Haber Analiz: Reform ve dışa açılma daha büyük mucizeler yaratacak

  2018-12-18 19:26:12  cri

Sheng Yuhong-CRI Heber Merkezi

"Çin mucizesi"; "insanlık tarihinde hayal edilemeyecek başarılar" ve benzeri ifadeler... Bunlar uluslararası toplum tarafından Çin'de gerçekleştirilen reform ve dışa açılma uygulamalarına yönelik yapılan değerlendirmeler. Peki, söz konusu mucize nasıl yaratıldı ve Çin ve dünyaya neler sundu?

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, reform ve dışa açılmanın 40. yıldönümü dolayısıyla başkent Beijing'de düzenlenen kutlamada bir konuşma yaptı. Xi konuşmasında, reform ve dışa açılmanın 40 yıllık sürecini, anlamını, değerli deneyimlerini ve süreçte kazanılan başarıları özetledi ve tüm Çin Komünist Partisi (ÇKP) üyeleri ile Çin halkına yeni çağda reform ve dışa açılmanın ilerletilmesine ilişkin seferberlik emri verdi.

Xi konuşmasında, düşünce teorisi, ekonomi inşası, demokratik siyaset, kültürel gelişim, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, çevre koruma, ordunun modernleşmesi ve savunma, ülkenin barışçıl bütünleşmesi, barışçıl diplomasi ve ÇKP inşası olmak üzere reform ve dışa açılma gerçekleştirilen 10 alanda 40 yıl boyunca kazanılan başarıları aktardı.

Xi, Çin'in çehresinin reform ve dışa açılmayla büyük ölçüde değiştiğinin altını çizdi.

Dünya, söz konusu içten ve kendine güvenen değerlendirmelerden, yalnızca reform ve dışa açılmanın "başarı şifrelerini" öğrenmekle kalmayıp, Çinli liderlerin ve Çin halkının reform ve dışa açılma uygulamalarını sonuna kadar götürme konusundaki kararlılığını ve güvenini de görebilir.

Son 40 yıl içindeki değişikliklere bakıldığında Çinlilerin gururunu anlamak hiç de zor değil.

Bir dönem ekonomisi iflasın eşiğinde bulunan bir ülke, günümüzde dünyanın ikinci büyük ekonomisi, birinci büyük imalat ülkesi ve birinci büyük mal ticaret ülkesi haline gelirken, dünyanın ekonomik büyümesine katkısı da yüzde 30'u aşmış durumda.

Ülke halkı 40 yıl önce beslenme sorunu yaşarken, şimdi ülkede 740 milyon kişi yoksulluktan kurtarıldı. Kişi başına düşen kullanılabilir gelir ise, 26 bin yuana ulaştı ve orta sınıf da sürekli genişliyor.

Çin, uluslararası toplum tarafından tanınmama tehlikesiyle mücadele eden bir ülkeden, uluslararası toplumca kabul gören, barış tesis eden, küresel kalkınmaya katkılarda bulunan ve uluslararası düzeni koruyan bir ülke haline geldi.

Çin, bütün bu tarihi değişiklikleri 40 yıl gibi kısa bir süre içinde gerçekleştirdi. Xi Jinping konuşmasında gururla, "Gelişmiş ülkelerin yüzlerce yılda gerçekleştirdiği sanayileşme sürecini biz onlarca yılda tamamladık. Çin halkı imkansızlıkları gerçeğe dönüştürdü." diye konuştu.

Peki Çinliler imkansızı nasıl gerçekleştirdi? Xi, "Bunu ÇKP önderliğinde, ülkenin bütün etnik gruplarına mensup insanların çalışkan, bilge ve cesur adımlarıyla gerçekleştirdi." diye konuştu.

