Haber Analiz: Çin ve ABD liderleri ticari anlaşmazlıkları frenledi

  2018-12-02 16:23:09  cri

Sheng Yuhong-CRI Haber Merkezi

Çin ile ABD arasında yaklaşık sekiz aydır süren ekonomik ve ticari anlaşmazlıklarda önemli bir dönüm noktasına gelindi.

G20 Zirvesi'ne katılmak üzere Arjantin'de bulunan Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile ABD Başkanı Donald Trump dün bir araya geldi. Söz konusu görüşme, Çin ile ABD arasında ekonomik ve ticari anlaşmazlıkların başladığı Mart ayından bu yana iki ülke liderleri arasında gerçekleşen ilk görüşme. Liderler görüşmede, ekonomik ve ticari sorunları ele aldı ve fikir birliğine vardı.

Ek gümrük vergileri gibi ticari sınırlama önlemlerini tırmandırmayı durdurma kararı alan Xi ve Trump, kendi ülkelerinin ekonomik ve ticari çalışma gruplarına, müzakereleri hızlandırıp, ek gümrük vergileri uygulamalarını sonlandırma ve karşılıklı yarar ile ortak kazanca dayalı somut bir anlaşmaya varma talimatı verdi.

İki ülke liderleri, Çin ile ABD arasındaki ekonomik ve ticari anlaşmazlıkların tırmanacağı kritik bir anda birlikte frene basarak, sorunu diyalogla çözme yönünde bir adım attı.

Xi, kısa süre önce sona eren APEC Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, "Ne soğuk savaşın, ne sıcak savaşın, ne de ticari savaşın bir galibi olur." demişti. Çin ile ABD arasında yaklaşık sekiz ay süren ticari anlaşmazlıkların getirdiği olumsuz etkiler Xi'nin sözünü doğrular nitelikte. Ticari savaşın, iki ülkeye verdiği zararın yanı sıra, küresel mal ticaretindeki büyüme hızının da yüzde 0,3 düşebileceği ifade ediliyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) kısa bir süre önce, bu senenin ve gelecek senenin küresel ekonomik büyüme beklentisini yüzde 3,9'dan yüzde 3,7'ye çekti.

Bu bağlamda, Xi Jinping ve Trump, Mayıs ve Kasım ayında iki kez telefonda görüştü. Aralık ayında da yüz yüze görüştü. İki lider arasındaki temas, ikili ekonomik ve ticari sorunların diyalogla çözülmesini ilerletme konusunda kritik bir rol oynadı.

Ekonomik küreselleşmenin devam ettiği günümüz dünyasında, Çin ve ABD'nin ticari savaşın tırmanmasını durdurması, hatta savaşı sonlandırması, iki ülke ile küresel şirketlere ve dünya halklarına hiç şüphesiz büyük bir yarar getirecek.

Burada dikkat çekien bir diğer nokta ise, kısa bir süre önce Shanghai'de yapılan ilk Çin Uluslararası İthalat Fuarı'na (CIIE) ABD'den yaklaşık 180 şirket katılmış olması. Bu sayı, fuara katılan Japon şirketlerin sadece üçte birine tekabül ediyor. Bunun başlıca sebebi de, Çin-ABD ticaretinde yaşanan sürtüşmenin ABD'nin Çin'e ihracatını etkilemesi.

Çinli ve ABD'li liderler arasında dün gerçekleşen görüşmede varılan anlaşmada, Çin'in yurtiçi taleplere göre, tarım, enerji, işlenmiş ürün ve hizmet alanlarında ABD'den ithalatı daha da genişleteceği belirtildi.

Çin ve ABD, söz konusu alanlarda birbirini tamamlıyor. Dolayısıyla Çin'in ABD'den ithalatı arttırması, ikili ticaretin daha dengeli şekilde gelişmesine yararlı oluyor. Şu an Çin'de dünyanın en büyük orta gelir grubu bulunuyor. ABD'den ithal edilen portakal, soya fasulyesi, fıstık, şarap ve dana eti gibi kaliteli tarım ürünleri Çinli tüketicilerin beğenisini kazanıyor.

Enerji alanında ise, 2016'da Çin'de ham petrol ve doğal gaz üretimi ayrı ayrı olarak 200 milyon ton ve 138 milyar 390 milyon metreküp idi. Ancak yıllık tüketimleri ise, 580 milyon ton ve 210 milyar 340 milyon metreküp idi. Yani büyük bir arz-talep dengesizliği mevcuttu. ABD ise, dünyadanın en büyük petrol ve doğal gaz üreticilerinden biri. ABD'den ithalatın arttırılması, Çin'de çok yönlü enerji ithalat kanallarının oluşmasına da yarar getiriyor. Bu ortak kazançlı bir durum.

Cumhurbaşkanı Xi, Çin Uluslararası İtlahat Fuarı'nda, ülkesinin tarifeleri daha da azaltacağını, yabancı sermayenin eğitim ve sağlık gibi alanlardaki hisse oranları limitini genişleteceğini açıklamıştı. Böylece önümüzdeki 15 yıl içinde ithal edilen ürün ve hizmetin ayrı ayrı 30 trilyon doları ve 10 trilyon doları aşması bekleniyor. Bu önlemler, başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelerden yatırımcı ve tedarikçilere fırsatlar getirecektir.

Tabii ki, büyük bir pasta gibi görünen Çin'in ithalat piyasasından ABD'nin ne kadar pay alacağı kendi tavrına ve kabiliyetine de bağlı. Çin'in piyasaya giriş politikasını genişletmesi sadece ABD'ye değil, bütün dünyaya yönelik. Dolayısıyla ABD'nin ürünleri ve hizmetleri ancak Çinli tüketicilerin kabulünü kazanması durumunda Çin piyasasında tutunabilecek.

İki lider arasında varılan son fikir birliğine göre, iki ülkenin ekonomik ve ticari çalışma grupları yeni tur müzakereleri bir an önce başlatacak. Çin, eskiden olduğu gibi gelecekte de iki ülkenin ortak çıkarlarını ve dünyanın ticari düzenini savunmayı hedefleyerek, somut çözüm planı ortaya koyacak.

Öte yandan, Çin, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari anlaşmazlık sorununun karmaşık olduğunu, sorunun sadece birkaç defa müzakere yapılarak tamamen çözülemeyeceğini ve hatta bu süreçte sorunların tekrarlanma imkanı da bulunduğunu çok iyi biliyor. Çin, ortaya çıkabilecek her türlü sorunları kendi ilkesine göre ve soğukkanlı bir şekilde göğüslemeye hazır.