Haber Analiz: Çin'i 'üç açıdan' anlamak

  2018-12-17 20:47:16  cri

Sheng Yuhong-CRI Haber Merkezi

Çin'de bu yıl, reform ve dışa açılma uygulamalarının 40. yıldönümü. Batı toplumlarında son yıllarda "Çin'in gelecekteki gidişatı nasıl olacak?", "Çin ortak mı, yoksa rakip mi?", "Çin bir fırsat mı, yoksa sınama mı?" gibi sorular artıyor. Bu nedenle, dün Beijing'de üçüncü kez yapılan "Çin'i Anlamak" konulu uluslararası toplantı büyük önem taşıyor.

Dünyanın Çin'i anlamasını ve Çin ile yabancı ülkeler arasındaki iletişim ve işbirliğinin hızlanmasını amaçlayan "Çin'i anlamak" konulu uluslararası toplantı, daha önce 2013 ve 2015 yıllarında iki kez düzenlenmişti. Son toplantıda ise, 40'ı dünyaca tanınmış siyasetçi ve işletmeci olmak üzere toplam 600'den fazla katılımcı yer aldı.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, toplantıya bir kutlama mesajı gönderdi. Xi mesajında, Çin'in reformların derinleştirilmesine ve dışa açılma boyutlarının genişletilmesine devam edeceğini ifade etti. Xi, ekonominin kaliteli büyümesinin hızlandırılarak, dünyaya daha çok işbirliği fırsatı sunulacağını vurguladı. Xi'nin söz konusu ifadesi, Batı toplumlarının kaygılarına cevap verirken, katılımcıların toplantının "Çin'in gelişmesinin yeni itici gücü ve küresel işbirliğinin yeni fırsatları" olarak belirlenen ana teması çerçevesinde görüş alışverişinde bulunmasını da teşvik etti.

Uluslararası toplumun ve özellikle Batı toplumunun Çin hakkındaki yorumları "Çin'e yönelik üç soru" olarak toplanabilir. Bu sorular ise, "Çin nasıl bir ülke?", "Nereden geldi?" ve "Nereye gidecek?" şeklinde özetlenebilir. Söz konusu toplantının katılımcıları da, Çin'de yapılan reform ve dışa açılma uygulamalarının tarihi ve geleceği çerçevesinde bu üç soruya cevap buldu.

İlk soruyu açıklayacak olursak; ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi Yang Jiechi toplantının açılışında yaptığı konuşmada, uluslararası toplumun Çin'i anlamak için, Çin'in öteden beri barışçıl kalkınmada ısrar ettiği, işbirliği ile ortak kazancı ilerlettiği ve adalet ile genel güvenlikten yana olduğu perspektiflerinden bakabileceğini belirtti.

İkinci soru içinse, Çin Ulusal İnovasyon ve Kalkınma Stratejisi Araştırma Enstitüsü Başkanı Zheng Bijian'in vurguladığı "ikilik" kelimesi kullanılabilir. Bu kelime Çin'in ilerlemesini ve eksikliklerini çok iyi bir şekilde özetliyor.

Örneğin, Çin'in gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) 1978 yılında 360 milyar yuan iken, 40 yıl boyunca yapılan reform ve dışa açılma uygulamaları sayesinde 2017 yılında 82 trilyon yuana ulaştı. Ancak Çin, kişi başına düşen GSYH'de ise dünya listesinin 70'li sıralarında seyrediyor. Ayrıca, Çin dünyadaki en büyük imalat ülkelerinden biri ancak Çin'in imalat sektörü halen orta ve düşük seviyede bulunuyor. Bu tür bir "ikilik", Çin'in reform ve dışa açılmayla birlikte yeniden yola çıkmasının, geçen 40 yılda kazanılan tarihi ilerlemelerin temelinde ve aynı zamanda yeni toplumsal çelişkilerle karşı karşıya kaldığı bir zeminde gerçekleştirildiğini gösteriyor.

Peki, reform ve dışa açılma ile birlikte yeniden yola çıkan Çin nereye gidecek? Katılımcılara göre, bu sorunun cevabı çok net. Cevap, ÇKP 19. Kongresi'nde belirlenen ekonomik ve sosyal gelişmenin hedeflerinde yer alıyor. Yani, 2020 yılına kadar orta halli refah toplumunun kapsamlı bir şekilde inşa edilmesi; 2035 yılına kadar sosyalist modernizasyonun temel olarak gerçekleştirilmesi; bu yüzyılın ortasına kadar zengin, demokratik, uygar, uyumlu, güzel ve güçlü bir sosyalist modern ülkenin inşa edilmesi...

Zheng Bijian, bunun dünyada bir hegemonya kurmayı amaçlayan bir hedef değil, ülkeyi geliştirmek için belirlenen bir amaç olduğunu söyledi. Zheng, bu hedefe ulaşma sürecinde, Çin'in piyasa ve inovasyon gücünün daha çok öne çıkartılacağını, bunun yanı sıra Çin'in dünya halklarıyla birlikte insanlığın kader ve çıkar ortaklığını inşa edeceğini kaydetti.

Bu görüşler, İngiltere'nin eski Başbakanı James Gordon Brown tarafından da desteklendi. Gordon Brown toplantıda yaptığı konuşmada, insanlık için kader ortaklığı inşasının teorik düzeyde kalmayacağını, pratikte de doğrulanacağını ve bunun insanların düşündüğünden daha çabuk gerçekleşeceğini kaydetti. Birbirine bağlı bir dünya kurulması çağrısında bulunan Brown, insanlığın korumacılığın üstesinden gelebilmek için uluslararası işbirliğine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğuna da işaret etti.

Çin'in reform ve dışa açılmasının 40. yılında dünyanın dört bir yanından politikacılar, stratejistler ve işletmeciler, Beijing'de bir araya geldi. Katılımcılar üç gün boyunca bölgesel kalkınma stratejileri, bilimsel ve teknolojik inovasyon, endüstriyel gelişim ve modern finansal sistem inşası gibi açılardan Çin'in gelişiminin yeni itici güçlerini ele aldılar. Ayrıca, bölgesel güvenlik ve yeni uluslararası ilişkiler ile Kuşak ve Yol inşası açısından küresel işbirliği için yeni fırsatlar keşfetmeye çalıştı.

Bu girişim, hem Batılı ülkelerin Çin'i daha iyi anlayabilmesini sağlayacak, hem de dünyaya daha fazla yarar getirecek.