"Çin'de İz Bırakan Kadınlar":Yuanyuan Tan

  2018-09-17 11:44:50  cri


Hazırlayan ve Sunan: Özlem Özdemir

Yuanyuan, 1977 yılında Şangay'da doğdu. Dans etmeyi ilkokulda öğrendi. Çocukken izlediği Kuğu Gölü Bale gösterisinden sonra balerin olmak istediğini anladı.

10 yaşındayken, Şangay Bale Okulu tarafından keşfedildi ve eğitim için okula davet edildi. Çin'in her bölgesinden gelen, kendi yaş grubundaki binlerce aday arasından seçilen 24 adaydan biriydi. Ancak Yuanyuan'ın mühendis olan babası onun balerin olmasına ısrarla karşı çıkıyordu. Onun yerine üniversiteye giderek, avukat ya da doktor olmasını istiyordu. Öte yandan eskiden dansçı olmayı hayal etmiş olan annesi ise, onun okula kaydolmasını destekliyordu. Sonunda anne babası bu işi çözmek için yazı tura atmaya karar verdi ve annesi galip geldi. Babası da artık teslim olmak zorunda kalmıştı.

Böylece Yuanyuan, 11 yaşında dans okuluna başladı. Fakat okula yaşıtlarından 1 yıl geç başladığı için sınıfın gerisindeydi. 2 yılını depresyonda ve ev özlemi ile geçirdi. Hatta eğitimini bırakmayı bile düşünüyordu. Ta ki, yeni bir öğretmen gelene ve onun dansını çok beğenene kadar… 14 yaşına geldiğinde Yuanyuan, uluslararası bale yarışmalarında yarışmaya başlamıştı.

Yuanyuan baledeki ilk büyük zaferini, 1992 yaşında Paris 5. Uluslararası Bale Yarışması'nda elde etti. İdolü olan efsanevi balerin Galina Ulanova'nın rekorunu kırmış ve altın madalya sahibi olmuştu. Bir yıl sonra da 1. Japonya Uluslarası Bale ve Modern Dans Yarışması'nda aynı başarıyı elde edecek ve ikinci altın madalyasını kazanacaktı. Japonya'da ayrıca, efsanevi Rus balerin adına verilen Nijinsky Ödülü'nü kazanan ilk kadın dansçı olacaktı.

Yuanyuan geri dönüp baktığında o günlerini biraz durgun, "Çocukluğum spor salonlarında geçti. Tek hatırladığım ter, gözyaşı, dans ayakkabılar ve yaralanmalar…"diye hatırladığını söylüyor. Ve ne zaman vazgeçmeyi düşünse, aklına hep annesiyle babasının o yazı tura attığı günü getiriyor.

Yuanyuan, 1994 yılında Şangay'daki okulu bırakarak John Cranko Okulu bursuyla, Almanya'da eğitim almaya başladı. Ancak 2 yıllık burs programını tamamlayamadı. Çünkü sadece 6 ay geçmişti ki, San Francisco Balesi sanat yönetmeninden dansçı olarak ekibe katılma teklifi aldı. O da bu teklifi kabul etti.

Yuanyuan, artık 17 yaşındaydı ve 1995 yılında San Francisco'ya gitti. Böylece ekipteki hem en genç hem de ilk Asyalı kadın solist olmuştu. İlk büyük rolü ise, onu balerin olmaya heveslendiren Kuğu Gölü Balesi'nde olmuştu!

Hayatındaki en büyük başarılarından biri ise, Stravinsky Violin Concerto'su baş dansçısının yerine, son dakika değişikliğiyle onun getirilmesi ile elde etti. Ama daha önce hiç böyle bir koreografiyle dans etmemişti. Ona gösterinin videosu verildi ve Yuanyuan izledikten sadece altı saat sonra bu rol için sahneye çıktı. Çok da başarılı oldu! 1 yıl sonra ise, artık ekibin baş dansçısı olarak lanse edilecekti. Bir kez daha San Francisco Balesi tarihinde, bu başarıyı elde eden en genç ve de ilk Çinli kadın dansçı olacaktı.

Doğu ve Batı arasındaki mükemmel ideal denge gibi, Yuanyuan bale sanatının en iyi Çinli temsilcisiydi. Budizme inanan Yuanyuan, her gün meditasyon yapıyor ve bunun hem sanat yaşamında hem insanlarla olan ilişkilerinde yardımı olduğunu düşünüyor. Sanatı dışında onun tarzı da çok konuşuluyordu. "Kitap okurken rahat olmayı ve bedenime vakit ayırmayı çok seviyorum. Ama tabii modaya da bayılıyorum"diyen Yuanyuan'ın tarzı; Batı'nın cazibesi ile Asya'nın dişiliğinin evliliği gibiydi, yani tarzıyla da daha iki kültür arasındaki dengeyi yansıtıyordu.

İlerleyen yıllarda Yuanyuan, bilinen pek çok önemli eserde kadın baş balerin olacaktı. Bilinen pek çok ünlü marka ile çalışacak, en önemli dergilerde röportajları yer alacak, sinema ve televizyonda da yer alacaktı. Artık o da çocuklar için bir idol olmuştu. Farklı olmak ve tarih yazmak isteyenlerin örnek gösterdiği biriydi. Hiç kuşku yok ki, o bugüne kadar dünyanın en tanınmış baş balerinlerinden biri ve en önemlisi dünyadaki saygın bir bale kurumunda baş balerin olan tek Çinli dansçıydı.

Yuanyuan, Çin'de tüm zamanların en iyi dansçısı ve bir ulusal hazine olarak anılıyor. 2004 yılında Time dergisinin kapağını "Asya'nın kahramanı" olarak süslemişti. O, duygularını balenin modern formuyla ifade etmeye bayılıyor. Ona göre bale, sadece gençliğin güzelliği değil, aynı zamanda hayatın güzelliğini yansıttığına inanıyor…