Yorum: Çin ve ABD COVID-19 salgınıyla birlikte mücadele etmeli |
2020-03-27 21:21:40 cri
|
Sheng Yuhong-CRI Haber Merkezi "Şu an ki durumda Çin ve ABD COVID-19 salgınıyla dayanışma içinde mücadele etmeli." Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı telefon görüşmesinde kullandı bu ifadeleri. İki lider dün de, COVID-19 için düzenlenen G20 Olağanüstü Liderler Zirvesi'ne katıldı. Çin ve ABD liderleri arasındaki bu iki önemli görüşmenin, iki önemli arka planı bulunduğu söylenebilir. Birincisi, ABD'de salgının ciddi bir boyuta ulaşması. Johns Hopkins Üniversitesi tarafından açıklanan verilere göre, ABD en çok vaka tespit edilen ülke oldu. İkincisi, salgınla mücadele sürecinde bazı ABD'li siyasetçilerin salgını siyasileştirerek, Çin'i damgalama girişimlerinin Çin ile ABD arasında bu konuda yürütülen işbirliğini zedelemenin yanı sıra, ikili ilişkilere ve küresel salgınla mücadele çalışmalarına ciddi engeller oluşturması. Böyle bir durumda, iki ülke liderleri arasındaki son telefon görüşmesi, dünkü G20 Zirvesi'nde uluslararası işbirliğini güçlendirme yönünde yapılan çağrının bir yankısı. Telefon görüşmesinde Xi, COVID-19 salgınının patlak vermesinden bu yana dünya ülkeleriyle salgının önlenmesi ile kontrolüne ve hastalığın tedavisine ilişkin deneyimlerini paylaştıklarını ve ihtiyaç sahibi ülkelere ellerinden gelen yardım ile desteği sağladıklarını belirtti. Xi, bunun süreceğinin de altını çizdi. Xi'nin söz konusu açıklaması, Çin'in salgınla mücadelede sergilediği açık, şeffaf ve sorumlu tavrını ortaya koydu ve bazı Batılı siyasetçilerin Çin tarafından açıklanan verilerin eksik olduğu yönündeki iftirasına da güçlü bir yanıt verdi. Xi aynı zamanda, eşgüdüm ve işbirliğinin güçlendirilerek, G20 Olağanüstü Liderler Zirvesi'nin sonuçlarının yerine getirilmesini beklediğine dikkat çekti. Burası çok önemli. Çünkü ilgili politikaların zamanında yerine getirilmesi, Çin'in salgınla mücadelede başarı kaydedebilmesindeki en önemli nedenlerden biri ve küresel salgın kontrolü ile ekonomik istikrarın korunmasının da en kritik unsurlarından. Çin ve ABD, dünyadaki iki büyük ekonomi olarak bu konuda öncülük yapmalı. Xi, Trump'ın talebi doğrultusunda Çin'in salgınla mücadele için aldığı önlemleri anlattı. Çin'in salgına dair bilgi ve deneyimlerini ABD ile paylaşmaya devam edeceğini kaydeden Xi, ABD'de yaşanan zor durumun farkında olduklarını ve kendilerine ellerinden gelen tüm yardımı sağlayacaklarını belirtti. Bulaşıcı hastalıklar insanlığın ortak bir düşmanıdır. Salgının ilk patlak verdiği ülke olarak Çin, bazı ABD'li politikacıların Çin'i karalayan sözlerine ve girişimlerine kesinlikle karşı çıkıyor, ancak ABD halkının çektiği acıları da paylaşıyor. Dolayısıyla Xi, Trump'la yaptığı telefon görüşmesinde, Çin halkının ABD'de salgının bir an önce kontrol altına alınmasını umduğunu dile getirdi. Trump da görüşmede, Xi'nin G20 Zirvesi'nde ortaya koyduğu görüş ve önerilerini takdirle karşıladığını söyledi. Trump ayrıca, iki ülkenin salgınla mücadeleye odaklanmasının önündeki engellerin kaldırılması için konuyla bizzat ilgileneceğini dile getirdi. ABD'ye tıbbi malzeme sağlaması ve virüse karşı etkili ilaçların araştırılması gibi eylemlerle iki ülke arasında sağlık alanındaki temas ve işbirliğini güçlendirdiği için Çin'e teşekkür eden Trump, Çinli öğrenciler de dahil olmak üzere ABD'deki Çin vatandaşlarını en iyi şekilde koruyacaklarını ifade etti. Trump'ın söz konusu tutumu kamuoyunda olumlu karşılandı. ABD'nin bir an önce "siyasi virüsten" kurtulup, Çin'le salgınla mücadeledeki işbirliğinin güçlendirilmesi için uygun koşullar yaratması bekleniyor. Salgının tüm dünyada ciddiyetini koruduğu bu günlerde, Çin ile ABD arasında salgınla mücadelede işbirliğinin güçlendirilmesi, aynı zamanda dünyaya karşı sorumluluğun yerine getirilmesi anlamına geliyor. Çin ve ABD arasında, uzun zamandan beri salgınla mücadele konusunda işbirliği geleneği ve koordinasyon mekanizması bulunuyor. Her iki ülke de ilaç geliştirme alanında dünyanın ilerisinde bulunuyor. İki ülke de 16 Mart'ta, kendi geliştirdiği COVID-19 aşısının klinik test aşamasına girdiğini açıklamıştı. Belli ki, Çin ile ABD arasındaki eşgüdüm ve işbirliği, her iki taraf için, bütün insanlık için, iki ülkede yaşayan 1 milyar 700 milyon nüfus için ve hatta dünyadaki 7 milyardan fazla insan için faydalı. Çin ile ABD arasında diplomatik ilişki kurulmasından bu yana geçen 41 yıl boyunca, ikili ilişkiler hep sorunsuz şekilde ilerlemedi. Ancak her defasında, iki ülke liderleri büyük siyasi zekalarıyla fikir ayrılıklarını kontrol ederek, işbirliği yoluyla iki ülkenin ve dünyanın krizden çıkmasını sağlamıştı. Şu an ikili ilişkiler yine kritik bir kavşakta bulunuyor. Salgın, iki ülkenin zıtlaşmasına neden olmak yerine aralarındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için önemli bir fırsat olmalı. |