Dünya beyaz kitabı konuşuyor

  2019-06-03 20:24:04  cri

Çin hükümetinin Çin-ABD Ekonomik ve Ticari Müzakerelerinde Çin'in Duruşu başlıklı bir beyaz kitap yayımlamasının ardından, dünya medyası metinde yer alan ifadelere geniş yer verdi.

Latin Amerika'nın en büyük uluslararası basın organlarından Venezuela'nın Telesur televizyonunda dün yer alan haberde, Çin hükümetinin yayımladığı beyaz kitapta ABD'nin ticaret müzakerelerinde sözünü tutmadığı ve dürüst olmadığının gösterildiği belirtildi. Beyaz kitaptan yapılan alıntılarla, Çin ile ABD arasındaki ticaret müzakerelerinde görülen gerilemenin sorumlusunun Washington olduğu kaydedildi.

Haberde, Çin ve ABD arasında ticaret sürtüşmesinin artmasıyla, iki ülkenin ekonomisinin, halkın yaşamının ve kalkınmasının bundan zarar göreceği ifade edildi. Dünya ekonomisinin de olumsuz etkileneceğine dikkat çekildi.

Arjantin'in önemli ekonomi yayın organlarından El Cronista'da yer alan makalede şu ifadeler kullanıldı:

"Çin'in yayımladığı beyaz kitaba göre, ticaret sürtüşmesinin giderek yükseltilmesiyle ikili ticaret ve yatırım son birkaç aydır devamlı geriledi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 2019 yılına dair küresel ticaret büyüme hızını yüzde 3,7'den 2,6'ya düşürdü. Tek taraflı ticaret korumacılığının yol açtığı ticaret anlaşmazlıkları iki tarafa da zarar verir, küresel ekonomik büyümeyi de tehdit eder."

Makalede, beyaz kitabın Çin'de fikri mülkiyet haklarının korunması, inovasyon ve patent başvurusu konusunda açıklamalar sunduğu belirtilerek, tüm bunların ülkenin teknolojik ilerlemesinin ve bağımsız ar-ge alanında elde ettiği kazanımların kanıtı olduğu kaydedildi. Bu bağlamda Çin'in kalkınmasında fikri mülkiyet haklarının çalındığına dair iddiaların ciddi kanıtlardan yoksun olduğu vurgulandı.

Şili'nin ikinci büyük televizyonu Kanal 13'te yer alan haberde, Çin'in yayımladığı beyaz kitap ve daha önce ilan ettiği "güvenilmez şirketler" listesinin, ABD'nin açtığı ticaret sürtüşmesine ve Çin'in Huawei şirketine yönelik baskılara karşı bir "karşı darbe" olduğu belirtildi. Haberde Çin'in diyalog ve müzakereden yana olan tutumuna da övgü vardı.

İran Şahid Beheşti Üniversitesi bölgesel araştırma merkezinden Profesör Mohsen Şariatinia CRI muhabirine demeç verdi. (Lei Xiangping)

İranlı uzman: ABD Çin'i bir "düşman kartı" olarak görüyor

İran Şahid Beheşti Üniversitesi bölgesel araştırma merkezinden Profesör Mohsen Şariatinia beyaz kitapla ilgili olarak CRI muhabirine yaptığı açıklamada, Çin ile ABD arasındaki ticari müzakerelerin sıkıntıya girmesinin, esas olarak ABD'nin ekonomik ve ticari sorunlarını siyasi malzeme yapmasından kaynaklandığına işaret etti.

Şariatinia, ABD'nin Dünya Ticaret Örgütü'nün müzakere kurallarına bağlı kalarak tek taraflı eylemlerini durdurması gerektiğini kaydetti.

Şariatinia, ABD'nin ticari müzakerelerde daha önce üç kez sözünden dönmesi gerçeğinin, beyaz kitabın en dikkat çekici kısımlarından biri olduğuna işaret etti.

Şariatinia şunları söyledi:

"Beyaz kitapta açıkça belirtildiği gibi, ABD, ticari müzakerelerin akamete uğramasından doğacak tüm sorumluluğu üstlenmeli. Çünkü Çin iki ülke arasındaki karmaşık sorunlara çözüm bulmaya çalışırken ABD pazarlık stratejisi uygulayarak aşırı istekler ve tehditlerde bulunmaktadır. Bu tutumda müzakereleri sıkıntıya sokuyor."

