdi Sayın Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping bunu vurguluyor. Aşının tüm insanlığın faydasına kullanılması noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da aynı şeyi vurguluyor. Hem az gelişmiş ülkelerin, hem gelişmekte olan ülkelerin aşıya ulaşımlarındaki hakkaniyet, aşıya ulaşmadaki eşitliğin sağlanması gerektiğinden bahsediliyor. İki ülke de burada aslında birbirine çok yakın duruyor. Malumunuz Türkiye’de de aşı çalışmalarını geliştirme noktasında faaliyetler yapılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi; bu insanlığın ortak malı olacak ve Türkiye’de de aşı çalışmaları başarıya ulaştığı noktada, üretildiği zaman tüm insanlığın ortak faydasına kullanılacak. Burada da aslında Türkiye ile Çin bir işbirliği içinde olacağını düşünüyorum.

Yin Tingting:

COVID-19 salgını bütün dünya ülkelerini etkiledi. Özellikle küresel ekonomiyi ciddi etkiledi. Çin ekonomisi geçen yılın başında ilk önce çok ciddi düşüş gördü. Ama en kısa süre içinde toparlanmayı başardı. Sizce Çin ekonomisinin geçen seneki performansı nasıldı? Çin ekonomisi küresel ekonominin küresel ekonomin canlandırmada nasıl bir rol oynadı ve nasıl bir rol oynayabilece?

Abdulkadir Emin Önen:

Salgın ekonomilere çok ciddi darbe indirdi. Çin 2020 yılının ilk çeyreğinde çok büyük bir daralma yaşadı, 6.8 oranında. Daha sonraki çeyreklerde büyüme hızına girdi ve gerçekten herkesi şaşırttan hızlı bir toparlanma sürecine girdi. Bu hem Çin’in salgınla olan mücadelesini, hem vatandaşların bu konuda getirilen kurallara riayetini de gösteriyor. Çok hızlı bir toparlanma yaşadı ama dünyada malumunuz gerek Avrupa ekonomisi, gerek Amerika ülkeleri, gerek diğer tüm ekonomiler ciddi bir daralma yaşadı. Bundan etkilenmeyen ülke yok. Ama 2020 sonuçlarıyla değerlendirdiğimiz zaman dünyada belli başlı ekonomiler arasında sadece Çin ekonomisinin büyüdüğünü görüyoruz. Ama bunun yanında Türkiye ekonomisi de çok hızlı toparlandı ve 2020’nin son çeyreğinde de hep pozitif büyümeye girdi. Tabii Çin özelinde değerlendirmeye devam edersek, özellikle 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda 2021-2025 arasında ve daha sonra 2035 yılına kadarki uzun hedeflerini açıkladılar. Bunun hem ikili sirkülasyon, hem de inovasyona dayalı kalkınma stratejisi olduğunu görüyoruz.  Bu anlamda tabii Çin çok büyük bir ekonomi, çok büyük bir iç dinamizmi var. Çin’in iç ekonomisi ciddi anlamda hem üretiyor, hem tüketiyor. Ve ülkede tüketim alışkanlıkları her geçen gün artıyor. Malumunuz 400 milyonluk bir orta sınıf var. Ve bu orta sınıfın alışkanlıkları geliştikçe, uluslararası ekonomiyi bir araya getirme fikrinin ortaya çıktığını görüyoruz. Tabii bu anlamda Türkiye’ye de birçok fırsatlar çıktığını görüyoruz. Çünkü Türkiye ile Çin arasındaki ithalat ihracat dengesizliğini gördüğümüz zaman bizim ihracatımızı arttırmamız lazım. Çin’in bu hedeflerine baktığımız zaman, ithalatı arttıracağı yönünde bulguları görüyoruz. O yüzden bence Çin’de, Türk ihracatçısına Türk iş insanına daha fazla şanslar çıkıyor.

Yin Tingting:

Geçen yıl Çin ile Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkide çok önemli bir olay oldu. Geçen yılın sonunda Türkiye’den Çin’e gönderilen ilk özel ihracat treni yola çıktı.Ve yeni geçtiğimiz Ocak ayında Türkiye’den bor taşıyan ilk tren Çin’e yola çıktı. Bu gelişmelerin şu an ki durumda nasıl bir önemi var? 

