Yorum: Erdoğan, Çin gezisinden neler bekliyor?

  2019-06-29 20:22:34  cri

Xi Jinping-Erdoğan arasındaki son görüşme 15 Haziran 2019'da Duşanbe'de gerçekleşti. (Xinhua/Wang Ye)

Dışarıda S-400 krizi ve peşi sıra gelmesi muhtemel yaptırımların baskısı, içeride büyükşehirlerin muhalefete kaptırıldığı yerel seçim yenilgisiyle karşılaşan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yenilenen İstanbul seçimleri sonrası rotayı dış ilişkilere çevirdi.

Erdoğan seçim gecesi Twiter hesabında paylaştığı mesajında ay sonu gerçekleştireceği G20 Zirvesi ve Çin ziyaretini işaret ederek, "Türkiye'nin önündeki tüm iç ve dış meselelere, milli menfaatlerimiz doğrultusunda eğilmeye devam edeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Osaka'daki G20 temaslarının ardından Çin'e geçecek ve kısa süreli bir çalışama ziyareti gerçekleştirecek.

Peki, Erdoğan bu kısa Çin gezisinden neler bekliyor? Gezinin ardından Çin-Türkiye ilişkileri nasıl bir seyir izleyecek?

Barış Doster: Ekonomi ilişkilerde lokomotif olmalı

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Doster, gezinin zamanlamasına dikkat çekiyor: "Dış siyasette S-400 ve F35 gerilimi üzerinden, ABD ile Rusya arasında kalmaktan kaynaklanan sıkışmışlık en önemli gündem maddesi. Bu koşullarda yapılacak olan gezi, hem dış politikaya odaklanmak açısından, hem Türkiye'nin Avrasya ülkeleriyle ilişkisini geliştirme çabası bakımından, hem de Türkiye-ABD ilişkilerinin sorunlu olduğu bir döneme denk gelmesi nedeniyle dikkat çekiyor."

Çin'in Almanya ve Rusya ile birlikte Türkiye'nin üç büyük dış ticaret ortağından biri olduğunu belirten Doster, Çinli şirketlerin Türkiye'de altyapıdan bankacılığa kadar çok geniş bir alanda, çok çeşitli sektörlerle ilgilendiklerini kaydediyor. Barış Doster ikili ilişkilerdeki sorunlara dair şunları ekliyor: "Şüphesiz ilişkiler sorunsuz değil, önemli sorunlar da var. İki ülke ilişkilerinin gelişmesi, ekonominin bu gelişmede lokomotif olması, hem dış ticaretin artması, hem bu ticaretin daha dengeli olması, ekonomik yakınlaşmanın toplumsal, kültürel, bilimsel alana ve turizme de yansıması, her iki ülkenin de yararına olur. Dahası böyle bir gelişme, kimi bölgesel sorunların çözümünde de fayda sağlar."

Batı'ya karşı Asya kartı mı?

Türkiye daha önce Batılı ülkelerle sorun yaşadığında, Asya kartının bir alternatif olarak masaya sürüldüğü dönemler olmuştur. Bir dönem "Shanghai Beşlisi" seçeneği gündeme getirilmiş, bu örgüt Türk kamuoyunda Batı'yla yapılan geleneksel ittifakın alternatifi olarak lanse edilmişti. İktidar partisi için pek de iç açıcı sonuçlar doğurmayan yerel seçimler, S-400'ler nedeniyle ABD ve Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmaları nedeniyle Avrupa Birliği ile yaşanan gerilimin ardından, Ankara'nın Asya açılımını yine geçici bir çıkış yolu olarak mı gördüğünü, yoksa gerçekten Asyalı ortaklarıyla ayakları yere sağlam basan ticari ve ekonomik bir işbirliğine mi gitmek istediğini zaman gösterecek.

Barış Doster Türkiye açısından Asya'nın halen stratejik bir tercih olduğunu söylemenin zor olduğu kanaatinde:

"Batı'nın, özellikle ABD'nin Türkiye'deki nüfuzu çok yönlü ve çok güçlü olduğundan, Türkiye açısından henüz Asya'nın, Avrasya'nın stratejik bir tercih olduğunu söylemek mümkün değil. Avrasya'ya yönelik olarak bütüncül bir siyaset, yapısal değişiklikler şu an için gündemde yok."