Xi, Çin'de reform ve dışa açılma politikası uygulanmasından bu yana geçen 40 sene boyunca başarıya giden yolda kazanılan tecrübeleri şöyle özetledi:

"-ÇKP'nin önderliğinde ısrar edilmesi;

-Halkın merkeze koyulması;

-Marksizmin yönlendirici konumunun korunması;

-Çin'e özgü sosyalizm yolunun izlenmesi;

-Çin'e özgü sosyalist sistemin iyileştirilerek sürekli geliştirilmesi;

-Gelişime öncelik verilmesi;

-Dışa açılmanın genişletilmesi;

-ÇKP'nin sıkı bir disiplinle yönetilmesi;

-Reform, kalkınma ve istikrar arasındaki ilişkilerin doğru şekilde ele alınması."

Adı geçen tecrübelerin, uluslararası toplumun en çok ilgi gösterdiği reform ve dışa açılmanın "başarı şifreleri" olduğu şüphesiz. Bunlar arasında, reform, kalkınma ve istikrar arasındaki ilişkilerin doğru şekilde ele alınması, gelişen ülkeler için iyi bir tecrübe demek.

Avrupa ve Asya'da 1980'li yıllardan bu yana yaklaşık 30 ülkede planlı ekonomiden veya planlı ekonomiye benzer ekonomi modellerinden, piyasa ekonomisine dönüşüm süreci yaşandı. Ancak 1997 yılına gelindiğinde, bu ekonomilerin büyük çoğunun gayri safi yurtiçi hasılası 1989 yılının seviyesine bile dönememişti. Buna neden olan en önemli sebeplerden birisi de bu ülkelerde reform, kalkınma ile istikrar arasındaki ilişkilerin uygun bir şekilde ele alınamamasıdır.

Çin'in tecrübelerine değinen Xi, dönüşüm sürecinde reform, kalkınma ve istikrarın birleştirilerek, mevcut yolda ısrar edilmesi ve ilerleme yönünün değiştirilmemesi gerektiğini belirtti.

Xi, "Hangi alanlarda reform yapılacak? Bu reformlar nasıl yapılacak? Bunların Çin'e özgü sosyalist sistemin iyileştirilerek geliştirilmesine uygun bir şekilde yapılması gerekiyor." ifadesinde bulundu.

Çin, 40 yılın ardından reform ve dışa açılma sürecinde yeni bir tarihi başlangıç noktasına ulaştı. ÇKP'nin 19. Ulusal Kongresi'nde, ekonomik ve sosyal gelişme için daha yüksek hedefler belirlendi. Görece refah bir toplumun kapsamlı olarak inşa edilmesinden, modernizasyonun esas olarak gerçekleştirilmesine ve daha sonra güçlü ve modern bir sosyalist ülke inşa edilmesine kadar birçok stratejik düzenleme yapıldı. Ancak, dünya genelinde ticari korumacılık ile tek taraflılığın arttığı, ekonomik küreselleşmeden uzaklaşma eğilimlerinin göründüğü günümüzde, Çin'in dışında belirsizlikler de artmaya devam ediyor.

Xi Jinping konuşmasında bu durumla ilgili olarak, Çin'in geliştikçe daha fazla zorluk ve tehlikelerle karşılaştığını, fakat geri dönülemez bir noktaya geldiğini vurguladı. İnanç ve güvenin her zaman son derece büyük önem taşıdığına dikkat çeken Xi'nin bu açıklaması, Çin halkına hem bir hatırlatma, hem de bir teşvik olarak yorumlanabilir. Aynı zamanda ÇKP'ye ve tüm vatandaşlara reform ve dışa açılmanın sürdürülmesi konusunda bir seferberlik çağrısı niteliği de taşıyor.

5 bin yıllık uygarlık tarihine ve 1,3 milyardan fazla nüfusa sahip bir ülke olarak, Çin'in reform ve kalkınma sürecini ilerletmesi, inanç ve güvenin yanı sıra çalışkanlığa da dayanıyor.

Çin'in son 40 yıl boyunca dünyanın yakından takip ettiği bir "mucize" yarattığı düşünüldüğünde, Çin'de önümüzdeki 40 yıl içinde ve hatta daha uzun bir gelecekte atılacak somut adımlarla Nobel ödüllü Ronald Coase'in teorisinin doğrulanacağı gayet açık. Açık, kapsayıcı, kendine güvenen ve inovatif bir Çin, dünyaya daha büyük bir sürpriz yaşatacaktır!