Haber Analiz-Çin kalkınırken büyük ülke sorumluluğunu da üstleniyor

  2018-10-01 16:21:33  cri

Guan Juanjuan CRI

"Bugün senin doğum günün, vatanım!

Sabah beyaz güvercinler uçurdum

Onlar sana bir zeytin dalı getirecek…"

Her yıl 1 Ekim'de "Bugün Senin Doğum Günün, Vatanım!" adlı bu şarkı, Çin Halk Cumhuriyeti'nin milli marşı gibi yediden yetmişe bütün Çinliler tarafından söyleniyor. Şarkının sözlerinde geçen "beyaz güvercin" ve "zeytin dalı", tıpkı bütün dünyada anlaşıldığı gibi, insanların barış ve huzur arzusunu ifade ediyor.

Eylül ayı başında gerçekleşen Çin-Afrika İşbirliği Forumu Beijing Zirvesi'nde Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping yaptığı konuşmada, "Barış ve kalkınma hem içinde bulunduğumuz çağın ana temasını hem de çağın temel sorununu oluşturuyor. Uluslararası toplum, birlik içinde akıl ve cesaret göstererek, tarihsel sorumlulukları üstlenerek, çağın temel sorununa cevap vermek ve üzerine düşen rolü üstlenmek zorundadır." demişti.

Olağanüstü bir 69 yıl!

Günümüz dünyası tarihte eşi görülmemiş büyük tehditlerle karşı karşıya bulunuyor. 69 yıllık olağanüstü bir dönemden geçen Çin'in, uluslararası düzenin koruyucusu ve çok taraflılığın uygulayıcısı olarak, barış ve kalkınma konularını nasıl ele aldığı, uluslararası toplumun yoğun ilgisini çekmeye devam ediyor.

Barış amacıyla Çin'in bir yandan ulusal ekonomi ve toplumun istikrarlı gelişmesini sağlaması, diğer yandan Birleşmiş Milletler barışı koruma hareketlerinin kritik gücü haline gelmesi dikkat çekici konular arasında.

Üç gün önce 100 Çinli barış koruma personeli daha Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne gönderildi. Geride kalan 28 yılda Çin BM barış koruma hareketlerine toplam 37 bin asker ve polis gönderdi. 21 Çinli asker ve polis görevleri sırasında hayatını kaybetti. Çin, BM barışı koruma hareketlerine en fazla maddi destek sağlayan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında en fazla barış personeli gönderen ülke konumunda. 

BM Barış Koruma Operasyonları ve Saha Desteği Bölümü Sözcüsü Nick Birnback, BMGK daimi üyelerden Çin'in diğer ülkelere iyi bir örnek oluşturduğunu söyledi. Nick Birnback, bazı üyelerin barış koruma çalışmalarına güç katma niyeti olmadığını, buna karşın Çin'in zorlu koşullara sahip bölgelerde personel sayısını durmaksızın artırdığını, bu katkının büyük önem taşıdığını kaydetti.

Çin, yoksulluğun ne demek olduğunu iyi biliyor...

Dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi Çin, bizzat kendi tecrübesinden dolayı, bir ülke ve bir aile için yoksulluğun ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Reform ve dışa açılma politikasının uygulandığı 40 yıllık süre zarfında, ülkede yaklaşık 800 milyonluk nüfus yoksulluktan kurtulurken, Çin dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldi.

Bütün bu gelişmeye rağmen, ülkede halen 30 milyondan fazla nüfus yoksulluk içinde yaşıyor. Kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla bakımından Çin dünya genelinde 71. sırada yer alıyor.

Çin bir yandan yoksullara yardım için eylem planlarını hayata geçiriyor ve 2020 yılı itibariyle orta halli refah toplumu hedefine erişmek için mücadele ediyor; diğer yandan "ortak kader topluluğu" çağrısını ortaya koyarak Kuşak ve Yol girişimiyle dünya ülkelerine kalkınma ve refah fırsatları sunmaya çalışıyor.

Kuşak ve Yol'dan kuşku duyanlara en iyi cevap...

Son verilere göre, Kuşak ve Yol inisiyatifinin ileri sürüldüğü 2013 yılından bu yana, 100'den fazla ülke ve uluslararası örgüt Çin'le bu kapsamda işbirliği anlaşması imzaladı. Çin ile Kuşak ve Yol güzergahındaki ülkeler arasındaki mal ticareti hacmi 5 trilyon ABD dolarını geçti. Çin'in güzergah ülkelerinde kurulan ekonomi ve ticaret işbirliği bölgelerine yaptığı toplam yatırım hacmi 28 milyar 900 milyon doları buldu. Bu yatırımlar 244 bin istihdam imkanı sunarken, 2 milyar dolardan fazla vergi geliri yarattı. Bu karne, girişimden kuşku duyanlara verilecek en iyi cevap.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Çin'in, Kuşak ve Yol inisiyatifiyle Afrika ülkeleriyle kendi başarılarını paylaştığını söyledi.

Çinliler 1 Ekim'de yeni bir milli bayramlarını kutlarken, ABD'nin San Francisco Belediyesi de kentin Çin'le dostane ve karşılıklı yarara dayalı işbirliğini geliştirmedeki güven ve kararlılığını göstermek amacıyla 1 Ekim gününü "Çin-ABD Dostluk ve Miras Günü" olarak belirledi.

İçinde bulunduğumuz çağda hiçbir ülke yalnız bir ada gibi kendi köşesine çekilemez. Dünyada dışa açılma adımları en hızlı ve dışa açılma boyutu en geniş gelişmekte olan ülke olarak Çin'in, eskiden olduğu gibi ileride de dünyanın barış ve gelişme davasına yeni güç ve katkılar sağlayacağını çok yakında göreceğiz.