Yorum: Çin'in küreselleşme planı "zaman sınavından" geçti

  2020-01-16 21:08:02  cri

Zhang Yifu-CRI Haber Merkezi

Dünya Ekonomik Forumu'nunu yıllık toplantısı önümüzdeki hafta İsviçre'nin Davos kentinde yapılacak. Küreselleşmeye karşı esen rüzgarların sürekli şiddetlendiği bir zamanda, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in 3 yıl önce Davos'ta yaptığı konuşma hâlâ etkisini koruyor. Geçen 3 sene boyunca yaşanan olaylar, Xi Jinping'in "Dünya'ya ne oldu?", "Uluslararası toplum ne yapacak?" gibi çağın sorularına karşı verdiği hükümlerinin doğru ve yazdığı reçetenin de yerinde olduğunu kanıtladı.

Uluslararası toplumda son yıllarda ekonominin küreselleşmesine karşı farklı yaklaşımlar ortaya çıkıyor. Küreselleşme, yoksulluk, işsizlik, gelir uçurumu gibi kalkınma sorunlarını etkili bir şekilde çözüme bağlayamamasından dolayı bazı ülke ve toplulukların memnuniyetsizliklerine yol açtı. Ayrıca, finans krizinin patlak vermesinden bu yana dünya ekonomisi toparlanmasına rağmen, kalkınma pastası kolay kolay büyütülemiyor ve ülkeler arasındaki rekabet gün geçtikçe daha da kızışıyor. Bu süreçte bazı Batılı ülkeler küreselleşmeye destek verirken, sonrasında küreselleşmeyi sorgulamaya başladı.

Kimi ülkeler ise serbest ticaret kurallarını çiğneyerek, ticaret sürtüşmeleri başlatıp dünya ekonomisinin düzenine ciddi tehditler oluşturdu. Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya ekonomisine dair büyüme beklentisini geçen yıl dört kez düşürdü. Dünya Ticaret Örgütü de birçok ülkenin ortaya koyduğu ticaret engelleyici önlemlerin geçen bir yıl içinde 747 milyar dolarlık küresel ithalat hacmini olumsuz etkilediğini açıkladı. Bütün bunlara bakıldığında, küreselleşme karşıtı eylemlerin uluslararası toplumun çıkarlarını zedelediği ve ülkelere daha yüksek kalkınma bedelleri ödettiği anlaşılıyor.

Belirsizlik unsurlarının artmasıyla birlikte, küreselleşme hangi yolu izleyecek? Bu soruya, Cumhurbaşkanı Xi Jinping üç sene önceki Davos Forumu'nda cevap verdi: Ekonomik küreselleşme, sosyal üretim gücünün gelişme talebi ile bilimsel ve teknolojik ilerlemenin bir sonucudur. Dünyaya sıkıntı getiren sorunların sebebini ekonomik küreselleşme olarak ifade etmek, ne gerçeğe uyuyor, ne de sorunun çözümüne yardımcı oluyor.

Xi'nin söz konusu düşüncesi doğrultusunda, Çin geçtiğimiz üç sene boyunca, yani tek taraflılık ve korumacılığın gittikçe yaygınlaştığı bir ortamda, ekonomiyi dışa açık bir yapıda geliştirerek, karşılıklı yarara dayalı ortak kazanç gerçekleştirmeyi sürdürebildi. Örneğin, Çin iki kez ithalat fuarı düzenledi, iş ortamını sürekli iyileştiriyor, Yabancı Yatırım Yasası çıkarttı ve yabancı sermayenin piyasaya giriş eşiğini sürekli düşürdü… Dışa açılmayı genişletmeyi hedefleyen söz konusu önlemler, Çin'in küreselleşmeyi savunmadaki kararlılığını yansıtıyor. Çin'in dünya ekonomisine yönelik katkısı 2018 yılında yüzde 27,5'i buldu. Çin, uzun yıllardır dünya ekonomisinin büyümesinin en büyük dinomosu konumunda.

Günümüzde dünya ekonomisindeki en temel problem, büyümede yeterince itici güç olmaması. İnsanlık yeni tur bilimsel ve endüstriyel devrimler yaşıyor. Yeni enerji, yeni materyal, büyük veri ve akıllı imalat gibi yeni teknolojilerin yükselmesine rağmen, bu teknolojiyle ilişkilendirilebilen endüstri zinciri ise çok basit kaldı. Ekonomik küreselleşme, yeni endüstriyel temelden yoksun durumda. Xi Jinping'in vurguladığı gibi; "çıkış yolu kesinlikle inovasyonda bulunacak".

Son yıllarda Çin temel bilimsel araştırma alanlarında sürekli atılım kaydederek, teknolojik inovasyonun endüstriyel zincirle kenetlenmesini güçlü bir şekilde hızlandırmaya çalışıyor. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından yayımlanan 2019 Küresel İnovasyon Endeksi Raporu'nda, Çin'in sırasının art arda dört sene yükselerek, 14'e çıktığına işaret edildi. Çin ekonomisinin nitelikli gelişmeye yönelik dönüşümü, dünya ekonomisinin dar boğazdan ancak inovasyon ve reform yoluyla çıkabileceğini kanıtladı.

Bunun dışında, yeni yükselen piyasalar ile gelişen ülkelerin küresel ticaret ve yatırımdaki konumu sürekli yükseliyor. Dolayısıyla yeni değişikliklere uyum sağlanması için mevcut çok taraflı ticari kurallarda reformlar yapılması gerekir. Ayrıca, uluslararası toplumda korumacı ve yalnızlaştırma yanlısı anlayışın yükselişiyle birlikte, bazı ülkelerin küresel yönetişime katılma iradesi de zayıflıyor ve çok taraflılığın zemini sarsılıyor.

Aynı Xi'nin konuşmasında "çok taraflılık korunmalı, otoritesi ve etkisi muhafaza edilmeli" şeklindeki vurgusu gibi, etkisi ve otoritesinin güçlendirilmesi amacıyla çok taraflılık mekanizmasında reformlar desteklenmeli.

Bununla birlikte reformlar, bütün gelişmiş ve gelişen ülkelerin çıkarları ile ortak noktalarını dikkate almalı.

Bu açıdan Çin'in ortaya koyduğu ortak istişare, ortak inşa ve paylaşım ilkeleri, küresel yönetişim açığını kapatma konusunda bir yol belirledi.

Çin'in Kuşak ve Yol inşası ile Asya Altyapı Yatırım Bankası ve diğer çok taraflı kalkınma bankalarıyla işbirliğini ilerletmesi, uluslararası topluma daha fazla kaliteli kamusal ürün sağladı.