Lavrov ve Çavuşoğlu'ndan ortak basın toplantısı

  2018-08-15 09:54:52  cri

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve 10. Büyükelçiler Konferansı kapsamında Ankara'da bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ortak basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin davetini kabul ederek büyükelçilere hitap ettiği ve sorularına açık yüreklilikle yanıt verdiği için Lavrov'a teşekkür eden Çavuşoğlu, "Sergey Lavrov dünyada dışişleri bakanlarının duayenidir. Dolayısıyla ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübesi vardır. Bu tecrübesini büyükelçilerimizle paylaştı. Birçok konuda Rusya Federasyonu'nun ve kendisinin vizyonunu bizlerle paylaştı." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, basın toplantısının ardından düzenlenecek çalışma yemeğinde de ikili ilişkileri gözden geçireceklerini, en son Rusya'da ve Singapur'da bir araya geldiklerini belirterek "İkili ilişkilerimiz her alanda olumlu bir şekilde seyrediyor." diye konuştu.

Rus mevkidaşı ile görüşmelerinde bölgesel konuları, gündemde olan İdlib konusunu da ele alacaklarını belirten Çavuşoğlu, "İdlib'te birlikte ne yapabiliriz, neleri önleyebiliriz, terörle mücadeleyi nasıl yapabiliriz bunları değerlendireceğiz." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'deki yargı süreci devam eden Amerikalı din adamı Andrew Brunson'a ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın görüşmesine ilişkin bir soruya, "Esasen Beyaz Saray bu görüşmeyi ayarladı. Beyaz Saray ile zaten doğal olarak Büyükelçimiz arasında da temaslar devam ediyor." yanıtı verdi.

ABD'de bu sorunu çözmek isteyen grupların da, sorunu sürdürmek isteyen grupların da olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu konuda bir karmaşa olduğunu söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin yaptırım politikasına ilişkin bir soruya ise, Türkiye'nin ABD'nin veya herhangi bir ülkenin yaptırımlarına prensip olarak karşı olduğu yanıtını verdi.

BM yaptırım kararlarına herkesin uyduğunu ve bunun zaten bağlayıcı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz AB'nin de Rusya'ya yönelik yaptırımlarına hiçbir zaman katılmadığımız gibi karşı olduğumuzu da net bir şekilde söyledik. İran'a yönelik yaptırımlara da katılmayacağımızı söyledik." dedi.

Bir ülkenin tek başına karar alıp bu kararını diğer ülkelere empoze etmeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Artık böyle bir dünya yok bunu kabullenmeleri gerekiyor." diye konuştu.

Çavuşoğlu, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarından Avrupa'nın da, Asya Pasifik ülkelerinin de rahatsız olduğunu vurguladı.

Sergey Lavrov ise, Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ilişkilerin sürekli ilerleme katettiğine dikkati çekerek, son zamanlarda iki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin de oldukça yoğun olduğunu belirtti.

Rusya ve Türkiye'nin bağımsız dış politika izlediğinin altını çizen Lavrov, ABD'nin Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Bizim ortaklarımızın Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımlara katılmamasını olumlu değerlendiriyoruz." dedi.

Lavrov, doların nüfuzunun eninde sonunda azalacağı ve bir çok ülkenin dolardan vazgeçmeye başlayacağı değerlendirmesinde bulunarak, "Milli paralarla ticaret birkaç senedir önümüzdeki hedeflerimizden biri." dedi.

Lavrov, ABD'nin yaptırım uygulama siyasetini gayrimeşru olarak değerlendirerek, şunları kaydetti:

"ABD genelde her şeyde öncü olmak istiyor. Parayı verip dünya meselelerinde düdüğü çaldırmaya çalışıyor. Uluslararası piyasalarda adil rekabet değil, tek taraflı korumacı yaptırım ve tedbirler uyguluyor. Adil olmayan bir rekabete başvuruyor ve böylelikle kendi iş adamlarına uygun zemin hazırlamak için kendi müttefiklerini cezalandırıyor. ABD'nin yaptırımları uluslararası ticaretin tüm ilkelerine aykırıdır. Bu, BM'nin ilke ve kararlarına da aykırıdır. Bu ilke ve kararlara göre, tek taraflı ekonomik yaptırımlar gayrimeşrudur. Bu gayrimeşru engelleri nasıl ortadan kaldırabileceğimize gelince, milli paralarla ticaret birkaç senedir önümüzdeki hedeflerimizden biri."

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu hedeflerden bahsettiğini belirten Lavrov, "Son derece kaba, doları bu şekilde kaba istismar etmeleri doların nüfuzunun eninde sonunda azalmasına yol açacak. Bir çok ülke dolardan vazgeçmeye başlayacak. Bir şekilde daha güvenilir ortaklara yönelecek." dedi.