Çin'e "kur manipülasyonu" iftirası tipik tek taraflılık girişimi

  2019-08-07 12:22:42  cri

Xu Yanqing-CRI Haber Merkezi

ABD Hazine Bakanlığı dün, Çin'i "kur manipülatörü" ilan etti. ABD Hazine Bakanlığı tarafından daha önce hazırlanan sözde "kur manipülatörlüğü" nicel kriterlerine hiç uymayan bu yafta, aslında ABD'nin bir başka tek taraflılık ve korumacılık girişimi. ABD'nin bu adımı uluslararası kurallara zarar vermenin yanı sıra, küresel ekonomi ile finansa da ciddi etkiler getirecek.

ABD Hazine Bakanlığı tarafından Mayıs ayında yayınlanan bir raporda, Çin'in ABD'yle ticaret fazlasının yılda 20 milyar doları aştığı, bu bakımından da ABD'nin ileri sürdüğü üç nicel kriterden sadece birine uyduğu ifade edilmişti. Raporda, bu nedenle Çin'in adaletsiz ticari avantaj edinmek için kur manipülasyonu yapmadığı bildirilmişti.

Ne var ki, ABD Hazine Bakanlığı aradan geçen iki aydan sonra, kendi sonuçlarını yalanladı ve tam ters bir açıklama yaptı. Bu, "bana uyarsa kullanırım, uymazsa bırakırım" şeklindeki tipik bir pragmatizm örneği...

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ile Uluslararası Para Fonu (IMF) arasında varılan fikir birliğine göre, IMF döviz yönetimi konusundaki en yetkili uluslararası kuruluş. Yani bir ülkenin kur manipülatörü olup olmadığını değerlendirecek ön şart ve temelini IMF'nin profesyonel fikri belirliyor. Yani ABD, başka ülkelerin döviz yönetimini tek taraflı değerlendirme hakkına sahip değil. IMF, yeni bitirdiği 4'üncü madde değerlendirmesinde, "Çin'in para birimi Renminbi'nin (RMB) döviz kurunun genel temellere uygun olduğunu" duyurdu.

ABD, çok taraflılık kurallarına aykırı olarak, bu konudaki otorite niteliğindeki kuruluşun değerlendirmesini hiçe sayıp, Çin'e "kur manipülatörü" yaftası yapıştırdı. Bu tipik tek taraflı ve korumacı girişim, ABD'nin hegemonyacı tavrını yansıtıyor.

Bu ay itibarıyla RMB döviz kurunda belli derecede düşüş görülüyor. Bunun en önemli nedenleri, ABD'nin tek taraflılık ve ticari korumacılık yoluyla Çin'e ek tarife uygulaması beklentisi gibi unsurlardı. Bu, piyasa arz-talebi ile uluslararası döviz piyasasındaki dalgalanmanın gerçek bir göstergesi.

Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak Çin, G20 Zirvesi'nde döviz konusunda verilen taahhütleri daima yerine getirmeye çalışıyor. Özellikle ABD'nin ticaret anlaşmazlığını geçen yıl sürekli tırmandırmasına rağmen, Çin yine rekabet amacıyla RMB değerini düşürmedi. Üstelik Çin, ticari sürtüşmeyi göğüslemek için dövizi bir araç olarak kullanmadı ve kullanmayacak.

ABD'nin Çin'e "kur manipülatörü" yaftası yapıştırmasının amacı, Çin'e baskı yaparak, piyasa beklentisine müdahale etmek ve Çin ekonomisine zarar vermek. Ancak bu girişim hem başkalarına hem de kendisine zarar verecek, finansal piyasada dalgalanmalara yol açacak ve uluslararası ticaret ile küresel ekonominin canlanmasını engelleyecek.

Çin ile ABD arasındaki ticari dengesizlik, ABD'nin yurtiçindeki mevduat yetersizliği, Çin'e yüksek teknolojik ürün ihracatına konulan sınırlama ve ABD dolarının uluslararası rezerv konumu gibi unsurlardan kaynaklanıyor. ABD, diğer ülkeleri "kur manipülasyonu" yoluyla adaletsiz ticari avantaj edinmekle suçlamak yerine, kendi yapısal sorunu çözmeli.

Aslında Çin Merkez Bankası RMB döviz kurunu makul ve dengeli bir seviyede korumak için öteden beri çaba harcıyor. Uluslararası Ödemeler Bankası tarafından açıklanan verilere göre, Ocak 2005-Haziran 2019 döneminde RMB'nin nominal efektif döviz kuru (NEER) yüzde 38 değer kazandı ve gerçek etkili döviz kuru (REER) da yüzde 47 yükseldi. RMB, belli başlı para birimleri arasında en güçlülerden biri.

Ekonominin istikrarlı olması, paranın istikrarını da sağlıyor. Çin ekonomisinde kazanılan olumlu unsurlar, RMB'ye güçlü bir destek veriyor. Şu an Çin ekonomisinin temeli sağlam, mali durumu istikrarlı ve finansal riskler de genel olarak kontrol altında bulunuyor. Bütün bunlar RMB döviz kurunda istikrarın korunmasına temel destek sağlıyor. Yani, Çin'e "kur manipülatörü" şeklindeki iftira kendi kendini yalanlıyor.