Yorum: Pompeo, dünya barışı için büyük tehdit

  2020-07-27 16:24:35  cri

ABD tarihinin "en başarısız dışişleri bakanı" unvanına layık görülen Pompeo'nun, yorulmaksızın Soğuk Savaş rüzgârları estirmeye çalışması, dünya barışı için ciddi tehdit oluşturuyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo kısa süre önce California Richard Nixon Kütüphanesi'nde yaptığı konuşmada, sözde "Çin tehdidi" yorumlarını iyice abarttı. Pompeo, geçen 50 yıl içinde ülkesinin Çin'e yönelik temas politikasının "başarısızlığa" uğradığını iddia ederek, ABD'nin müttefiklerine Çin'i değiştirmek için "daha radikal" tedbirler alma çağrısında bulundu.

Pompeo'nun Çin karşıtı açıklamalarında dikkat çekilmesi gereken bir başka nokta da konuşmasını yapacağı mekânın özenle seçilmiş olması ve eski Başkan Nixon'ın ifadelerini referans almak suretiyle ABD'nin müttefiklerini Çin'e karşı çıkma yönünde kışkırtması. Pompeo "tarihi adalet" kisvesi altında seyircilere çirkin bir palyaço gösterisi sunmaktan başka bir fayda sağlamadı, üstelik tarih konusundaki cehaletini gözler önüne serdi.

Washington Post gazetesinde dün yer verilen ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass'ın makalesine göre, Başkan Nixon ve dönemin dışişleri bakanı Henry Kissinger'in Çin'e yönelik temas politikasının amacı, Çin'in içişlerine karışmak değil de Çin'in gücünden faydalanarak eski Sovyetler Birliği'ni kontrol altına almaktı.

Makalede, Pompeo'nun Nixon Kütüphanesi'nde yaptığı konuşmasının kendisinin gerek tarih, gerek Çin, gerekse ABD konularında bilgisiz olduğunu kanıtladığı belirtildi. ABD ile Çin'in ikili ilişkilerinin, diğer ülkeler arasındaki ikili ilişkilere kıyasla çağın yönünün belirlenmesinde daha etkili olduğuna dikkat çekilen makalede, Pompeo'nun tutarlı siyasi politika ortaya koyamadığı ve tarihi konularda yanlış bilgisini açığa vurduğu belirtildi.

Çin ve ABD arasındaki ilişkilerde uzun vadede istikrarın korunması için anlaşmazlıkların kontrol altına alınarak işbirliğinin genişletilmesi lazımdır. 11 Eylül saldırısının ardından Çin ve ABD, terörle mücadele ve güvenlik alanlarında somut işbirliği kurdu. 2008 finansal kriziyle birlikte Beijing ve Washington, politikaları hususunda koordinasyonu güçlendirerek birçok meselede kapsamlı işbirliğini başlattı. İki ülke işbirliği ile dünyada barış ve kalkınmaya önemli katkı sağladı. Covid-19 salgınının ortaya çıkmasının ardından ise Çin, kendi içinde salgını kontrol altına alır almaz, ABD dâhil tüm ülkelere elinden gelen yardımı sağlamaya gönüllü oldu.

Mike Pompeo'nun Soğuk Savaş zihniyetinin izlerini taşıyan açıklamasını yaptığı o gün, ABD'de tespit edilen vaka sayısı 4 milyonu geçti. Salgınla mücadele için kolları sıvayan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, Çinli BYD şirketi ile 420 milyon maske satın alınmasını öngören işbirliği sözleşmesini imzalayacaklarını açıkladı.

Elbette Pompeo'nun Çin'i ayrıştırma girişimleri, Amerikan halkı başta olmak üzere dünya halklarının çıkarlarına uymadığından uluslararası toplum tarafından kınandı.

Bloomberg News'de yer alan haberde, Washington'ın son 50 yılda Çin-ABD işbirliğinden gördüğü yararı unuttuğu belirtildi.

Amerikan NBC tarafından yayımlanan makalede ise, Çin'e karşı tutumunu daha da agresifleştiren Pompeo'nun ideolojik muhalefet yaratmaya ve ÇKP'yi dize getirmeye çalıştığı açıklandı. Makalede, Pompeo'nun bu girişimlerinin yol açtığı istikrarsız ve faydasız siyasi ortam "endişe verici" olarak değerlendirildi.

ABD'li ekonomist Jeffrey Sachs, şu anda ABD ile Çin arasında başlayacak bir soğuk savaşın, dünya için Covid-19'dan daha ciddi bir tehdit teşkil edeceğini söyledi.

25 Temmuz'da online olarak düzenlenen "Çin'e Yönelik Yeni Soğuk Savaş, İnsanlığın Ortak Çıkarlarına Karşı" başlıklı uluslararası kamuya açık toplantı, çok sayıda sosyal platformdan canlı yayınlandı. 48 ülkeden gelen uzman ve akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilen toplantının ardından, 14 dille "Yeni Soğuk Savaşı Reddetmek" başlıklı ortak bildiri yayımlandı.  

Herkes biliyor ki, dünya Soğuk Savaş döneminden kurtuldu. Soğuk Savaş'ın yarattığı düşmanlık, abluka ve izolasyon tehlikesi, bugün yine insanları korkutuyor. Tarihi tekerrür ettirmek isteyen Pompeo, ABD'li vatandaşlar dâhil dünya halkı tarafından kınanmaya mahkûmdur.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun "yalan, aldatma ve çalma" girişimleri uluslararası toplumun zihnine işlemiş durumda. Bu yüzden, Pompeo'nun Çin'le ilgili çılgınca açıklamaları bizi pek şaşırtmadı.                   

Kimilerine göre Pompeo'nun göreve geldiği andan itibaren tüm sözleri derlense, siyasetle ve profesyonellikle ilgisi olmayan, tarihi derinliği bulunmayan ucuz bir roman ortaya koyulmuş olacaktır. Beyaz Saray'ın aşırı sağcı ve milliyetçilikle dolu olacak söz konusu broşürü kullanarak yönetimi sürdürmesi halinde, ABD'nin geleceği kaygı verici nitelik kazanacaktır. Ayrıca broşürün yazarı Pompeo, tarih tarafından cezalandırılacaktır.