Şehirde, yeni bir mevsim algısı

  2018-01-30 10:51:28  cri

 

Bir zamanlar bir çocuk olduğum geçti aklımdan

O da çocuktu bir zamanlar.

Turgut Uyar

Son yıllarda mevsim değişikliklerinden bahsederken, Çinli dostlarımın sıkça geleneksel ay takvimindeki 24 sezonu referans aldıklarına şahit oluyorum, mesela şöyle uyarıyorlar: "Çok az giyinmişsin, artık Lidong başladı!" (Lidong, miladi takvime göre 7-8 Kasım'a denk gelen ve kışın habercisi olan sezon.)

Uyarı bununla sınırlı kalmıyor, peşi sıra beslenme önerileri geliyor: "Lidong'da her gece yatmadan evvel sıcak suyla ayaklarını yıkarsan, iç organlarının işlevi artar, kan dolaşımın rahatlar."

Çin, günümüzde her ne kadar miladi takvime geçmiş olsa da, son yıllarda popüler kültürün malzemesi olarak yeniden görünürlük kazanan geleneksel ay takvimi, binlerce yıl önce yapılan hesapların, halen şaşmaz bir isabetle devrede olması bakımından biz 'modernleri' şaşırtmaya devam ediyor.

"Dahan sezonu başlıyor, yarın don olacak!"

"Artık bahar geldi sayılır, haftaya Lichun!"

Bu tip ifadeleri o kadar sık duymaya başladım ki, artık hava durumunu takip etmiyorum; 24 sezonun mantığını ve işleyişi anlayan biri, hava durumuna gereksinim duymaz!

Hem Çinlilerin geleneksel ay takvimi varsa, bizim de, hava durumu ve alınacak önlemleri bildiren şairlerimiz var! Yaz şairimiz Yahya Kemal'e karşı, "Sana bir boyun atkısı gerek. Çünkü kış geldi" diyen Turgut Uyar'ımız vardır mesela.

Pekin'in en güzel mevsimi!

Pekin, kışa gönülsüzce boyun eğen, yaza koşarak atlayan bir şehir. Asıl bahse değer olansa, şehrin sonbaharla buluşması; tam bir kucaklaşma.

Pekin'de sonbahar, hiç de Yahya Kemal'in Sonbahar'ı değildir; o ne kasvetli bir sonbahardır şiirdeki! Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur… Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur… Mevsim boyunca kendini hissettirir vedâ; artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ… Günler hazinleşir, geceler uhrevîleşir…

Pekin'deki zaten 'bir uzun sonbahar' değildir, 20 gün ya sürer ya sürmez.

Ama ne sonbahardır, altın sarısı yapraklar parıldar, akıllı telefonlardaki fotoğraf uygulamalarının verebileceğinden daha sıcak bir renk tonlaması sunar şehre bu parlaklık. Yasak Kent'in ve diğer tarihi yapıların kırmızı duvarları, ayrı bir romantizm katar manzaraya.

Ve ağaçlar! Mevzubahis Pekin olunca, ağaçları unutmamalı. Bu şehirde, 500 yaşın üzerinde 5 binden fazla ağaç yaşıyor! Yasak Kent'in girişindeki Zhongshan Park'ta bulunan yüzlerce yıllık ağaçlar mesela, Çin kültürünün canlı eserleri. Sonra sarayın kuzeyindeki tepede Jingshan Park'ta yer alan sofora ve servi ağaçları. Fosiller üzerinden tarihi 270 milyon yıl geriye götürülebilen Mabet ağaçlarının (Ginkgo ağacı) en güzellerinden biri Tanzhe Manastırı'nda görülebilir; doğanın, Çin'in uzun tarihine saygısını ifade etmek için sunduğu armağanlardan biridir bu ağaç. Laoshan dağında bir Dao tapınağında mabet ağaçları altında kungfu çalışan rahipler, şükran sunmaktadır doğaya.

Çinliler, sonbahar atmosferini tamamiyle hissetmek için, yaprakların altın sarısından kırmızıya dönüşünü bekliyor. (Eh, kırmızı olan veya kırmızıya çalan her şey, Çinlilerin gönlünü almayı biliyor.) Bunun için Eylül sonu ve Ekim en ideal zaman. Çinlilerin kızıl yaprakları izlemek ve fotoğraflamak için akın ettikleri başlıca yerler, Çin'in kuzeydoğusundaki Jilin eyaletinde Jiaohe şehrindeki 50 kilometrelik kızıl yapraklar vadisi, başkent Pekin'de Huairou kasabasına yakın Mançu köyü Sunzhaizi'daki ormanlık alan, Anhui eyaletindeki Tachuan köyü, Jiangxi eyaletinde Wuyuan kasabasına bağlı Shicheng köyü vs. Bilhassa Anhui ve Jiangxi'de, kırmızı yaprakların beyaz duvarlı, gri çatılı yerel mimariyle bütünleşmesi, klasik Çin şiirlerini çağrıştıran bir manzara sunuyor. Pekin'in batısındaki Xiangshan dağı da kızıl yaprak meraklılarının ilgi odağı.

