YORUM: QINGDAO ÖRNEĞİ ÇİN'İN COVID-19'U NASIL YENDİĞİNİ YİNE GÖSTERDİ |
2020-10-22 19:34:09 cri
|
Liu Wenjun,CRI Çin'in doğusundaki Qingdao kentinde yakın zamanda görülen COVID-19 vakaları karşısında alınan tedbirler, Çin'in geride kalan 9 aylık süreçte salgını nasıl mağlup ettiğine dair önemli ipuçları verdi. Shandong eyaletinde yer alan Qingdao'da geçen hafta görülen yerel kaynaklı vakalar, önce kentteki, sonra da tüm ülkedeki ilgili birimleri harekete geçirdi. İki asemptomatik vakanın temasta bulunduğu herkes anında tespit edildi, bunun yanı sıra, tüm kentte toplu test yapılması kararı alındı. Beş gün içinde yaklaşık 10 milyon 800 bin COVID-19 testi yapılan kentteki yeni dalga son olarak tespit edilen toplam 13 vaka ile yeniden kontrol altına alındı. Çin medyasının haberlerinde aktarılan verilere göre, 11 milyon nüfuslu Qingdao'da beş günde yapılan test sayısı, Avustralya ve Brezilya dâhil birçok ülkede salgının başından bu yana yapılan test sayısından fazla. Tabii tedbirler sadece test yapmakla sınırlı da değil. Hastaların temas kurduğu kişileri belirlemek, kısmi karantinalar ve erken tedavi uygulamak başarının ardında yatan diğer nedenler. Esasen Qingdao, bu durumun sadece son örneğiydi. Yakın dönemde, başkent Beijing, Dalian ve Urumçi'deki yeni dalgalarda da benzer uygulamalara gidilmiş, önlemler birden sıkılaştırılmış, yoğun testler yapılmıştı. Beijing'de Xinfadi Pazarı'nda ikinci dalga görüldüğünde, yetkili makamlar, öncelikle söz konusu mahalleyi "kapattı", ulaşım bağlantılarını kesti ve vakalarla ilişkili herkesin test edilmesini sağladı. Çin'in erken teşhis ve erken tedbir politikalarına ülkenin her düzeydeki mobilizasyon kabiliyetini, sağlık personelinin tecrübesini ve teknik imkânlarını da eklediğinizde, bu başarının nasıl geldiğini anlamak kolaylaşıyor. Yine diğer ülkelerle kıyaslarsak, İngiltere örneğinde, bir anda tedbirlerin gevşetilip insanların "dışarıda yemeye" teşvik edildiğini, neticesinde de vaka sayılarında yeniden tırmanış yaşandığını görüyoruz. İngiltere ve Fransa, bilhassa da kış mevsiminin yaklaşmasıyla artan vaka sayıları sonrasında yeni tedbirler almaya başladı. İki ülkede de günlük vaka sayıları 20 bini buldu. ABD, henüz bu aşamaya dahi gelmiş değil, günlük 40 bin ila 50 bin vaka görülmesine karşın tedbirler ya yetersiz kalıyor ya da uygulanmıyor. Batı'da birçok ülke, bu yılın şubat ve mart aylarında kendilerine doğru gelen salgın karşısında, "gelsin de bakarız" şeklinde bir tutum benimsedi. Bu ülkeler, daha sonra da vakalar henüz kaybolmadan ekonomilerini bir anda açmaya kalkıştı. Qingdao örneğinin bize bir kez daha kanıtladığı şu ki, elde edilen başarılar, gösterilen fedakârlıklardan ötürü bir nevi mucize sayılabilir; ancak, rasyonel bir değerlendirme, bize, asıl yapılanın, konuyu ciddiyetle ve profesyonelce ele almak, tedbirleri uygulamak ve kurallara uymak olduğunu gösteriyor. Çin basınında yer alan bazı yorumlara göre, Batılı ülkelerin anlamakta güçlük çektiği bir diğer nokta da COVID-19 ile mücadele ile ekonomiyi kurtarmanın "sıfıra müncer oyun" olmadığını kavramak. Çin'in yerinde, hedef odaklı ve hızlı tedbirleri, küçük ölçekli karantinaları, toplu testleri ve önleyici tedbirleri esasen virüsü erken şekilde durdurduğundan, ekonomiyi zora sokacak, tamamen durduracak büyük maliyetli tedbirlere de ihtiyaç duyulmamasını sağlıyor. Bazı ülkeler, sadece semptom gösteren kişilere test uyguluyor; bazı ülkeler, testleri pozitif sonuç verenleri evlerine geri gönderiyor... Çin'de ise her hastanın hastanede tedavi görmesi, virüsü yaymaması için çalışılıyor. Batı medyasına bakıldığında, Çin'de son dönemde düzenlenen bazı etkinliklerin gündeme getirilerek sosyal mesafe kurallarının hiçe sayıldığının belirtildiği, Wuhanlıların parti düzenleyerek eğlenmelerinin eleştirildiği haberler görmek mümkün. Evet, başkent Beijing'de şu an sokaklara bakıldığında maske takanların giderek azaldığı söylenebilir; zira yerel yönetim de salgındaki durumun iyiye gitmesinden sonra açık havada maske takma zorunluluğu bulunmadığını açıkladı. Ancak, aynı şeyi kapalı mekânlar için söylemek mümkün değil. Çin'de uzun süredir yerel kaynaklı vaka görülmese de metro ve diğer toplu taşıma araçları ile alışveriş merkezleri gibi kapalı alanlara maskesiz girmek hâlâ yasak. Evet, Wuhan'da havuz partileri düzenlendi, fakat, 76 günlük sıkı karantinadan sonra, 3 ay boyunca "0" vaka görülmesinin ardından... Bu yüzden, salgının ilk kez görüldüğü kentin sakinleri hem hükümet hem halk nezdinde "gazi" mertebesinde anılıyor, eğlenmeyi de herkesten çok onların hak ettiği düşünülüyor. Çin ile ilgili haberleri önyargısız şekilde okuyanların, komplolar yerine olgulara itibar edenlerin bu gerçekleri görmesi hiç de zor değil. |