Yorum: ABD'li siyasetçilerin basın özgürlüğünden bahsetme hakkı yok

  2020-06-03 21:03:08  cri

AFP'nin bugün yayımladığı habere göre, son bir hafta içinde medya gözlem kuruluşları, ABD'de polislerin gazetecilere karşı şiddete başvurduğu çok sayıda olayın kameralarca kayıt altına alındığını tespit etti. Gazeteciler, polis kurşunlarının ve biber gazlarının hedefi oldu, polisler tarafından dövüldü ve tekmelendi. ABD'li gazetecilerin yanı sıra, ülkedeki gelişmeleri duyurmaya çalışan Avustralyalı ve Rus gazeteciler de polisin saldırısına uğradı. Polisler, yabancı gazetecilere kalkanlarını kullanarak vurdu, plastik mermiler ve göz yaşartıcı bombalarla saldırdı.

ABD hükümetinin, tüm dünyanın gözü önünde basın mensuplarına şiddet uygulaması yoğun tepkiye yol açtı.

ABD Radyo, Televizyon ve Dijital Haberler Derneği (RTDNA) Genel Direktörü Dan Shelley, ABD'deki gazetecilere yönelik saldırıların yalnızca gazetecileri değil kamuoyunu da yaraladığını ve halkın yaşanan olayları görmesini engellediğini belirtti.

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, yaptığı açıklamada, gazetecilerin saldırıların hedefi olması hâlinde, bunun bedelini tüm toplumun ödemek zorunda kaldığını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da gazetecilerin yasal haklarının çiğnenmesinin kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison ise gazetecilere yönelik saldırıların soruşturulması talebinde bulunurken, bu konuda ABD'ye resmî şikâyette bulunacaklarını ifade etti.

Bilindiği üzere, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının meydana gelmesinden bu yana geçen süre içinde, ABD'li siyasetçilerin basın önündeki performansları hiç de iyi değil. ABD'li siyasetçiler, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, ya kendi uydurdukları art niyetli senaryoları dillendirdiler ya utanmadan kendilerini övdüler ya da salgınla mücadeledeki başarısızlıklarının sonuçlarını başkalarına atmaya çalıştılar.

Hatta bu kişiler, bazen gazetecileri sert bir dille eleştirdiler, bazen de soruları yanıtlamaktan vazgeçerek basın toplantılarını terk ettiler.

Kısa süre önce ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin'e karşı asılsız ve mesnetsiz suçlamalarını yineleyerek, Çin'in ABD'li gazetecilerin Hong Kong ile ilgili haber yapma özgürlüğüne müdahale ettiğini savundu.

Pompeo'nun bu iddiasına internet kullanıcıları yanıt verdi. İnternet kullanıcılarının fotoğraflar kullanarak hazırladıkları tablo, Hong Kong'da bir yıl önce yaşanan siyasi krizde yüzden fazla gazetecinin Hong Kong polisinin önünde olayları aktardığını gösterdi.

Bundan bir yıl sonra ise ABD'deki mevcut protestolar esnasında polislerin oluşturduğu cephelerin önünde haber yapmaya cesaret edebilen gazeteci bulmak neredeyse imkansız.

ABD'nin ikiyüzlülüğünü açıkça gösteren bu tabloya karşın, sözde basın özgürlüğünü dilinden hiç düşürmeyen Pompeo gibiler, acaba bundan sonra hangi yalanlara başvuracaklar?