Yorum: Pottinger, Çin'in 4 Mayıs Hareketi'nin ruhunu kasten yanlış yorumluyor |
2020-05-10 17:09:07 cri
|
Wang Juemian-CRI Haber Merkezi ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Matthew Pottinger kısa bir süre önce Virginia Üniversitesi'nde Çince yaptığı bir konuşmada, Çin'in 4 Mayıs Hareketi'nin popülist bir hareket olduğuna dair açıklamada bulundu. Pottinger, söz konusu konuşmasında Çin'in kalkınma yoluna da saldırdı. Pottinger'in Çin'in 4 Mayıs Hareketi ruhunu kasten yanlış yorumladığı çok açık. Matthew Pottinger, hangi pozisyonda bulunursa bulunsun, ideolojik önyargılara ve Soğuk Savaş düşüncesine sahip biri. Yeni tip korona virüsü salgınının ortaya çıkmasından bu yana, salgın bahanesiyle Çin'i karalamadan ABD'nin Dünya Sağlık Örgütü'ne fonunu kesmeye karar vermesine kadar bir dizi olayda Pottinger'in kötü niyetli çabaları vardı. Çin'de daha önce gazetecilik yapmış olan Pottinger, Mart ayında Çin'in medya kuruluşlarının ABD'deki gazetecilerinin sayısının azaltılması önerisinde bulundu ve iki ülke arasındaki kültürel iletişimde büyük bir engel yarattı. Son konuşmasında ise, ülkesinin hatalarını Çin'e atarak, Çin'in yabancı muhabirleri sınır dışı ettiğini iddia etti. Pottinger, kendisinin Çin'i iyi anladığını göstermek için son konuşmasını Çince yaptı. Ancak tam tersine, konuşmasının içeriği onun Çin'in tarihi, ulusal koşulları ve halkı hakkındaki cehaletini yansıttı. 4 Mayıs Hareketi'ni tetikleyen, diğer ülkelerin Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra düzenlenen Paris Barış Konferansı'nda Çin topraklarındaki özel haklarını Çin'den izin almadan birbiriyle paylaşmasıydı. 4 Mayıs Hareketi emperyalizme ve feodalizme karşı yürütülen bir vatansever devrimci harekettir. Yeni fikirleri, yeni kültürü ve yeni bilgileri yaymak için başlatılan büyük bir ideolojik aydınlanma ve kültür hareketidir. Temelinde vatanseverlik, ilerleme, demokrasi ve bilim olan 4 Mayıs Hareketi ruhu, modern Çin tarihi boyunca Çinli gençlerin ülkenin kalkınması için çaba harcamasını teşvik ediyor. Dolayısıyla 4 Mayıs Hareketi ruhu, Pottinger'in bahsettiği gibi popülist bir hareket değildir. 4 Mayıs Hareketi ruhunun temelinde yurtseverlik yatmaktadır. Çin halkı, COVID-19 pandemisi karşısında dayanışarak, salgınla mücadelede büyük başarılar kaydetti. Bu kriz döneminde herkes ülkesi için bir sorumluluk üstlendi. Hubei'ye destek için gönderilen 42 bin sağlık personelinin bin 200'ü 1990'lı yıllarda ve bir kısmı da 2000'li yıllarda doğan gençler. Yurtsever gençlerin 4 Mayıs Hareketi ruhunu yaşattığı işte burada bir kez daha görüldü. 4 Mayıs Hareketi ruhunun en önemli özelliklerinden biri, bilime saygı göstermek. Bu da, Çin'in salgınla mücadelede büyük başarı kaydetmesinin en önemli sebebi. İnsan hareketliliğinin sınırlanması ve maske zorunluluğu gibi tedbirlerin salgın kontrolünde son derece önemli rol oynadığı kanıtlandı. Dünya Sağlık Örgütü dahil birçok örgütten ve ülkeden uzmanlar Çin'in uygulamalarını takdirle değerlendirdi. Bu bağlamda Matthew Pottinger, neden ABD'nin performansını düşünmek yerine, 4 Mayıs Hareketi ruhunu çarpıtarak Çin'e saldırmaya çalışıyor? Belli ki, her şey yaklaşan seçimler ve siyasi çıkar için. Daha da üzücü olanı, ABD toplumunda mevcut eşitsizliğin salgın döneminde daha da ağırlaşması. ABD basınında yer alan haberlere göre, Afrika ve Latin Amerika kökenli insanlar arasındaki COVID-19 kaynaklı ölüm oranı, diğer ırklardan çok daha yüksek. Hasta olan çok sayıda yaşlı da bakım eksikliğinden dolayı hayatını kaybetti. Pottinger'in konuşmasında dile getirdiği "halkını önemseyen ülkenin" durumu bu mu? Bunların aksine, Çin Komünist Partisi ise, salgın karşısında halkın can güvenliğine ve sağlığına daima öncelik vererek, hastaların hayatlarını kurtarmak için zamanla yarıştı. Singapur'daki bir anket şirketi tarafından kısa süre önce birçok ülke vatandaşına yönelik yapılan anketin sonuçları, hükümetlerinin salgınla mücadele performansına en yüksek puanı veren kişilerin Çin vatandaşları olduğunu gösterdi. Öte yandan, ABD'deki huzurevlerinde yaşayan çok sayıda yaşlı zamanında tedaviye ulaşamazken, hayatlarını kaybedenlerle ilgili bilgiler de saklandı. Amerikan siyasetçiler senaryolarını istedikleri şekilde oynasın, yine de salgınla mücadeledeki başarısızlıklarının çok sayıda masum canın kaybedilmesine neden olduğu gerçeğini gizleyemeyecek.
|