Abdulkadir Emin Önen:

Sizin de söylediğiniz gibi İstanbul’dan hareket eden ilk ihracat trenimiz orta krodoru kullanarak 12 gün gibi çok kısa bir süre de Xi’an şehrine vardı. Malumunuz zaten Xi’an şehri tarihi İpek Yolu’nun başlangıç noktalarından bir tanesi Bu anlamda biz de Xi’an’da bir tören gerçekleştirdik. Xi’an’ın üst düzey yöneticileriyle bir araya geldik. Ve hakikaten bu olayın ne kadar önemli olduğunu Çinli yetkililer de hakkını teslim ediyor. Bunu arttırma noktasında her iki tarafın da ortak iradesi var. Şu an ki belirlenen hedefler arasında haftalık karşılıklı bir trenin yola çıkması var. Ve şu an üçüncü trenimiz yolda. Sizin de söylediğiniz gibi ikincisi geldi, üçüncüsü de bor taşıyan bir trenimiz yolda. Bu anlamda biz hem bağlantısallığı arttırmak, tedarik zincirlerindeki kopmaları önlemek, hem de Orta Koridor’un Kuşak ve Yol üzerinde ne kadar etkili olduğunu göstermek için de bir fırsat penceresi açıldığını düşünüyorum. Türkiye ihracatçısı için aynı zamanda yeni bir enstrüman anlamına geliyor. Sadece kara yolu, hava yolu, deniz yolu değil aynı zamanda demiryoluyla da yeni bir güzergahın oluşması Türk ihracatçısının da elini zenginleştiren, elini güçlendiren bir gelişme. Bu anlamda tabii Türkiye Asya ile Avrupa’yı hem kara yoluyla hem demir yoluyla birbirine bağlayan çok kilit bir noktada çok stratejik bir noktada. Ben Çinli iş adamlarının, Çinli yatırımcıların bu kilit noktada olması, stratejik noktada olan Türkiye’yi daha fazla değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. 

Yin Tingting:

Bu yılın Çin ile Türkiye arasında diplomatik ilişki kurulmasının 50. yıldönümü olması vesilesiyle düzenlenecek etkinlikler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Abdulkadir Emin Önen:

Pandeminin elverdiği ölçüde gerek siyasal gerek ekonomik gerek kültür gerek sanat tüm bu konularda biz muhattaplarımızla görüşüyoruz 50. Yıldönümü’ne uygun projeler bu sene içinde gerçekleştirmek üzere birçok görüşmeyi gerçekleştiriyoruz. Aynı şekilde Çin’in Ankara’daki Büyükelçisi Türkiye Dışişleri Bakanlığıyla, Biz keza burada Çin Dışişleri Bakanlığıyla bu görüşmeleri yürütüyoruz. Umarız ki 50 Yıldönümü, ilişkilerimizi daha ileriye taşıdığımız dönem olur. Çünkü şunu da söylememiz lazım, ben Türkiye Çin ilişkilerinin hakettiği noktada olmadığını düşünüyorum. Gerek ekonomide, gerek yatırımlarda, gerek ihracatta çok daha yüksek potansiyele sahip bir ülkenin 50. Yıldönümü’nü vesile ederek hem stratejik anlamdaki işbirliklerini ileri taşımada, hem ekonomik yatırımları, ihracatı ileriye taşımada vesile olacağını düşünüyorum.   

Yin Tingting:

Geçen 50 yılda ikili ilişkilerin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz ve ikili ilişkilerin geleceğine dair öngörüleriniz neler?

Abdulkadir Emin Önen:

Tabii söylediğim gibi biz bu potansiyelin çok gerisindeyiz, bu potansiyeli daha da yukarı taşımak istiyoruz. Özellikle Türkiye Çin’de, Çin’in Türkiye’de görünürlüğünü, farkındalığını arttırmaya yönelik faaliyetler yapıyoruz. 2020 yılında da aslında çok önemli gelişmelere gebe birçok faaliyeti gerçekleştirdik. İnşallah 2021 yılında bunları adım adım gerçekleştiriceğiz. Bunlardan bir tanesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nin açılması. İnşallah birkaç ay içinde, artık son noktaya geldik. Bu müjdeyi vereceğiz. Yunus Emre Kültür Merkezi’ni açacağız. Aynı şekilde Türkiye’nin Shanghai, Guangzhou ve Hong Kong’dan sonra dördüncü başkonsolosluğu olacak Chengdu’da başkonsolosluğun açılması noktasında çalışmalarımız devam ediyor. O konuda da son noktaya geldik. İnşallah 2021 yılı içinde bunu açacağız. Türkiye ile Çin aslında çok büyük iki ülke ve çok kadim bir dostluğa dayanan eski yıllara ait, binlerce yıla ait dostluk geçmişi var. Ve bu geçmişe uygun olarak Türkiye ile Çin birkaç yıl değil, en az 10 yılı, 20 yılı belki de 50 yılını hesap ederek bir planlama içine girmeli. 50. Yıldönümü’nde inşallah biz bunları bir noktada ileri taşımak için elimizden geleni yapacağız. Yeniden Asya perspektifinde Çin’in çok çok önemli bir yeri var. Bizler bunu biliyoruz ve bu noktada çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz.

吴丹