Yorum: Amerikan politikacılar, "insan hakları savunucuları" mı, "insan hakları felaketlerinin yaratıcıları" mı?

  2020-06-12 11:58:33  cri

Liang Xinwen-CRI Haber Merkezi

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (American Civil Liberties Union) kısa süre önce BM İnsan Hakları Konseyi'ne gönderdiği mektupta, "Tıpkı ABD'nin başka ülkelere yaptığı gibi, ABD için de soruşturma ve yargılama başlatılması zamanı geldi." ifadesi kullanıldı.

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği mektubunda, BM'den ABD polisinin protestoculara şiddet uygulamasıyla ilgili acil toplantı düzenlemesini ve olayları soruşturmasını istedi. Mektupta, BM'nin ABD hükümetini insan hakları ihlallerinden sorumlu tutması gerektiği vurgulandı.

Siyahi George Floyd'un ölümünün yol açtığı büyük çaplı protestolar tüm ABD'yi etkiledi. ABD merkezli Wall Street Journal ve NBC tarafından ortaklaşa yapılan bir ankete göre, ankete katılan Amerikan vatandaşlarının yüzde 80'i ABD'nin kontrolü kaybettiği görüşünde. Peki, dünyanın tek süper gücü, neden bu duruma düştü?

Ne yazık ki bazı Amerikan politikacılar ve medya kuruluşları, kendilerini dürüstçe değerlendirip hatalı görüşlerinin kaynağını bulmak yerine, ırk çatışmalarını arttıran girişimlerde bulunmaya devam ediyor. Mesela, Amerikan lideri protestocular için "ezikler" gibi ifadeler kullandı.

Bu durum, tüm dünyanın, kendilerini insan hakları savunucuları olarak tanıtan Amerikan politikacıların aslında "insan hakları felaketleri yaratıcıları" olduğunu bir kez daha görmesini sağladı. İngiltere'de yayın yapan The Independent gazetesinin web sitesinde yer alan bir yorumda, ABD'nin her zaman insan hakları konusunu gündeme getirdiği, ancak kendisinin insan hakları yükümlülüklerini sürekli ihmal ettiği ve insanların can güvenliğini görmezden geldiği kaydedildi.

ABD merkezli siyasi dergi Politico'da yer alan bir makalede ise, "Şu an ABD'de meydana gelen olay başka ülkelerde yaşansaydı, Amerikan politikacılar hemen bilinen senaryoya göre, o ülkelerde yaşanan kaostan kaygı duyduklarını, o ülkelerin hükümetlerinden barışçıl gösterilere izin vermelerini istediklerini, polisin sivillere şiddet uygulamasını kınadıklarını açıklardı. Şimdi bu olaylar kendi ülkelerinde yaşanırken, senaryo tamamen değiştirildi." ifadelerine yer verildi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, diğer ülkeleri karalamak için sıkça demokrasi ve insan hakları gerekçelerini kullanıyor. Ancak ülkesindeki ırkçılık karşıtı protestolar karşısında birden susuverdi. Aksine, önceki gün düzenlenen bir basın toplantısında da yine başka ülkelerin din ve inanç özgürlüğünü eleştirdi.

ABD'de ırk ayrımcılığını yasaklayan Sivil Haklar Kanunu'nun çıkarılmasından bu yana geçen 50 yılı aşkın süredir ABD yönetimi, ırk sorunlarıyla başa çıkamıyor. Bazı hükümet yetkilileri, açıkça ırk ayrımcılığını kışkırtıyor. Bu girişimler, modern insan hakları kavramını lekelediği gibi, ABD toplumunun talihsizliğini arttırıyor.