Yorum: ABD'nin Çin'in kalkınmasını engelleme girişimleri başarısız olacak

  2019-12-05 19:50:35  cri

Liang Xinwen, CRI Haber Merkezi

ABD Temsilciler Meclisi'nde önceki gün sözde "2019 Uygur İnsan Hakları Politikası" başlıklı yasa tasarısı onaylandı. Çin'in iç işlerine kabaca müdahale eden bu girişimle, Çin hükümetinin Xinjiang'a yönelik idari politikasına, terörle mücadele faaliyetlerine, bölgesel istikrarı koruma tedbirlerine ve Xinjiang'daki insan haklarına yönelik mesnetsiz suçlamalarda bulunuldu. Bu girişimle ayrıca, şiddet ve terör güçlerine yanlış sinyaller verildi. Bu girişim, Xinjiang'daki refah ve istikrarı bozmayı ve Çin ulusunun kalkınma sürecine zarar vermeyi amaçlıyor. ABD, tekrar Xinjiang'ı bahane ederek, Çin'in kalkınmasını engelleme yönündeki kötü amaçlarını ortaya seriyor. Fakat bu girişim amacına ulaşamayacak. 

Xinjiang konusunun insan hakları, etnik köken ve inançla bir ilgisi yok. Konu, terör ve bölücülükle mücadeleyle ilgili. Xinjiang, terörle mücadele önlemleri alınmadan önce terörizm ve dini aşırıcılıktan ciddi zararlar görüyordu. Bölgedeki vatandaşların can güvenliğine yönelik ciddi tehditler mevcuttu. Bu duruma karşı Xinjiang yönetimi, yasalar doğrultusunda terör ve şiddet faaliyetleriyle mücadele ve aşırıcılığı ortadan kaldırma önlemleri aldı. Bu çalışmalarda gözle görülür ilerlemeler kaydediliyor. Şu an Xinjiang'da toplumsal uyum ve istikrarın korunmasının yanı sıra, vatandaşların yaşam koşulları iyileştiriliyor. Bölgede son 3 yıldır hiç terör ve şiddet olayı yaşanmadı. Xinjiang, şu ana kadarki en istikrarlı ve müreffeh kalkınma döneminden geçiyor.

Fakat bazı ABD'li siyasetçiler uzun zamandan beri şiddet ve terör güçlerinin Xinjiang'da yarattığı olayları görmezden gelerek, terör ve şiddet tehdidi altında yaşayan vatandaşların can güvenliğine aldırış etmiyor. Aksine, insan hakları ve din bahanesiyle gerçekleri çarpıtarak, birçok defa Çin'in terör ve aşırıcılıkla mücadele amaçlı meşru adımlarını karalamaya çalıştı. ABD Temsilciler Meclisi'nde önceki gün sözde "2019 Uygur İnsan Hakları Politikası" başlıklı yasa tasarısının onaylanması da ABD'de bazı çevrelerin sözde Xinjiang meselesini kullanarak, Çin'in kalkınmasını engelleme ve Çin'i bölme amaçlarını gösteriyor. Çin halkı, bu girişime kesinlikle karşı çıkıyor.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, Çin'e aittir. Başta Uygurlar olmak üzere Xinjiang'daki etnik gruplar Çin ulusunun birer parçasıdır. Çin halkının ülkenin bütünlüğünü ve milli dayanışmayı koruma kararlılığı değişmeyecek.

ABD'nin Xinjiang konusuyla olay yaratması uluslararası toplumdaki ana görüşe aykırı düşüyor. Aslında Xinjiang'da yürütülen terör ve aşırıcılıkla mücadele çalışmaları, dünya ülkelerinin terörle mücadele çalışmalarına bir örnek sundu ve bu nedenle uluslararası toplumca olumlu karşılanıyor.

Afganistan eski Devlet Başkanı Hamid Karzai kısa süre önce yaptığı konuşmada, "Xinjiang'a gittim, orada Xinjiang'ın kalkınmasını, refahını ve mutluluk içinde bir arada yaşayan farklı etnik gruplara mensup halkları gördüm. Çin hükümetinin Xinjiang'da uyguladığı politikalar, Çin'in somut koşullarına uygun" dedi.

ABD, Ekim ayında BM Genel Kurulu'nda yapılan bir toplantıda, bazı ittifak ülkeleriyle Çin'e asılsız suçlamalarda bulunmaya çalıştı, ancak birçok Müslüman ülke bu girişime karşı çıktı. Üstelik, onlarca Müslüman ülke de dahil 60'tan fazla ülkenin temsilcileri yaptıkları konuşmalarda, Xinjiang'da insan hakları konusunda elde edilen büyük ilerlemeleri takdirle değerlendirdiklerini söyledi. Bu nedenle, ABD'nin Temsilciler Meclisi'nde onaylanan Xinjiang'la ilgili yasa tasarısı bölgede terörle mücadele çalışmalarında kazanılan başarıları inkâr etmekle kalmayıp, uluslararası terörle işbirliğine de ciddi zararlar veriyor.

Xinjiang'ın işleri Çin'in iç işleridir ve herhangi bir ülkenin ya da dış gücün buna müdahale etme hakkı yoktur. Sözde Xinjiang sorunuyla Çin'in kalkınmasını önleme girişimleri kimden gelirse gelsin, en nihayetinde çökecek. ABD'ye Soğuk Savaş düşüncesinden vazgeçip, sözde Xinjiang sorunuyla Çin'in iç işlerine müdahale etmeyi ve Çin-ABD ilişkilerinin gelişmesini engellemeyi durdurma çağrısında bulunuyoruz. Aksi takdirde, ABD bu durumdan doğacak kötü sonuçlara katlanmak zorunda kalacak.