Pekin'den Beijing'e bir şehrin adları |
2017-05-19 15:23:17 cri
|
Bir şehri şehir yapan unsurlar arasında, şehrin ismi ne kadar yer tutar? Şehrin ismi değiştiğinde, şehirden neler gider, yeni isim neler getirir? Mevzubahis Beijing olduğunda, şehrin isimler silsilesini izlemek, tarihte üç bin yıllık bir yolculuğa çıkmak demek... *** Bugün Beijing'in bulunduğu bölgede ilk kent izleri, MÖ 1027-770 yılları arasında hüküm süren Batı Zhou Hanedanı döneminde başlar. O yıllarda Beijing, ji, yani sazlık adlı ufak bir yerleşim birimidir. Savaşan Devletler dönemi, yani MÖ 475'ten başlayıp MÖ 221 yılına uzanan süreçte, Çin'de kentleşme devrimi yaşanır. Surlar, kapılar, geniş yollar, şehir mimarisinin temel öğeleri kuvvetli biçimde kendini gösterir. Savaşan Devlet döneminde Çin, çok sayıda yerel beylik tarafından idare edilmektedir, Beijing'in bulunduğu bölgeyi Yan adlı bir beylik kontrol etmektedir. Kentin adı Yanjing olmuştur. Yani Yan'in başkenti. MÖ 221'de Çin'in tarihte ilk kez siyasi olarak birleşmesiyle, Yanjing'in stratejik önemi artar. Kentte ticari faaliyetler canlanır. Han Hanedanı döneminde kentin adı Youzhou olur: Huzur Şehri. Kentin isimler tarihinde belki en uzun ömürlüsü Youzhou ismi olur. Bin yılın sonlarına kadar kent bu adla anılır. Ta ki 907 yılında, bir bozkır halkı olan Kitanlar, kentin kapılarına dayanana kadar. Kentin başkent olmaya yazgılıdır, dolayısıyla kente talip olan her hanedan, yanında kent için uygun gördüğü bir isim de getirmiştir. 907 yılında Liao Hanedanı kurulduğunda, Kitanlar kente Nanjing adını verir. Bugün Çin'de Nanjing adlı bir başka kent var, Çin Cumhuriyeti'nin başkenti olan Nanjing, güney başkent anlamındadır. Peki, Çin'in kuzeyindeki Beijing kenti, nasıl olur da güney başkent olarak adlandırılır? Kitan halkı, buraya güney derken, elbette ülkenin kuzeydoğusundaki kendi anayurtlarını referans alıyorlardı... Pekin artık, ovanın kuzeyinin değil, bozkırın güneyinin başkentidir. Ancak belki de bu isim içlerine sinmemiş olacak, yahut coğrafya algıları değişmiş olacak ki, Kitanlar kısa süre sonra kente yeni bir isim uygun görürler: Serçe kenti. 1215 yılına gelindiğinde kentte Moğol dönemi başlar. Moğollar kente kendi dillerinde Hanbalık derler, balık eski Türkçede kent anlamına geliyordu, Kaşgarlı Mahmud, Türk dünyasında Beşbalık, Yangıbalık gibi önemli kentler olduğunu not ediyor. Moğolların Yuan Hanedanı döneminde, kent Çince Dadu olarak adlandırılır: Muhteşem başkent! İşte bu dönemde kentin önemli bir misafiri vardır, Çin'e gelip gidişi kuşkularla dolu olsa da, İtalyan seyyah Marco Polo'nun yolu Çin'in başkentine düşer... Şöyle tanımlar Venedikli, muhteşem başkenti: "Kentin evlerinin inşa edildiği tüm araziler, kare biçimli ve düz hatlar boyunca oluşturulmuştur; orantılı büyüklükte avlular ve bahçeler... Her kare biçimli arazi, trafik düzeni için güzel sokaklarla çevrelenmiştir; ve bu yüzden bütün kent, tıpkı bir satranç tahtası gibi kare alanlar içinde düzenlenmiştir. Kentin tam ortasında büyük bir saat vardır, başka bir deyişle bir çan. Gece yarısı çan üç kez çaldığında hiç kimse kentin dışına çıkamaz." Moğolların ardından kurulan Ming Hanedanı'yla kentin tarihinde başka bir dönem başlar. Ming imparatoru, buraya muhteşem bir başkent inşa edilmesi talimatını verir. 