Türk gazetecilerden Global Times'a dayanışma mesajı

  2019-08-14 20:44:13  cri

Hong Kong'da devam eden kışkırtmalara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Bir süredir kamu mallarına zarar veren ve polise saldıran gruplar bu kez yönünü gazetecilere çevirdi. Hong Kong havaalanını birbirine katan gruplar Global Times muhabiri Fu Guohao'nun elleri ve ayaklarını bağlayarak saatlerce saldırıda bulundu. Sağlık görevlilerin müdahale etmesini engelleyen grupların Amerikan bayrağı taşıması ise dikkat çekti.

Fu'ya yapılan saldırı karşısında batı medyası sessizliğini korurken Türkiye'den çok sayıda gazeteci yaşanan saldırıyı şu ifadelerle kınadı:

İlkay Akkaya (Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri): Hong Kong'da Çinli meslektaşımıza karşı yapılan saldırıyı kınıyorum. Dünyanın her yanında onlarca tehdide rağmen görevlerini yapan gazetecilere uygulanan şiddet kimden gelirse gelsin kabul edilemez. Göstericilerin havaalanında bir gazetecinin ellerini ve ayaklarını bağlayarak şiddet uygulaması demokratik hak olarak tanımlanamaz. Basın mensuplarına şiddet uygulayanlar en kısa sürede tespit edilip yargı önüne çıkarılmalıdır.

İlker Yücel (Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Çin'in yükselişini baskılamak isteyen Amerika, sadece ticaret savaşı ile yetinmiyor. Hong Kong sokaklarındaki olaylar Washington'ın ilgi ve etki alanı dâhilinde gelişiyor. Amerikan bayraklı göstericilerin Global Times muhabirine uyguladığı işkence ise bu kışkırtmanın geldiği son noktayı göstermesi açısından önemli. Dünyanın hiçbir yerinde bir kişinin ellerini ve ayaklarını bağlayarak işkence yapanlara eylemci denmez. Bu kişilerden olsa olsa çete mensubu olur. Çinli meslektaşımıza yapılan işkenceyi şiddetle kınıyoruz.

İbrahim Varlı (BirGün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Hong Kong'da göstericilerin tamamı olmasa da bir kısmının batı destekli olduğu aşikâr. Gazeteciler her toplumsal olayda kolluk kuvvetleri ya da göstericiler fark etmeksizin krizi derinleştirmek isteyen güçlerin hedefinde oluyor. Hong Kong'da yaşanan olay da bunun son kanıtı.

Emrah Maraşo (Bilim ve Ütopya Dergisi Genel Yayın Yönetmeni): Çinli gazeteciye yapılan barbarca eylemi kınıyoruz. Bu hareket öyle anlaşılıyor ki ABD bayraklı birtakım grupların işi. O bakımdan da son derece dikkat çekici. Bilim ve Ütopya dergisi olarak her türlü emperyalist müdahaleye ve barbarca eyleme karşıyız ve meslektaşımızla dayanışma duygularımızı ifade ederiz.

Mehmet Ali Güller (Cumhuriyet Gazetesi Yazarı): ABD bayrağının altında olmak her yerde aynıdır. Orta Doğu'da da ellerini bağlayıp işkence ederler Uzak Doğu'da da. ABD bayrağı özgürlüğün değil işkencenin bayrağıdır ve ABD dünyanın en büyük terörist devletidir. ABD bayrağına sarılarak özgürlük arayanlar özgürlüğü değil ancak insanlıktan çıkmayı bulurlar.

Mehmet Kıvanç (Ulusal Kanal Haber Müdürü ): Hong Kong'da demokrasi yanlıları olarak pazarlanan kişilerin gerçek yüzü hava alanında saatlerce süren işkence ile ortaya çıktı. Çinli meslektaşımıza uygulanan işkence ABD bayrağı altındaki renkli devrim planlarının bir parçası. Dünyada basın özgürlüğünü savunan Batılı hiçbir kurumların yaşadığı sessizliği not etmek isterim. Demek ki konu Çin olunca gazetecilere yapılan işkenceyi normal karşılıyorlar. Biz Ulusal Kanal olarak Çinli meslektaşımıza yapılan işkenceyi kınıyor kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Erkin Öncan (Sputnik Türkçe Muhabiri): Çinli gazetecinin kelimenin tam anlamıyla 'esir alınması' dünyanın neresinde olursa olsun suç kabul edilecek bir eylemdir. Gazeteci ve eylemcilerin polis olduğundan şüphelendikleri bir başka kişi elleri bağlanarak darp edilmiştir. En önemlisi de bu kişilere sağlık ekiplerinin ulaşması engellenmiş ve en temel insan hakkı ayaklar altına alınmıştır. Bu olay batıda veya batılı bir gazetecinin başına gelecek olsa oluşabilecek iklimi hayal edebiliyoruz. Ancak söz konusu Çinli bir gazeteci olunca batı medyasının sessizliği dikkat çekiyor. 'İnsan hakları' ve ' demokrasi' gibi kavramlar ters yüz ediliyor. Batı kendi desteklediği grupların suçunu dünyanın her yanında olduğu gibi görmezden geldi.