Bunula birlikte Barış Doster, Türkiye'nin ekonomi ve enerji alanındaki ihtiyaçları, dünyada ekonomik ve politik ağırlığın batıdan doğuya kayması ve batının Türkiye'ye karşı "hiç de iyi niyetli olmaması" gibi nedenlerden ötürü, Ankara'nın önümüzdeki süreçte Asya merkezli politikalarını daha ciddi ve kararlı biçimde izleyebileceğini belirtiyor.

Ticari ilişkiler öne çıkacak

Erdoğan'ın Çin gezisinin hem zamanlama hem içerik açısından önem arz ettiğini düşünen BİLGESAM araştırma koordinatörü Sibel Karabel, liderler görüşmesinde ticari ilişkilerin ön planda olmasını öngörüyor.

"Türkiye-Çin Stratejik İşbirliği" ile 2015'e kadar karşılıklı ticaret hacmini 50 milyar dolara ve 2020'ye kadar iki katına çıkarma hedefi koyulmuş olmasına rağmen hacmin 27 milyar dolar civarında kaldığına dikkat çeken Karabel, iki ülke arasında ithalat/ihracat kalemleri dengesi ve ticaretin istenilen düzeye çıkarılmasını Erdoğan-Xi görüşmesinin ticaret ayağının temel unsurları olarak sıraladı.

Erdoğan'ın Çin gezisi öncesi başkent Beijing'de düzenlenen bir panelde konuşan TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Ahmet Yıldız da Xi ile Erdoğan arasındaki görüşmede ticaret ve ekonominin ön planda olmasını bekleyen isimlerden biri. Yıldız, özellikle ikili ticarette Türkiye aleyhine açığın dayanılmaz seviyede olduğunu belirtiyor.

Ancak tıpkı Barış Doster gibi Sibel Karabel de Erdoğan'ın Çin gezisini S-400 meselesiyle ilişkili olarak değerlendiriyor. Haziran ayında Türkiye ile Çin arasında üst düzey yetkililer düzeyinde savunma alanında bir takım görüşmeler gerçekleştiğini hatırlatan Karabel, CRI Türkçe servisine yaptığı açıklamada, "Bu noktada, tam da S400 sistemleri ile ilgili tartışmalar yaşanırken Türkiye'nin ilişki ağını kendi ulusal menfaatlerine göre çeşitlendirmesi de sembolik olarak anlamlıdır. Erdoğan-Xi görüşmesinde savunma alanında da işbirliklerine imza atılabileceğine kanaat getirmekteyim" ifadesini kullandı. Karabel, Türkiye-Çin ilişkilerinin kendi dinamiklerini bulması halinde iki taraf için de kazan-kazan işbirliğine dönüşeceğini ifade ediyor.

Bürokratlar arasında görüşme trafiği

Erdoğan'ın Çin gezisi öncesince, Ankara ile Beijing arasında dışişleri ve savunma bürokratları düzeyinde görüşme trafiği gerçekleşti. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz kısa süre önce Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Savunma Bakanı Wei Fenghe ile görüştü. Mayıs ayında Türkiye-Çin siyasi istişareleri kapsamında Beijing'de bulunan Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüştü. Öncesinde Tarım Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, yine Beijing'de Çin Gümrük Genel İdaresi Bakan Yardımcısı Zhang Jiwen ile görüşerek, Türkiye ile Çin arasında tarımsal ürünlerin satışı hakkında istişarelerde bulundu. Medya da işbirliği alanlarından biri olarak öne çıktı. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren Nisan ayında Çin Medya Grubu'nu ziyaret ederek iki ülke arasında medya işbirliğinin geliştirilmesine dair temaslarda bulundu.

Tüm bu alanlardaki istişarelerin, liderler görüşmesinde somut işbirliği anlaşmalarına dönme ihtimali var.

Erdoğan müjde verecek mi?

Bloomberg HT'den Abdurrahman Yıldırım 26 Haziran 2019 tarihli yazısında, ekonominin toparlanması çalışmalarından bahsederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Japonya ve Çin gezisinin ardından yeni bir açılım yapabileceğine ve bir "müjde verebileceğine" dikkat çekiyor.

Bu müjdenin, Erdoğan-Xi görüşmesinden çıkabilecek bir karar olup olmayacağı, Erdoğan'ın Japonya, Çin ve Hindistan temaslarının Türk ekonomisini nasıl etkileyeceği kısa zaman içerisinde görülecek.

(Emre Demir, CRI Türkçe)