Şariatinia'ya göre, ABD ve Başkan Donald Trump, Çin'i kolayca kullanılabilecek bir "düşman kartı" olarak görüyor. ABD, Çin'e saldırmaya ve bu kartı kendi iç politikasında kullanmaya ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle ABD sorunu ciddiyetle çözecek adımlar atamıyor. Aynı uzmana göre, ABD'nin Çin ve birkaç ülkeyi hedef alan ticari saldırılarının ardından ekonomik milliyetçilik anlayışı da var.

İranlı uzmana göre, bu süreçte Çin, küresel tedarik zincirindeki eksikliklerini daha iyi görecek ve yüksek teknolojide kendisini daha da geliştirmeye odaklanacaktır.

İsrailli uzman: ABD Çin'i tökezletemez

Konuyla ilgili bir değerlendirme de İsrailli uzmanlardan geldi.

İsrailli uzmanlar, ABD'nin siyasi baskıyla ticari anlaşmazlığı çözmek istediğini, fakat büyük iç pazara sahip olan Çin'in, ABD'nin güç kullanımıyla tökezlemeyeceğini savunuyor.

İbranice Üniversitesi Asya ve Afrika Araştırma Fakültesi Başkanı Prof. Nissim Otmazgin, Çinli şirketlerin uluslararası rekabete adil biçimde katıldıklarını ve uluslararası piyasada gelişmelerinin makul ticari faaliyetler olduğunu söyledi. Prof. Nissim, ABD'nin ekonomik anlaşmazlığı çözmek için siyasi tedbirlere başvurmaması gerektiğini ifade etti.

ABD, Çin ile yaşadığı ticari sürtüşmede sürekli olarak Çinli şirketleri kendi girişimcilerinin kaynağını ve piyasasını çalmakla suçluyor.

Nissim Otmazgin, Çinli şirketlerin Ortadoğu'daki projelerde çok iyi performans gösterdiğini ve daha fazla Çinli şirketi İsrail'de ulaşım, inşaat ve telekomünikasyon alanlarında görmeyi beklediklerini söyledi.

İbranice Üniversitesi Çin Araştırmaları Uzmanı Prof. Yuri Pines, 1980'li yıllarda ABD'nin baskısı altından bulunan Japonya ile kıyaslandığında, Çin ekonomisinin ABD baskısına boyun ermeyeceğini ve Çin'in gelişmesine olumlu baktığını söyledi.

Yuri Pines, "Çin'in iç piyasası çok büyük. Çin bir Japonya değil. Dünya nüfusunun beşte biri Çinli. Japonya ise tamamen ihracata dayalı ve iç piyasası küçük olan bir ülkeydi. Çin'in iç piyasası çok büyük, bilhassa 1980'li yıllardaki Japonya'ya kadar gelişmiş değil. Çin'in az gelişmiş olan batı kısmı var. Çin iç gelişmesinde daha zamana ihtiyaç duyuyor. Bu hususlar Çin ekonomisini güçlendirme imkanı sağlıyor. Bunun dışında, ABD'nin baskısı ne kadar büyük olursa olsun dünyanın birçok ülkesi Çin'le ticari faaliyetleri sürdürecektir" diye konuştu.

"Çin 10 sene sonrayı planlayabilir, ABD'nin 2 yıl sonrası belirsiz"

Profesör Yuri Pines, Çin'in siyasi sisteminin ABD'ye göre paha biçilmez avantajlara sahip olduğuna dikkat çekti: "Çin'in siyasi sistemi daha iyi. Çünkü Çin'de uzun vadeli stratejiler hazırlanabilir, yani 10 yıl sonra neler yapılabileceği planlanabilir. ABD'de böyle bir şey düşünülemez. Çünkü ABD'de her iki yılda bir yapılan seçim sonucunda büyük değişiklikler yaşanır."

Yuri Pines'e göre, Çin bilim ve teknoloji alanlarında ABD'nin önüne geçmeye başladı. Bunun için Huawei gibi Çinli şirketler ABD tarafından hedef tahtasına koyuldu.