İpek Yolu heyeti, Xinjiang'lı din görevlileriyle bir araya geldi

  2019-01-15 11:49:17  cri

 

7. "İpek Yolu'nda Çin" etkinliğine katılan Çinli ve yabancı gazeteciler, kısa süre önce Urumçi kentindeki Xinjiang İslam Enstitüsü'nü ziyaret etti.

Türkiye, Mısır, Pakistan, Afganistan, Bangladeş ve Sri Lanka olmak üzere Kuşak ve Yol güzergâhında yer alan ülkelerden gelen 6 konuk, din görevlileri yetiştirme konusunda uzmanlaşmış bu yükseköğrenim kurumunda, Çin'in din ve inanç özgürlüğü politikası hakkında doğrudan bilgi aldı. Çin İslam Derneği Başkan Yardımcısı ve Xinjiang İslam Enstitüsü Başkanı Abdulrekip Turniyaz, konukların sorularını yanıtladı.

Temiz pencereli okul binalarından bir öğrencinin Kur'an tilaveti duyuluyor. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin Kulça kentinden gelen Kevser enstitünün 5 yıllık lisans bölümünde öğrenci. 6 ay sonra mezun olacağını belirten Kevser, kariyeri ile ilgili planlarını şöyle aktardı:

"Memlektime döneceğim, burada edindiğim bilgileri oradaki inançlı kitlelere öğretmeye çalışacağım."

Xinjiang İslam Enstitüsü Başkanı Abdulrekip Turniyaz, yaptığı konuşmada, şu anda enstitüde okuyan öğrencilerin sayısının 630'u bulduğunu, müfredatı standart Çince ve din bilgisinin oluşturduğunu ifade etti. Turniyaz, enstitünün Xinjiang'daki farklı bölgelerde 8 şube açtığı, bu şubelerdeki öğrenci sayısının 688'i bulduğu bilgisini vererek şöyle konuştu:

"Öğretim yılı boyunca öğrencilere özerk bölge yönetiminin finans birimi tarafından ayda kişi başına 600 yuan harçlık veriliyor. Kaşgar, Hotan, Kızılsu ve Aksu dahil Xinjiang'ın güneyindeki dört ilin kırsal bölgelerinden gelen öğrencilere ücretsiz konaklama sağlanıyor. Ayrıca, öğrencilerin yüzde 90'ı bir akademik yılda 4.000 yuana kadar burs alabiliyor."

Dini eğitim kadrosuna lisans ve meslek dersleri verilmesinin yanı sıra enstitünün Xinjiang'ın tamamında görev yapan imamlar için de kurs imkânı bulunuyor. Edinilen bilgiye göre, 2018'de 2 bin 300 kişiye kurs verildi, 2019'da ise 2 bin kişinin daha kurslara alınması planlanıyor.

Türkiye'nin ATV kanalından muhabir Erdal Kuruçay, CRI mikrofonuna heyecanla şunları söyledi:

"Şimdi, oraya gittiğimizde, öncelikle içeriye girerken kampüs çok güzeldi. Gerçekten modern bir tesis. Hem de en önemli şey, ama en önemlisi, ortada Kur'an'ın olması."

Öğretim binasının dışında, çok da uzak olmayan bir yerde görkemli bir cami var. Cami, yerel hükümet tarafından, Xinjiang İslam Enstitüsü öğrencilerinin dini vecibelerini yerine getirebilmeleri için özel olarak inşa edildi. Cami, bin 200'den fazla öğrenciyi ağırlayabilecek kapasiteye sahip. Heyetteki Müslüman gazeteciler de o gün camide namaz kıldılar.

Abdulrekip Turniyaz, camide gazetecilerle sohbet etti. Dünyanın da ilgisini çeken Çin'de din ve inanç özgürlüğü olup olmadığına dair sorulara cevap veren Turniyaz, Çin'deki dini politikayı özetledi:

"Çin hükümeti, vatandaşların din ve inanç özgürlüğünü Anayasa ile güvence altına almıştır. Ayrıca din ve inanç özgürlüğünü korumak için birtakım yasalar ve düzenlemeler ortaya koymuştur. Tüm bunlar, halkın inançlarını özgürce yaşamasını amaçlamaktadır. Çin hükümeti, dindar ve inançsız insanların birbirlerine saygı duymalarını ve uyum içinde yaşamalarını teşvik ediyor. Çin'de din ile siyaset birbirinden ayrıdır. Herhangi bir dini faaliyet Anayasa ve hukukun sınırlarını aşamaz, hiçbir dinin devletin idaresi, adalet, eğitim ve evlilik gibi sistemlerin yerine getirilmesine izin verilmez."

Mısır'da yayımlanan Al-Ahram dergisinin editörü Samia Fakhry Mansour, yaptığı konuşmada, Abdulrekip Turniyaz'ın sözlerinin kendisini derinden etkilediğini söyledi ve şöyle devam etti:

"Abdulrekip Turniyaz, düşünceleri zamana ayak uyduran ve dini siyasetle karıştırmayan bir insan. Bende derin izlenim bırakan bir başka durum da şu oldu; Abulrekep Turniyaz, teröristlerin Kuran'ı yanlış tanıttıklarını, milli ve dini bahanelerle radikal düşünceleri yaydıklarını, etnik bölünmeyi savunduklarını ve nefreti meşrulaştırdıklarını vurguladı."

FM 98 Dosti'nin radyo sunucusu Tassawar Zaman Babar ise Batı medyasının Çin'in etnik ve dini politikalarına büyük darbe indirdiğini hatırlattı. Babar, Xinjiang İslam Enstitüsü'nde gördükleri ve dinlediklerinin bu tür darbelerin asılsız olduğunu yansıttığını kaydetti:

"Olumsuz haberleri yayanlar, burayı bizzat görmeye gelmeli ya da buradan yükselen doğru ses onlara iletilmeli, böylece yanlış anlamanın giderilmesi ve gerçeğe dönülmesi sağlanabilir."