Yorum: Bazı kesimler Çin'in salgınla mücadelede kazandığı başarıları kıskanıyor mu?

  2020-03-07 14:45:59  cri

Sheng Yuhong-CRI Haber Merkezi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreter Yardımcısı Bruce Aylward, kısa bir süre önce New York Times'a demeç verdi. Bruce Aylward demecinde, Çin'de dokuz gün boyunca yerinde incelediği COVID-19'la mücadele çalışmaları hakkında bilgi verdi. Çin'in salgınla mücadele etmek için uyguladığı evde karantina, Wuhan kentinden çıkış kanallarını kapatma, eğitime ara verme gibi tedbirleri değerlendirdi. Muhabir röportajın sonunda, "Bütün bunların ABD'de gerçekleşmesi mümkün olmaz, değil mi" ve "Çin, bunları bir despot rejim olduğu için gerçekleştirebiliyor, değil mi" diye sordu.

Muhabirin bu sözleri hemen internet kullanıcıları arasında tepki uyandırdı. Bazı kullanıcılar, bu sözlerin kendisini aşırı iyi hisseden bir ABDli'nin kıskançlığını yansıttığını söyledi.

Olayın esasına bakılınca, bazı ABD'li çevrelerin bu kıskançlığı, Çin'in sistemine karşı önyargısından ve cehaletinden kaynaklanıyor. Bu kişiler, ideolojik önyargılarıyla, Çin'in salgınla mücadelede aldığı olumlu sonuçları karalamaya çalışıyor.

Demokrasi kavramının ortaya çıkmasından bu yana, dünyada birden fazla demokrasi biçimi oluştu. Çin'e özgü sosyalist demokrasinin merkezinde halk var. Bu, halkın temel hak ve çıkarlarına önem veren en geniş ve en etkili demokrasi. Bu sayede kriz ve sınamaların karşısında güç toplanabiliyor, toplumsal gelişme sağlanabiliyor.

Çin, halkın sağlığına öncelik vererek, insanları kurtarmak için tüm ülkede seferberlik kurdu. Sadece bir ayı aşkın bir sürede salgın etkli bir şekilde önlendi. Bu, aynı zamanda küresel kamu sağlığının korunmasına önemli katkılar yaptı. DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, yaptığı bir değerlendirmede, Çin'in güçlü tedbirlerinin sadece Çin halkını değil, dünya halkını da koruduğuna dikkat çekti. Birçok ülke lideri de, Çin'in salgınla mücadelesinin hızı, ölçeği ve verimliliğini olumlu şekilde değerlendirdi. Bunlar esasen Çin sisteminin üstünlüğünü gösteriyor.

Bruce Aylward da New Yorks Times'e verdiği röportajda, Çin'in katı önlemleri sayesinde yüz binlerce Çinlinin enfeksiyona yakalanmasını önlendiğini kaydetti. Bruce Aylward, ayrıca salgının tespit ve tedavi maliyetleri açısından Çin ile ABD arasında bir karşılaştırma yaptı. Aylward, Çin'de PCR test süresi 4 saate kadar kısaltılırken, ABD'de ise tüm örneklerin Atlanta'ya gönderilmesi gerektiğini ve Çin'de testler ücretsiz yapılırken, ABD'de ise yüksek test ve tedavi ücretlerinin birçok vatandaşı üzdüğünü belirtti.

Aslında ABD'de salgın kontrolünde yaşanan sorun, bunların çok ötesinde. 5 Mart itibarıyla ABD'de 163 COVID-19 vakası tespit edildi. Fakat Salgın Önleme Merkezi, hastaların sayısını açıklamayı durduracağını duyurdu.

ABD'de Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti arasında salgınla mücadele sermayesiyle ilgili tartışmalar ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'nin COVID-19 test ücretinin özel sağlık sigortası tarafından üstleneceğini açıklaması, ABD sistemindeki eksikliği ve kapitalizmin özelliğini ortaya koyuyor.

Halkın can sağlığını görmezden gelmek ve çıkarlarını her şeyden önce koymak, "Amerikan tarzı demokrasi" midir? Bruce Aylward da konuşmasında, "(Bazı Batılı) gazeteciler Çinlilerin hükümetten korkusundan kontrol önlemlerine bağlı kaldığını ifade ediyor. Aslında Çin, salgınla mücadele etmek için tüm ülkeyi kapsayan çalışmalar yürütüyor, halkı da kendi adımlarının Çin'i hatta tüm dünyayı koruyabildiğine inanıyor" dedi.

DSÖ tarafından 5 Mart'ta düzenlenen basın toplantısında Tedros Adhanom Ghebreyesus, Çin'in aldığı önlemlerin politik avantajlarını yansıttığını dile getirdi.

ABD'li yazar Sara Flounders da kısa bir süre önce yayımladığı yazısında, Çin'in salgını önleme adımlarının sosyalizmin avantajlarını yansıttığına ve Çin'in kriz durumunda kapitalist kâr anlayışını bir kenara bırakarak, makul kararlar alabildiğine işaret etti. New York Times muhabirinin bu yorumları okuması gerekiyor.

Çin'in salgınla mücadele için aldığı güçlü ve etkili tedbirleri, kendisini aşırı iyi hisseden bazı ülkelerin gerçekleştirmesi mümkün olmayacaktır. Esasen bu, sorumlu bir ülke ile her şeyden önce kendi çıkarı peşinde koşan bencil bir ülke arasındaki farkı yansıtıyor.