(Haber Analiz) Çin dış politikasında "Avrupa sezonu"

  2019-04-10 16:00:06  cri

Çin dış politikasında bu yılın başında açılışı yapılan "Avrupa sezonu" devam ediyor. Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in yılın ilk dış gezisi olarak gerçekleştirdiği üç ülkeyi kapsayan Avrupa turunun ardından, Başbakan Li Keqiang da yılın ilk dış gezisini kıtaya yaptı.

Söz konusu ziyaretler, Çin ile Avrupa'nın dış politikada birbirlerine gösterdikleri, AB liderlerinin ifadesiyle "daha önce rastlanmamış düzeydeki" önemi yansıtıyor.

Li Keqiang, dün Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile Brüksel'de 21. Çin-AB Liderler Zirvesi'ne eşbaşkanlık etti.

Çin ile AB arasındaki en üst düzey siyasi diyalog mekanizması konumundaki zirvenin 20'nci yıldönümü geçen yıl Beijing'de kutlanmıştı. Brüksel'de yapılan 21. zirve ise bu mekanizma için yeni bir başlangıç anlamını taşıyor.

İki tarafın, zirve vesilesiyle işbirliğini pekiştirmeyi, ortak çıkarlarını genişletmeyi ve çifte kazanca dayalı neticeleri sağlamlaştırmayı onaylaması, karmaşıklık ve belirsizliklerle dolu günümüz dünyası için de bir umut ışığı oldu.

Son yıllarda barış, büyüme ve reform gibi alanlara odaklanan Çin-Avrupa ilişkileri derinleşmeye devam ediyor.

2014 yılında Xi Jinping, AB Genel Merkezi'ne yaptığı ilk ziyaret esnasında, Avrupa ile barış, büyüme, reform ve medeniyet dâhil dört alanı kapsayan ortaklık ilişkileri kurulması hedefini ortaya koymuştu. Xi'nin önerisi, ilişkilerin yol haritasını da çizmiş oldu.

Diğer yandan, iki taraf arasındaki ticaret ve yatırım hacmi de hızla büyüdü. AB, art arda 15 yıldır Çin'in en büyük ticaret ortağı konumunu korurken, Çin de son yıllarda AB'nin ikinci büyük ticaret ortağı konumuna yükseldi. 2018 yılında ikili ticaret hacmi 682,16 milyar dolarla rekor kırdı.

Aynı zamanda barış, güvenlik, sürdürüleblir kalkınma, kültürel iletişim, teknoloji ve inovasyon gibi alanlardaki işbirliği de pekiştirildi.

Başbakan Li Keqiang'ın Avrupa ziyareti de hiç şüphesiz ikili ilişkilerdeki istikrarı güçlendirmenin yanı sıra, bu ilişkilere stratejik bir anlam katmak suretiyle karşılıklı yarar elde edilmesini sağlayacak.

Çin ile AB arasındaki kapsamlı uzlaşılar ve ortak çıkarların kaynaşması, iki taraf arasındaki işbirliğinin derinleşmesi için de sağlam bir temel attı.

Avrupa medyasında yer verilen haberlerde, AB'nin Çin'e yönelik dış politikasında sürekli "sendelemeler" görüldüğüne işaret edildi.

Çinli ve bazı Avrupalı liderler ise yaptıkları açıklamalarda, iki taraf arasındaki işbirliği alanlarının rekabet alanlarından, fikir birliklerinin de anlaşmazlıklardan daha fazla olduğunu defalarca vurguladı.

Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi de kısa süre önce düzenlenen Çin-AB Üst Düzey Stratejik Diyaloğu'nda iki tarafın birçok önemli husus üzerinde uzlaştığını belirtti.

Wang, Çin ile AB'nin çok taraflılığı desteklemek, BM'nin merkezi rol üstlendiği ve BM Tüzüğü'ndeki amaç ve ilkelerin izlendiği uluslararası düzeni sürdürmek, ticarette korumacılığa gitmek yerine açık dünya ekonomisini korumak başta olmak üzere uluslararası toplumu ilgilendiren konularda mutabık kaldığını ifade etti.

Çin ve AB liderleri arasındaki söz konusu görüşmelerde taraflar arasındaki mutabakat da genişletildi. Çok taraflılık, serbest ticaret, bilim ve teknoloji alanlarındaki işbirliğinin güçlendirilmesi, Çin-Avrupa Yatırım Anlaşması'na dair müzakerelerin hızlandırılması, iki yönlü olarak piyasaya giriş ve bağlanırlığın güçlenmesi gibi konularda önemli uzlaşılara varıldı.

Dünya barışı, refahı ve kalkınmasını koruyan iki önemli güç olan Çin ve AB'nin barışçı kalkınma ve ortak refah gerçekleştirmesi, küresel yönetişimi hızlandırması ve eşgüdümlü hareket etmesi son derece önemli. Bu bağlamda, iki tarafın birbirinden ayrılamaz olduğu da söylenebilir.

Somut işbirliği ve ortak kazancın gerçekleşmesi, Çin ile AB arasındaki işbirliğinin derinleşmesi için de büyük bir itici güç hâline geldi. Ortak görüşlerin ortak kazanca dönüştürülmesini sağlamaya çalışan iki taraf arasında karşılıklı güven artarken, ikili ilişkiler de günden güne sıkılaştı.

Çin ile AB ülkelerinin karşılıklı anlayışı derinleştirmesi ve somut işbirliği yapması sayesinde giderek daha çok Avrupalı, Kuşak ve Yol inisiyatifinin AB'nin Avrupa ile Asya arasında bağlantı kurma stratejisiyle kenetlenmesinin kıtaya yeni fırsatlar getireceğini, Çin-Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği'nin (16+1 İşbirliği) başkalarını dışlayan küçük bir çember değil, bilakis Çin-AB işbirliğinin çok aşamalı ve tamamlayıcı bir parçası olduğunu anlamaya başladı.