YORUM: "Asya'nın NATO'su" QUAD: Ortak çıkar yok, çıkar çatışması çok...

  2020-10-21 20:52:58  cri

FOTO: 6 Ekim 2020'de QUAD dışişleri bakanları Tokyo'da grup fotoğrafı çektirdi

Hindistan Savunma Bakanlığı Pazartesi günü, Avustralya'nın bu yılın sonlarında Bengal Körfezi'ndeki Malabar 2020 Tatbikatı'na katılmaya davet edildiğini duyurdu. ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya'nın katılacağı tatbikat, geniş çapta QUAD (Dörtlü Güvenlik Diyaloğu) ittifakının en son adımı olarak kabul ediliyor.

Avustralya, Malabar deniz tatbikatına en son 2007 yılında katıldı. Hindistan'ın Avustralya'yı 13 yıl sonra tatbikata geri dönmeye davet etmesinin amacı Çin'e baskı yapmak. ABD her zaman resmi olarak bir QUAD ittifakı kurmak istemiştir ve onu "Asya NATO'su" için bir temel haline getirmiştir. 6 Ekim'de Tokyo'da dört QUAD ülkesi arasında yapılacak olan Malabar deniz tatbikatının yanı sıra dışişleri bakanlarının toplantıları göz önüne alındığında, QUAD için hareketli bir dönem başlamış görünüyor.

Ancak şimdiye kadar QUAD mekanizması oldukça ilkel seyretti. Dört ülkenin Çin ile jeopolitik bağları ve çelişkileri oldukça farklı. QUAD mekanizmasının farklı talepleri ve beklentileri var. Daha sık işbirliği yapıyor olsalar da, Asya-Pasifik bölgesinde dört ülkenin Çin karşıtı ittifak kurmasını engelleyen faktörler, onları birleştirenlerden çok daha büyük.

Çin, bölge için herhangi bir güvenlik tehdidi oluşturmuyor. Hindistan ve Japonya'nın Çin ile yalnızca bölgesel anlaşmazlıkları var, ancak bu anlaşmazlıkların topyekun çatışmalara dönüşmesi pek olası değil. Bölgesel sürtüşmeleri kontrol altına almak genellikle Çin ile aralarında ortak bir mantıktır. Bu arada, ABD'ye uyup son dönemde Beijing'le bazı gerginlikler çıkarmasına rağmen, Avustralya'nın Çin ile gerçek bir güvenlik çelişkisi yok.

ABD'nin QUAD'i bir "Asya NATO'suna" dönüştürmek için hiçbir çabadan kaçınmadığını, diğer üçünün proaktif olarak kendi amaçları için ondan yararlandığını belirtmek gerekir. Üçlü, Çin'in yükselişine alışkın olmadıkları için bir "tehdit" olarak gördü, ancak Çin'in hızlı büyümesiyle gerçekçi ilişkiler geliştirdiler.

Çin diplomatik baskı uygulayarak dört ülkenin bir araya gelmesini engelleyemez. Ancak Çin, onları ABD'nin Çin karşıtı stratejisinden uzak tutmak için bol kaynakla Hindistan, Japonya ve Avustralya ile ilişkilerinde inisiyatif aldı.

Hindistan'ı ele alalım. Çin-Hindistan sınır sürtüşmelerini ele almak o kadar kolay değil. Ancak her iki ülkenin de sürtüşmelerin stratejik düşmanlık haline gelmesini önlemeyi umduğuna inanılıyor. Sırf Hindistan-Çin sınır sorunları yüzünden stratejik özerkliğini terk etmek ve ABD'nin piyonuna dönüşmek, Hindistan'ın çıkarlarına açıkça aykırıdır.

Çin, ulusal çıkarlarına ve uluslararası ilişkilerin temel kurallarına bağlı kalma yolunu seçiyor. QUAD'ın blöflerinden korkmak ve baskıya teslim olmak Çin'den beklenecek bir tutum değildir. Çin, Hindistan, Japonya ve Avustralya ile etkileşimlerinde kendi inandığı ilkelerle ilişkilerine devam etmelidir.

Hindistan, Çin'in Hint Okyanusu'nda kendisine bir tehdit oluşturmayacağını ve uluslararası sahnede iki ülke arasındaki farklılıklardan daha fazla işbirliği alanı olduğunu görecek. QUAD grubu Hindistan'a herhangi bir yardım teklif edemiyor. Hindistan, Çin ile tek başına yüzleşmek zorunda. Çin ve Hindistan, müzakereler yoluyla sürtüşmeleri azaltabilir. Çin gerekirse askeri yollara başvurmakta tereddüt etmeyecektir. Çin-Hindistan sınır meselelerinde QUAD grubuna yer yok.

QUAD'in hedefi, "stratejik olarak saldırgan" bir Çin'dir. Ancak böyle bir Çin yok. Dolayısıyla bu daha en başından akamete uğramış bir bloktur.

"Asya NATO'su" fikri zamanla bağdaşmıyor. Hedeflediği Çin, gerçek Çin'den oldukça farklı. ABD, Çin karşıtı birleşik bir cephe yaratmada büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu görüyor. Hindistan, Japonya ve Avustralya, QUAD mekanizmasını tanımlamada ABD ile bile farklılıklar gösteriyor, bölgedeki diğer ülkelerden bahsetmeye gerek yok. Bu ülkelerin çoğu, birbirlerine dayanmaktan ziyade, birbirlerinden yararlanmayı umuyor...

Çin dünyaya ve tarihe karşı hareket eden, üstünlük ve "istisnacılık" iddiasındaki bir güç değildir. Amerikan istisnacılığından farklı olarak, Çin için tek istisna, insanlığın barış ve huzurudur. ABD'nin tüm kışkırtmalarına rağmen, dünya halkları bu gerçeği takdir edecektir.