1402 yılında başlayan inşa çalışmaları, yaklaşık yirmi yıl sürer. 1421 yılında düzenlenen açılış törenine, dünyanın çeşitli ülkelerinden çok sayıda elçi de davet edilmiştir. Dönemin Arap ve İranlı seyyahlarının gezi notlarında bu açılış törenine dair anlatımlara rastlamak mümkündür. Ming döneminde kentin adı tarihte ilk kez Beijing olarak adlandırılır, Kuzey Başkent. 1644 yılında tahtı devralan Mançuların Qing Hanedanı da bu ismi korur. Qing Hanedanı'nın güçlü imparatorları Kangxi, Yongzheng ve Qianlong dönemlerinde Beijing, en parlak günlerini yaşar. Buraya kadar saydığımız isimler arasında Pekin ismine hiç rastlamadık. Peki, Türkçe dahil çeşitli dillerde neden Çin'in başkenti Beijing'e Pekin deniyor? Qing Hanedanı, başkentin ismini değiştirmedi ama bu dönemde yolu Çin sarayına düşen bir İtalyan papaz, şehrin isimler silsilesine bir yenisini daha ekledi ki bu isim Türkçe dahil olmak üzere pek çok dile geçti. 1603 yılında, Çin başkentine gelen Cizvit papaz Matteo Ricci, iyi derecede Çince konuşan, Çin klasiklerini Latinceye çeviren bir âlimdi. Matteo Ricci, Çince karakterleri Latin alfabesine uyarlamak için bir romanizasyon sistemi geliştirdi. Bu sisteme göre, Çin başkentinin Latince söylenişi Pequim olarak belirlendi. Bu ses kısa sürede diğer Batı dillerine yayıldı, İtalyancada Pequin, Fransızcada Pekin, İngilizcede Peking ve nihayet Türkçede Pekin. 20. yüzyıla girilmesiyle birlikte, kentin sıkça el ve isim değiştirdiği bir dönem başladı Kuzey seferi sonrası kent savaş beylerinden kurtarıldı ve Çin Cumhuriyeti döneminde Beiping olarak adlandırıldı. 1937'de kenti işgal eden Japonlar Peking ismini empoze etmeye çalışsa da, 1945'te Japonlar yenilince milliyetçi hükümet kenti tekrar Beiping olarak adlandırdı. 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla kent Peking oldu. 1958 yılında ülke içinde, 1979 yılından itibaren uluslararası platformlarda Beijing isminin kullanılması kararlaştırıldı. ABD yönetimi, 1960'ların sonlarına kadar milliyetçi hükümetin kente verdiği Beiping ismine sadık kalsa da, daha sonra ABD'de de Beijing kullanımı resmiyet kazandı. *** 1909 yılının Temmuz ayında yolu Beijing'e düşen yazar ve seyyah Abdürreşid İbrahim Efendi, o dönemde Çinlilerin kente "Piçin" dediklerini yazıyor. Muhtemelen Beijing sesi bu şekilde aklında kalmış. Kentin surlarını, sokaklarını, mahallelerini gezen Abdürreşil İbrahim, şehri şöyle tarif ediyor: "Pekin kenti dünyanın en eski beldelerinden olup, medeniyetin en eski numunelerindendir." Programımızı son yıllarda Çin'de çok popüler bir şarkıyla bitirelim. Şarkının adı: Beijing Beijing. Müzisyen Wang Feng'in söylediği şarkıda şöyle diyor: "Gülmek için buradayım, ağlamak için, burada yaşıyorum, burada öleceğim. Burada dua edip, burada kaybedeceğim." |