Yorum: Batılı ülkeler için gerçek tehdit başkalarını suçlama bağımlısı Pompeo

ABD'li siyahi George Floyd'un polis tarafından gözaltına alındığı sırada nefessiz bırakılarak yaşamını yitirmesi sonucu ülke genelinde giderek tırmanan şiddet ve protesto olaylarına rağmen, ABD tarihinin "en berbat dışişleri bakanı" Mike Pompeo başka ülkelere asılsız suçlamalar ve eleştiriler yöneltmeyi durdurmuyor.

Mike Pompeo, kısa süre önce FOX'a verdiği demeçte, Çin'in ABD ve Batılı müttefiklerinin çıkarlarını zedelediğini, bunun Batılı ülkelere tehdit oluşturduğunu iddia etti. Pompeo, ABD ve Batılı ülkelerin bu tehdide ortak karşılık vermesi gerektiğini savundu. Pompeo'nun iddiaları, devletler arası ilişkileri kışkırtmanın da en yeni örneğini oluşturdu.

Dünyanın tek süper gücü konumundaki ABD, Covid-19 salgınıyla mücadelede başarısız oldu. Ülkede 100 binden fazla kişi salgın nedeniyle hayatını kaybetti.

ABD'li liderler, Floyd'un öldürülmesini protesto eden vatandaşları silahlı müdahalede bulunmayla tehdit etti. Bu durumda ABD'de hâlâ insan haklarının varlığından söz edilebilir mi?

Edinilen bilgilere göre, 10'dan fazla gazeteci, halkı bilgilendirmeye çalışırken yaralandı; hatta gazetecilerden bazıları tutuklandı. Bu durumda ABD'de basın özgürlüğü nerede?

Son günlerde, ABD'nin İngiltere, Almanya ve Danimarka gibi ülkelerdeki büyükelçiliklerini hedefleyen protestolar düzenlendi.

Söz konusu ülkelerin vatandaşları, protestolarda, "Floyd için Adalet" yazılı pankartlar taşıdı. Bu, ABD'nin ileri sürdüğü sözde "insan hakları" ve "ifade özgürlüğü" iddialarına da güçlü bir cevap vermiş oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Twitter hesabında Çin'e yönelttiği mesnetsiz suçlamaların altında yer alan "Çin'den korkmuyoruz, senden korkuyoruz" yorumu çok sayıda beğeni aldı.

İnsanlığa karşı tehdit oluşturanın kim olduğunu herkes çok iyi biliyor.

Salgının ortaya çıkmasından sonra herkes Çin ve Avrupa'nın birbirine destek verdiğini gördü. Çin'de salgınla mücadelenin en zor günleri yaşanırken de Çin'den AB ülkelerine yardım malzemeleri gönderildi.

Avrupa'da salgın durumunun ciddileşmesi sonrasında, Çin yurt içinde salgının hâlâ devam etmesine rağmen Avrupa ülkelerine tıbbi malzemeler ve sağlık ekipleri gönderdi.

Öte yandan, salgın döneminde Çin-Avrupa tren seferleri aracılığıyla 8 bin tondan fazla koruyucu malzeme taşındı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada, Çin ile işbirliğinin AB için büyük önem taşıdığını, bu işbirliğini sürdüreceklerini söyledi.

Yaşanan olayları yakından takip eden Avrupalı ve Çinliler, kimin samimi dost, kimin sahte kardeş olduğunu açıkça görüyor.