Yorum: Çin'i suçlayan Batılı siyasetçiler hukuk cahili ve holiganlar |
2020-05-25 20:39:55 cri
|
Ren Jie-CRI Haber Merkezi "Çin'e yönelik bu tür suçlamalar, ne olgusal bir temele, ne yasal bir dayanağa sahip, ne de bu konuda uluslararası bir emsal var." Bu açıklama, Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından 13. Çin Ulusal Halk Meclisi 3. Toplantısı kapsamında dün düzenlenen basın brifinginde yapıldı. Bu açıklama, bazı Batılı siyasetçilerin "Çin'e dava açma" ve "Çin'den tazminat talep etme" şeklindeki siyasi saçmalıklarına Çin tarafından bugüne kadar verilen en açık ve en sert yanıt. Bu yanıt aynı zamanda uluslararası toplumun, bazı Batılı siyasetçilerin Çin'e yönelik asılsız suçlamalarının baştan sona hukuki cehalet ve holiganlık barındırdığının farkına varmasını sağlayacak. Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirtildiği gibi, virüs dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkabilirdi ve Çin de bu son salgının bir mağduru. Çin, salgının yayılmasını engellemek amacıyla en kısa zaman içinde virüsün yayılma yollarını kesti ve salgının hızlıca yayılmasını etkili bir şekilde engelledi. Çin, bu konuda ağır bedeller ödedi ve büyük bir fedakarlıklar yaptı. Çin'in salgınla mücadelede harcadığı çabalar, zaman ve tarih sınavlarından geçecektir. Uluslararası tıp ve bilim çevreleri, yeni tip koronavirüsün kaynağı konusunda henüz kesin bir hükme varamadı. Araştırmalar, aralarında ABD ve Fransa'nın da yer aldığı bazı ülkelerde geçen yılın Kasım ayında ya da daha erken bir zamanda yeni tip koronavirüs vakalarının görüldüğünü ve bu vakaların bilinen bir seyahat geçmişinin de olmadığını ortaya koydu. En azından salgının dünyanın birçok noktasında patlak verme olasılığı son derece büyük. Amerikan siyasetçiler neden gözlerini yalnızca Çin'e dikti? Gerçekten hesap sorulursa, küresel pandeminin sorumlusu ülke ABD olur. ABD'deki bazı siyasetçiler, kendi ülkesinde pandeminin patlak verdiği zamanı bulanıklaştırırken, ölü sayıları üzerinde bile oynama yaptı. ABD, başarısız kontrol tedbirleri nedeniyle dünyada en çok vakanın görüldüğü ülkelerden biri oldu ve küresel kamu sağlığı güvenliğine de bir tehdit oluşturdu. Bütün bunların soruşturulması gerekmiyor mu? Bunun dışında, sözde dava ise ne hukuki kanıtlara sahip ne de mantıklı sebeplere dayanıyor. Bazı Amerikan siyasetçilerin ısrarla Çin'e dava açılması girişimleri, devletlerin egemen eşitliği ve egemen devletlerin bağışıklığı gibi uluslararası ilişkilerin önemli ilkelerine ciddi şekilde aykırı düşüyor. ABD dava girişimine zorla meşruiyet kazandırmak istemesi halinde, ABD tarafından 1976 yılında yayımlanan Yabancı Egemen Dokunulmazlıklar Yasası'nda değişiklik yapılmalı. Ancak bu, mevcut uluslararası hukuk düzenini kesinlikle sarsacağı gibi, ABD'nin de diğer ülkeler tarafından soruşturulmasına yol açacak. Aslında sözde hukuki soruşturma, uluslararası arenada birçok uzman ve kuruluş tarafından kabul edilmiyor. Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden uzman Robert Williams, salgın nedeniyle Çin'e dava açılmasının ABD'nin çıkarlarına büyük kayıplar getirebileceğine işaret etti. Gel gelelim, 2009'da ABD'de patlak veren H1N1 salgını, en son dünyanın 200'den fazla ülke ve bölgesine yayılmıştı. The Lancet Infectious Diseases dergisi tarafından 2012 yılında yayımlanan bir araştırma sonucuna göre, H1N1 salgını Nisan 2009-Ağustos 2010 arasında 151 bin 700 ila 575 bin 500 kişinin ölümüne yol açtı ve bu rakam Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan ölü sayısından çok daha fazla. Ancak bugüne kadar hiçbir ülke ve örgüt ABD'den hesap sormadı veya tazminat talep etmedi. Amerikan siyasetçilerin bu mantığına göre, dünya ülkeleri ABD'den tazminat talep etmeli. Başkalarıyla ilgili sorumsuz değerlendirmeler yapmaya alışan Amerikan siyasetçiler, son yıllarda ülkelerinin benciliği ve açgözlülüğü nedeniyle dünyada yaratılan zarar ve felaketleri bilmiyor mu? Tazminat konusuna gelince, ABD bu konuda tüm dünyaya borçlu! Singapur'un eski BM Daimi Temsilcisi Kishore Mahbubani'nin de sorguladığı gibi, 2008'de meydana gelen finans krizi Lehman Brothers'ın iflasıyla başladı. Dünya bundan dolayı ABD'den tazminat talep etti mi? Virüsün kaynağı konusunda Çin'in sorumluluğunun soruşturulması talebi, bazı Amerikan siyasetçilerin hegemonyacı mantığını ve çifte standart uygulamalarını bir kez daha ortaya koydu. Bu siyasetçiler, uluslararası arenada uluslararası kurallara karşı öteden beri "kendine yararlı ise kabul et, yararlı değilse reddet" ilkesini takip ediyor. Mesela, Dünya Sağlık Örgütü, bilim ve adalet ilkeleri doğrultusunda çalışıyor. ABD lideri ise, örgüte sağlanan fonu kestikten sonra örgüt üyeliğinin gözden geçirileceği tehdidinde bulundu. Bu girişim, salgınla mücadelede küresel işbirliğinde büyük bir baskı yarattı. Bugünkü Çin ve dünya, yüzyıl öncekinden çok farklı. Çin, kendi itibarı ve çıkarlarını koruma kabiliyetine sahip. Amerikan siyasetçilerin bunu doğru değerlendirmesi gerekiyor. |