Pasifik'te bir ülke daha rotayı Beijing'e çevirdi

  2019-09-20 19:36:01  cri

Pasifik'teki ada ülkelerinden Kiribati, Tek Çin ilkesi çerçevesinde Taiwan bölgesiyle tüm temasları keserek Çin Halk Cumhuriyeti'yle (ÇHC) diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmeyi kararlaştırdı. Böylece Solomon Adaları'nın ardından bir hafta içerisinde ikinci bir ülke daha Taiwan adasıyla ilişkiyi kesip rotasını Beijing'e çevirdi.

Kiribati'nin kararının ardından, Taiwan adasındaki sözde yönetimi tanıyan sadece 15 ülke kaldı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, bugün düzenlenen basın toplantısında, bağımsız bir egemen devlet olan Kiribati'nin söz konusu kararını takdirle değerlendirdiklerini söyledi.

Tek Çin ilkesi zamanın temel eğilimi

Geng Shuang, dünya çapında Tek Çin ilkesi temelinde 178 ülkenin Çin'le diplomatik ilişki kurduğunu hatırlatarak, son günlerde Pasifik bölgesinde bulunan Soloman Adaları ve Kiribati'nin arka arkaya Taiwan bölgesiyle ilişkiyi kesip Çin'le diplomatik ilişki kurma kararını aldığını ve Tek Çin ilkesinin çağın eğilimi olduğunu ifade etti.

Dünyada tek bir Çin bulunduğu ve Çin Halk Cumhuriyeti hükümetinin, tüm Çin'i temsil eden tek meşru hükümet olduğu, Taiwan adasının da Çin topraklarının bölünmez bir parçası sayıldığı gerçeği, artık uluslararası toplumun genel kabulü olmuş durumda.

Geng Shuang, Çin ile Kiribati arasındaki ilişkinin dalgalı yollardan geçmesine rağmen, iki halkın karşılıklı dostluk duygusuna sahip olduğunu belirtti.

Geng Shuang, Kiribati'yle ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduklarını dile getirdi.

Taiwan adası lideri Cai Yingwen'in Mayıs 2016'da göreve başlamasının ardından toplam 7 ülke Taiwan'la temaslarını kesti.

Kiribati ile Çin arasındaki diplomatik ilişkiler ilk kez 1980'de kuruldu. Ancak 23 yıl sonra 2003'te Kiribati Çin'le ilişkiyi kesip Taiwan'la ilişki kurma kararı almıştı. Kiribati bu hafta diplomatik misyonunu yeniden Beijing'e taşımaya karar verdi.

Taiwan'ın, Pasifik'teki adaların ekonomik gelişimiyle ilgilenmeyip, onları sadece "iki ayrı Çin" eya "bir Çin bir Taiwan" yaratma siyasetinin parçası olarak kullanma niyeti gün geçtikçe belirginleşti.

Buna karşılık Çin, büyük veya küçük tüm ülkelerin eşit olduğu konusunda ısrar ediyor. Tüm ülkelerin kendi kalkınma yollarını seçme haklarına saygı duyuyor ve ekonomilerini geliştirmelerine, halkın geçim kaynaklarını iyileştirmelerine ve bağımsız olarak gelişme yeteneklerini artırmalarına destek veriyor. Pasifik ada ülkelerine yardım sağlayan Çin, yatırımlarının boyutunu ve bu ülkelerden yapılan ithalatı da genişletiyor. Papua Yeni Gine'nin sıvılaştırılmış doğal gazı, Fiji'nin maden suyu, Tonga'nın balkabağı ve Mikronezya'nın ton balığı Çin pazarına girmiştir.

Kuşak ve Yol Girişiminin (BRI) uygulanmasından bu yana, Çin ile Pasifik ada ülkeleri arasındaki ekonomi ve ticaret hacmi sürekli artmış, ikili ticaret hacmi 2012 yılında 4,51 milyar ABD Dolarından 2017'de 8,2 milyar ABD Dolarına yükselmiştir.

Çin'in bu ülkelere yardımlarının herhangi bir siyasi koşulu yoktur. Çin'in yardımları ilgili ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasını desteklemektedir. Buna rağmen Taiwan makamları bu yardımları kasıtlı olarak "para diplomasisi" ve "siyasi baskı" olarak adlandırıyor. Bunu yaparken amaçları uluslararası toplumun üyelerinin arasını açmak.

Gerçekler gizlenemez. Taiwan bölgesiyle "diplomatik ilişkileri" olan ülkeler bu ilişkileri kesip Çin'le diplomatik ilişki kurdu veya yeniden tesis etti. Bu ülkeler uluslararası durumu doğru algılayarak kendi çıkarlarına göre bu doğru kararı aldı.

Taiwan makamları akıllıca seçimler yapmalı

Çin ve Pasifik ada ülkeleri, ekonomik açıdan güçlü tamamlayıcı özelliklere sahiptir ve ticaret, yatırım, balıkçılık, turizm ve altyapı inşaatında işbirliği büyük potansiyel mevcuttur.

Tawvan makamları durumu objektif şekilde değerlendirmeli ve akıllıca bir seçim yapmalıdır. Aksi takdirde bu "kopmalar" domino etkisiyle devam edecektir.