Ticaret savaşı Latin Amerika'da ekonomiyi vurabilir

  2018-08-17 16:04:13  cri

ABD'nin Çin'e açtığı ticaret savaşının sürekli tırmanmasıyla birlikte Çin üçüncü pazarları geliştirmeye devam ediyor. Dünyadaki toplu emtianın kaynak bölgesi olan Latin Amerika ülkeleriyse, iki ülke arasındaki ticaret anlaşmazlığından fayda sağlamaya çalışıyor.

Uzmanlar, ABD'de ticari korumacılık eğiliminin artması ve ticaret savaşının uzun vadeli etkileri konusunda, Latin Amerika ülkelerinin temkinli olması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Trump yönetiminin izlediği "Önce ABD" siyaseti, sadece Çin'i değil, Avrupa Birliği gibi müttefikleri de hedef alıyor. ABD'nin "arka bahçesi" olarak görülen Latin Amerika'nın da bu sürecin zararlı etkilerinden kaçınması zor.

Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu İcra Sekreteri Alicia Barcena, ABD'nin kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda tek taraflı olarak uyguladığı ticari korumacılık önlemlerinin uluslararası ticaret kurallarına aykırı olduğuna ve Latin Amerika ülkelerinin ekonomik gelişmesine ciddi darbe indireceğine işaret etti.

Ticaret savaşının Latin Amerika'ya getireceği etkilerden büyük endişe duyan Alicia Barcena, Çin'in Latin Amerika'nın ikinci büyük ticaret ortağı haline geldiğine dikkat çekti. Barcena, mevcut durumda Çin'in üçüncü pazarları genişleterek Latin Amerika'da toplu emtia ihraç eden ülkelerin kısa sürede büyük kâr kazanmasını sağladığını, ancak uzun vadeli olarak ticaret savaşının devam etmesinin Latin Amerika'da ekonomiyi ciddi şekilde etkileyeceğini kaydetti.

Latin Amerika ülkelerini bekleyen tehlike

Barcena'ya göre, gelinen noktada ekonomi ve ticaret açısından bakıldığında, Latin Amerika için Çin'in önemi, ABD'nin öneminden daha büyüktür.

Ticaret anlaşmazlığının devam etmesi ve tırmanması, Çin ve ABD ekonomilerini olumsuz etkileyecek. Çin'de ekonomik ve ticari canlılığın kısıtlanması halinde, ülkenin toplu emtia ithalatı azalacak, böylece uluslararası toplu emtia fiyatlarında büyük dalgalanma yaşanacak. Çin'in toplu emtia ithalatının başlıca kaynak yeri olan Latin Amerika ülkeleri de bundan büyük zarar görecek.

Barcena, ABD hükümetinin ticari korumacılık adımlarının sadece küresel piyasayı sarsmakla kalmayıp normal ticaret düzenini de bozduğunu kaydetti. Barcena, ABD'nin Çin dahil pek çok ekonomiyle yaşadığı ticaret ihtilaflarının, ekonominin küreselleşmesi önünde büyük riskler yarattığını sözlerine ekledi.

Barcena şu ifadeleri kullandı:

"Dünyanın en önemli doğrudan dış yatırımcı ülkelerinden biri konumundaki Çin, son yıllarda Kuşak ve Yol kapsamında uluslararası işbirliği yürüterek küresel ölçekte bağlantı şebekeleri geliştiriyor ve bu sayede sermayenin dünya çapında serbestçe akması için çaba gösteriyor. Buna paralel olarak ABD korumacılık önlemleriyle Çin'in sahip olduğu çekirdek teknolojileri kısıtlama yoluna gidiyor. Ancak kendi gücüne dayanarak Ar-Ge geliştirme yeteneğine sahip olan Çin, uluslararası işbirliğiyle ilerleme kaydedebilir. Bu önüne geçilemeyecek bir küreselleşme eğilimidir. Günümüzde herhangi bir ticari korumacılık girişimi, küreselleşme sürecini engelleyemez."

Barcena, ekonominin küreselleştiği bir dönemde, uluslararası toplumda ticaret anlaşmazlığının çözümü için en iyi yöntemin müzakere ve diyalog olduğunu vurguladı. Alicia Barcena, Latin Amerika ülkelerinin kendi uzun vadeli çıkarlarını hesap ederek, Çin-ABD ticaret anlaşmazlığının çözümünde aktif rol oynamaları önerisinde bulundu.