Yorum: Kadın sağlık personeli Çin'in insan haklarının gelişimine tanıklık etti

  2020-03-08 19:37:23  cri

Liang Xinwen-CRI Haber Merkezi

Bugün, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. "Çin'de kadın doktor ve hemşireler takdire şayan işler yapıyorlar. Onlar kendi güvenliklerini bir kenara bırakıp, salgınla mücadelede önemli rol oynuyorlar. Onların bu katkıları unutulmayacak." Uluslararası Kadınlar Birliği Başkanı Nila Bayyas, COVID-19'la mücadelenin ön cephesinde çalışan Çinli kadın sağlık personeli için kurdu bu cümleleri...

Kesin olmayan verilere göre, COVID-19 salgınının patlak vermesinden bu yana, Hubei eyaletinde ön cephede çalışan kadın sağlık personelinin sayısı 100 bini aştı. Çin'in değişik bölgelerinden Hubei'ye destek amacıyla gönderilen 40 binden fazla sağlık personelinden yüzde 60'ını kadınlar oluşturuyor. Onlar sadece bütün Çinli kadınların örneği olmakla kalmıyor, Çin'de kadın haklarının gelişimini de gerçek şekilde yansıtıyor.

Cinsiyet eşitliği, Çin'in en temel ulusal politikalarından biri. 1995 yılında Beijing'de düzenlenen Dünya Kadın Konferansı'nda onaylanan Beijing Deklarasyonu ile Hareket Platformu'nda, cinsiyet eşitliğinin ilerletilmesi ve kadınların haklarının korunması için stratejik hedef ve politika çerçevesi belirlendi.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, salgınla mücadelenin ön cephesinde görev alan kadınlar başta olmak üzere, bütün çalışan Çinli kadınları kutladı. Xi, onların somut hareketlerle salgınla mücadeleye yaptıkları katkıları takdir etti. Bu, ÇKP ve Çin hükümetinin kadınlara yönelik saygısının bir yansıması.

Kısa süre önce Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin 43. Toplantısı kapsamında Beijing Deklarasyonu ve Hareket Platformu'nun onaylanmasının 25. yıldönümü vesilesiyle bir seminer düzenlendi. Çinli temsilci seminerde yaptığı konuşmada, Çin'in kadın davasında sürekli yeni ilerlemeler kaydedildiğini ve cinsiyet eşitliğinin bütün alanlarda yeni bir seviyeye çıkarıldığını belirtti.

Dünyaca tanınmış birçok kuruluşun raporları da Çinli temsilcinin konuşmasını kanıtladı.

McKinsey tarafından 2017'de yayımlanan bir rapora göre, Çinli kadınların ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına yönelik katkısı yüzde 41'e ulaştı ve Çin, bu konuda dünyanın ön sıralarında yer aldı. Uluslararası muhasebe firması Grant Thornton tarafından önceki gün yayımlanan bir raporda ise, Çinli işletmelerin yüzde 95'inde üst düzey yöneticiler arasında bir kadın bulunduğu ve bu oranın yüzde 87'lik küresel seviyeden yüksek olduğu bildirildi.

Çinli kadınlar dünya kadın nüfusunun yaklaşık beşte birini oluşturuyor. Çin'in kadın davasının gelişmesi, dünya kadın davasına büyük katkı anlamına geliyor. Aslında Çin, birçok somut hareketiyle dünyada kadın mücadelesinin ilerlemesini hızlandırıyor. Örneğin, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping 2015 Küresel Kadın Zirvesi'nde, Çin'in gelecek beş sene boyunca gelişen ülkelerde kadınlara yönelik programları destekleyeceğini açıklamıştı. Üstelik, Çin'in Kuşak ve Yol inisiyatifi de gelişen ülkelerde kadınların sosyal konumunun iyileştirilmesi için fırsatlar sağlıyor. BBC tarafından yayımlanan bir yazıda, Çin'in Etiyopya'ya yaptığı yatırımlar sayesinde ülkede kadınların istihdam fırsatının büyük ölçüde arttığına işaret edildi.

Günümüz dünyasında siyaset, ekonomi, kültür ve din gibi unsurlardan dolayı birçok bölgede kadınlar ile erkekler arasında hak, fırsat ve kaynak dağılımı konusunda eşitsizlik mevcut. Cinsiyet eşitliği ve kadınların gelişmesinin önünde hâlâ uzun bir yol var. Uluslararası toplum, bu hedefe ulaşabilmek için işbirliğini daha da güçlendirmeli.