Analiz: DTÖ'nün kararı zafer veya yenilgi olarak görülmemeli

  2019-04-21 12:05:32  cri

Dünya Ticaret Örgütü, Washington'un Çin'in ABD'den ithal ettiği buğday, pirinç ve mısıra uyguladığı tarife kotalarıyla ilgili şikâyet başvurusuna dair panel raporunu geçtiğimiz perşembe günü açıkladı.

DTÖ'nün Aralık 2016'da yaptığı başvuruyla ilgili alınan kararında, söz konusu kota uygulamasının, Çin'in örgüte katılırken bulunduğu "şeffaflık" taahhüdüne aykırı olduğu ileri sürüldü. Kararda, ABD'nin Çin'in bu tedbirlere ilişkin somut bilgiler yayımlaması talebi ise reddedildi.

DTÖ'nün aldığı karar, bir tarafın zafer kazandığını ya da diğer tarafın yenilgiye uğradığını göstermekten ziyade, örgütün çok taraflı ticaret sisteminin korunmasında oynadığı kritik rolü yansıtıyor.

Çin, eskiden beri DTÖ üyesi ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların, örgütün mevcut çözüm mekanizması yoluyla ele alınmasını destekliyor. Çin, kendi meşru çıkarlarını ve DTÖ'nün otoritesini korumak için şikâyetlerde bulunduğu gibi, kendisine yönelik şikâyetlere yanıt veriyor, ilgili süreç ve kararlara da saygı gösteriyor.

DTÖ'nün merkezinde olduğu çok taraflı ticaret sistemi, küresel ekonomik kalkınmanın ve açık dünya ekonomisinin ilerletilmesi için kritik bir rol oynuyor. Özellikle, örgütün anlaşmazlıkların hâlli mekanizması, "DTÖ'nün mahkemesi" olarak işlev görüyor. Üye ülkelerin yetki ve sorumlulukları arasındaki dengeyi korumayı amaçlayan mekanizma, örgütün prensip ve kurallarının da etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlıyor.

Anlaşmazlıkların hâlli mekanizmasında şu ana kadar 500'ün üzerinde başvuru kabul edilirken, nihai panel raporlarının bağlayıcılıkları bulunmamasına rağmen üye ülkelerin ezici çoğunluğu alınan kararlara uygun hareket etmeyi seçiyor. Bu suretle taraflar, DTÖ'nün istişare ve mutabakat prensiplerine saygı gösterdiklerini ortaya koyuyor.

Çin, Nisan 2018 itibarıyla DTÖ'ye 17 şikâyet sunarken, bunlardan 8'i sonuçlandı. Çin aleyhindeki şikâyetlerin sayısı ise 27'ye ulaşırken, bunlardan 23'ünde bir karara varıldı.

Bunun yanında ABD, aleyhinde en çok başvuru yapılan ülke olurken, söz konusu şikâyetlerle ilgili alınan birçok kararda Washington haksız bulundu.

Örneğin, 2016 yılında DTÖ, Çin'in 2013 yılında ABD ile ilgili yaptığı bir şikâyet başvurusunda Çin'i desteklerken, Washington'un makine, elektronik ve hafif sanayi gibi farklı sektörlerde uyguladığı "anti damping" vergisinin örgütün kurallarına aykırı olduğunu açıkladı.

Günümüzde, DTÖ'nün anlaşmazlıkların hâlli mekanizmasına ABD yönetiminin tek taraflı ve ticarette korumacı girişimlerinin indirdiği darbenin de özellikle vurgulanması gerekiyor. ABD'nin adımları nedeniyle mekanizmanın askıya alınması dahi gündeme gelirken, uzmanlar, böyle bir gelişmenin yaşanmasının küresel ticaret sisteminin yönetiminde 20 yıllık bir gerileme anlamına geleceğini ifade ediyor.

Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın, DTÖ'deki reform adımları da kesilmiyor ve birçok ülke ilgili öneriler ortaya koyuyor. Örneğin, AB, DTÖ'nün modernizasyonuyla ilgili fikirlerin yer aldığı bir belge açıklarken; ABD, AB ve Japonya, reformları hızlandırmayı öngören üçlü işbirliğini ilerleteceklerini duyurdu.

Çin de geçen kasım ayında DTÖ'de reform öngören beş öneri ortaya koydu. Beijing'in önerilerinin, kurallara dayalı çok taraflı ticaret sisteminin sürdürülmesini, korumacılığa karşı çıkılmasını ve DTÖ'nün dünya ticaretindeki rölünün artırılmasını hedeflediği belirtildi.

Eski DTÖ Başkanı Pascal Lamy, basına yaptığı açıklamada, üye ülkelerin kuralları ele alış biçimlerinde farklılık olduğuna işaret ederek, kuralları eksiksiz olarak hayata geçiren hiçbir üye bulunmadığını vurguladı.

Çin'in DTÖ'ye girmesinden sonra gösterdiği performansa "A+" olarak değerlendiren Lamy, Beijing'in DTÖ uzmanlarının aldığı nihai karara saygı göstereceğini kaydetti.

Çin, DTÖ çerçevesi altında karşılaştığı her anlaşmazlığın çözüm sürecini bir fırsat olarak görerek, mevcut uygulamalarını gözden geçiriyor. Çin, bu sayede ilgili taraflarla yakın teması koruyarak DTÖ içindeki reformu ilerletmenin yanı sıra, örgütün otorite ve etkisinin yükseltilmesine katkı sağlayacak, böylece serbest ticareti ve çok taraflı ticaret sistemini koruyacak.