Yorum: Çin'in dünya ekonomisindeki lokomotif rolü nasıl korundu?

  2020-01-17 19:18:47  cri

Liu Dong-CRI Haber Merkezi

Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından geçen yılın ekonomisinin karnesi açıklandı. Buna göre Çin'de gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) geçen yıla göre yüzde 6,1 arttı. Böylece yılın başında belirlenen yüzde 6 ila 6,5'lik büyüme hedefi tutturulmuş oldu. Yurt içi ve yurt dışında risklerin gözle görülür şekilde arttığı bir zeminde Çin'in dünya ekonomisinde lokomotif rolünü sürdürebilmesi takdire değer bir başarı sayılabilir.

Çin, geçen yıl yine dünyanın ikinci büyük ekonomisi oldu. Ayrıca, 2019'da Çin'in büyümesinin dünyanın ekonomik büyümesine katkısının yüzde 30 civarında olması bekleniyor. Bunun yanı sıra, kişi başına düşen GSYH de 10 bin dolar basamağına erişti ve böylece dünya çapında kişi başına düşen GSYH'nin 10 bin doların üstünde olduğu nüfus da 1,5 milyardan 3 milyara çıktı. Öte yandan istihdamdaki genişlemenin devam etmesiyle, kent ve kasabalardaki istihdam son 7 senede her yıl 13 milyonun üzerinde kalmış oldu. Mal fiyatlarında istikrar muhafaza edilirken, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) de yüzde 3 ile belirlenen hedefe ulaştı. Dış ticaret hacmi ve dış yatırım miktarı artmaya devam etti. Çin ekonomisi hem nitelikli gelişmeyi sürdürdü, hem de dünya ekonomisindeki belirsizliği azalttı.

Dünya Bankası tarafından bu ay yayımlanan Küresel Ekonomik Beklentiler raporunda, yüksek gelirli ülkelerin geçen yılın ekonomik büyümesine dair beklenti, yüzde 1,7; gelişen ülkelerin büyümesine dair beklenti de yüzde 3,7 olarak belirlendi. Çin'in gerçekleştirdiği yüzde 6,1'lik büyüme, küresel ekonomide aşağı yönlü baskının günden güne arttığı ve yatırımların durgunlaştığı bir zeminde büyük önem taşıyor.

Tabii ki, ekonomi sadece nicelik açısından değil, daha da büyük öneme sahip nitelik bakımından değerlendirilmelidir. Çin'in endüstriyel yapısına bakıldığında, üçüncü sektörde gerçekleşen katma değer gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 53,9'unu oluşturarak, bir önceki yıla göre 0,6 puan yükseldi. Endüstriyel yapı devamlı olarak iyileşiyor. Büyük ölçekli sanayiler arasında, donanım imalatının payı yüzde 32,5'e ve ileri teknoloji imalatının payı yüzde 14,4'e ulaştı. Sanayi yapısında da bir dönüşüm görünüyor. Talep yapısına bakıldığında ise, sürekli artan tüketim giderlerinin ekonomik büyümeye katkısı yüzde 57,8'e ulaştı. Tüketimin ekonomik büyümedeki rolü daha da artıyor. Kısacası "nitelikli kalkınma", Çin ekonomisindeki kritik kelime haline geldi.

Bu başarılar, Çin'in piyasa avantajından kaynaklanıyor. 1,4 milyar nüfusa ve dünyanın en büyük orta sınıfının bulunduğu devasa bir tüketim piyasasına sahip olmak, Çin'in en büyük avantajlarından biri. Geçen yıl, Çinlilerin kişi başına düşen harcanabilir yıllık geliri 30 bin 733 yuanı (yaklaşık 4 bin 454 ABD doları) buldu. Bu artış, ekonomik büyümeye denk düşüyor. Belli ki, Çinlilerin güzel bir hayata sahip olma hayalleri, gittikçe ekonomik büyümede önemli bir itici güce dönüşüyor. Bu durum, Çin'in ekonomik yapısındaki iyileşmeyi hızlandırırken, Çin'in dış risklere direnme kabiliyetini de yükseltiyor.

Çin'in uyguladığı politikalar daha fazla yarar getirmeye devam ediyor. Son yıllarda Çin hükümetinin uyguladığı sağlam makro ve esnek mikro politikalar, arz yönlü reform, kamu şirketlerinde piyasalaşma reformu ve iş ortamını iyileştirmeye yönelik tedbirlerin etkileri gün geçtikçe kendini daha da gösteriyor. Çin'de geçen yıl vergi ve ücretlerde yapılan indirimler 2 trilyon yuana ulaştı. İndirimlerin GSYH'deki payı da yüzde 2'yi aştı. Geçen yıl yeni kayıt yaptıran piyasa kuruluşlarının sayısı 23 milyon 770 bini bulurken, günlük kayıt sayısı ise 20 bine çıktı.

Çin, dışa açıklığı genişleterek dünya ile temasları yoğunlaştırmaya geçen yıl da devam etti. Çin, geçen yıl bazı ürünlerin ihracatında vergi iadesi oranını iki defa yükseltmenin yanı sıra, günlük tüketici ürünleri ile bazı ilaçların ithalat vergilerini de azalttı.

Küresel ekonomi ve ticaretin büyümesinin yavaşladığı ve çalkantı ile risk unsurlarının arttığı günümüzde Çin ekonomisi büyük gerileme baskısıyla karşı karşıya bulunuyor. Fakat istikrarlı ve uzun vadeli ilerlemenin genel eğilimi değişmiş değil.

Çin, yeni yılda da ekonominin nitelikli büyümesine ağırlık vererek, ulusal ekonomik büyümeyi uygun bir aralıkta tutmayı ve küresel ekonomik büyümenin lokomotifi olmayı sürdürecek.