Çinlilerin en çok hangi özelliklerine hayransın diye sorulsa, herhalde doğayı izleme kabiliyetlerine hayranım derim. Şiir, resim, hat, mimari, kaynağını hep doğadan alıyor, ve doğayla olan o irtibat, bir şekilde hep diri tutuluyor. Doğa yitirilirse, işte o vakit, geleneksel Çin kültürü için tehlike çanları çalmaya başlar. Çin'in, uzun tarihinde ilk kez, kentsel nüfus kırsal nüfusu geçti. Kentliler, senede bir kez, bahar bayramında uzak köylerine dönüyorlar. Birkaç nesil sonra bahar bayramı trafiğinin de ortadan kaybolacağı hesaplanıyor. Çin'de geleneksel kültürün en önemli kaynaklarından biri olan köyler boşalıyor. Şehirler, kaybolanın yerine henüz bir şey koymadı, tek tip modern Çin şehri, kendi kendinin kopyası olarak Hohhot'tan Nanchang'a üremeye devam ediyor.

Çin'in görevi, şimdi, şehirde, yeni bir mevsim algısı geliştirmek! Güneş ışınlarının, karın, yağmurun, bir şehre düşümünü izlemek vakti şimdi.

Çin kültürüne dair bütün bir fotoğraf görmek isteyen birinin, işi gücü bırakıp doğayı ve mevsimleri izlemesini öneririm. İnsan, yaşadığı çevreden başlayabilir bunu yapmaya, önce çevrendeki ağaçları tanırsın, her bir ağacın adını, ne zaman yeşillendiğini, ne zaman yaprak döktüğünü izlersin. Nisan ayında Guyu sezonu geldiğinde çiçekleri izlersin, Pekin'in kuzeybatısında Xiangshan dağının eteğinde yer alan Botanik Park, başkentin çiçek çeşitliliğini görmek için ideal bir yerdir, Nisan ortasında 40 bin lale çiçek açar burada. Sonra şakayık çiçeklerine bakarsın, klasik Çin şiirinin en önemli sembollerinden biridir. Özellikle Tang Hanedanı şairleri (618-907) zenginlik ve talihin simgesi saymışlardır şakayık çiçeğini. Sonra kuşlara bakarsın, kaç çeşit kuş sayabildiğini gözden geçirirsin yaşadığın şehirde. Pekin şehrinin en eski adlarından birinin Kırlangıç şehri (Yanjing) olduğunu da unutma bunu yaparken…

Eskiden manavdaki ürünlere bakardı büyüklerimiz mevsimlik meyve sebzeleri seçerlerdi, şimdi her şey dört mevsim rafta, yiyip içtiklerimiz nicedir mevsimlerden bağımsız.

Çin ay takvimi, sadece iklim değişiklikleriyle ilgilenmez, bunun üzerine bir yeme içme kültürü tesis edilmiştir. İlim ilim bilmektir de, Çin'de ilim, en çok da, hangi havada ne yeneceğini bilmektir. Mesela kışın en soğuk günlerinin hissedildiği Dahan sezonunda, sabahları Ginseng çayı içilmesi, günlük yemeklerde zencefil ve sarımsak tüketilmesi önerilir. Üst solunum yolu hastalıklarının sıkça görüldüğü bu sezonda, bu tip besinler vücudu sıcak tutarak soğuğa karşı korur. 24 sezonun her biri için bu tip 'diyet önerileri' vardır. Artık modern insan da bu 'geleneksel' reçetelerin peşinde koşuyor, ekranlar sağlık ve beslenme uzmanlarından geçilmiyor, ancak bu geleneksel tıbbın ardındaki geleneksel anlayışa vakıf olmadan uygulanacak her diyet, kişiyi daha huzursuz ve kimliksiz yapıyor. Demem o ki, o kafada olmadan, o mideyi rahatlatamazsın! O nedenle, Turgut Uyar şiirinin söylediği gibi, sadece bir yazı değil, her bir mevsimi anlamak, en saygın işidir kişinin! Ancak o zaman sorabiliriz, şimdi mi?

Ve o zaman

Çökelir yaz

Tutarak kendi kalbini

Umutlar sarıya bırakır kendini

Gül uzar, karanfil kokar

O zaman sorarım,

Şimdi mi?

Emre Demir