Özbeklerin Halk Kültürü

  2017-09-20 14:33:23  cri

Çin'de yaşayan Özbek etnik grubu, tarihinde Orta Asya'daki Özbekistan'dan Çin'e gelmiştir. Özbeklere özgü antik uzun şiir "Yadikar'de (Özbekçe'de anmak anlamını taşıyor), yaklaşık 14. ve 15. yüzyıllarda Kıpçak Özbeklerin örgütlü olarak Çin'e göçme süreci detaylı olarak anlatıldı. Qing Hanedanı'nda ticaret yapan Özbekler daha büyük çaplı olarak Çin'in Xinjiang bölgesine göçmeye başladı. Özbek işadamlarının ayak bastığı yerlerde büyük küçük yerleşim merkezlerini oluşturdu. Bazı Özbek işadamları gönüllü olarak veya bazı sebeplerden dolayı memleketlerine dönemeyip yerlilerle evlendi ve Çin ulusunun bir parçası haline geldi. O zamanlarda, Özbeklerin esas olarak Xinjiang'ın Kaşgar, Yarkent, Aksu, Urumçi ve Yengisar gibi yerlerinde toplu olarak yaşıyorlardı. 2 Temmuz 1987'de, Mori Kazak Özerk İlçesi'nde Danangou'da Çin'deki tek Özbek Köyü oluşturuldu.

Xinjiang'da yaşayan Özbeklerin sayısı 17.4 bin (2010 yılı) olarak, Xinjiang'ın toplam nüfusunun yüzde 0.07'sini oluşturuyor. Özbekler esas olarak Kaşgar, Hotan, Yarkent, Kağılık, Urumçi, Gulca, Çöçek, Mori ve Guçung gibi bölgelerde yaşıyor. Onlardan çoğunluğu kentlerde, az bir kısmı köy ve çobanlık bölgelerinde kalıyor.

Kıyafet kültürü---Süs peşinde koşmayan Özbeklerin kıyafetleri, ne bakımdan bakıldığında, çok renkli, nazik ve soylu görünüyor. Çünkü, Özbek kıyafetinin uzun gelişmesi süresince, Orta Asya'daki çeşitli milliyetlere özgü kıyafet özelliklerini birleştiriyor.

Bugünkü Özbekler özel olarak kendi milliyetine özgü kıyafetleri giymeyi tercih etmiyor. Özbeklerin kıyafetleri artık piyasada çok nadir görüldüğü için, çok sayıda genç Özbek kendi milliyetinin geleneksel kıyafetleri bile görmedi. Bazı Özbekler ise Özbekistan'dan tipik Özbek kıyafetini satın alıp, önemli festivallerde gösteriyor. Bugünkü Özbekler kendi geleneksel kıyafetlerini sadece bir süslü değil, daha çoğu milliyetinin ruhu olarak görüyorlar.

Özbeklerin öğünleri Uygurlarınkiyle hemen hemen aynı. Nan (Uygur ekmeği), sütlü çay ve Uygur pilavı, Özbek yemeklerinin esasını oluşturuyor. Kahvaltıda genel olarak Çin mantısı ve darı ile çeşitli fasulyelerle pişmiş lapa yenir. Sütlü çay içine bal ilave edilir. Nan ve Uygur pilavı Uygurların yöntemiyle yapılır. Özbeklere özgü önemli geleneksel yiyecekler arasında, Uygur pilavı, naren, kebap, etli nan, churdak (patates ve etin hafif ateşte uzun pişirilmiş bir sulu yemek), nishala (yumurta akı ile şekerden yapılan bir yiyecek), pilav ve mung fasulyesi çorbası ile pastırma vs...

Özbeklerin geleneklerine göre, ayrı ayrı ve birlikte yemek yemek dahil olmak üzere iki yemek sistemi var. Kuralı sert ailelerde, erkek ve kadınlar çok farklı konumlara sahip. Erkek ve kadınların ayrı ayrı yemek yemesi bu farkı gösteriyor.

Sivil mimari yapılar---Özbeklerin evlerinde genel olarak beş eşya muhakkak bulunuyor: Bir, ayakları yüksek ahşap sandalye; İki, Guxiange isimini taşıyan süslü amaçlı duvar halısı; Üç, nakışlı kapı perdesi; Dört, nakışlı pencere perdesi; Beş, nakışlı havlu.

Güney Xinjaing'da yaşayan Özbeklerin evlerindeki dekorasyon insanlara taze bir duygu verir. Duvarlarda kazılan büyüklüğü değişik hücrelerde çeşitli alet ve süs eşyaları bulunuyor. Dolap işlevine sahip hücreler etrafında işlemeli alçıyla çeşitli nazik desenler yapılır.

Xinjiang'daki Özbeklerin mimar sanatı, kendine özgü tarza sahip değil. Hem kamu yapıları hem evlerin tarzları, onların yaşadıkları yerlerdeki Uygurların mimar sanatı ve yerli yapıların özelliklerine yakın. Ancak Özbeklerin yapılarında genel olarak Orta Asya ve İslamiyet'in geleneksel mimari yapıların bazı özellikleri yansıtılır.

Özbeklerin el işleri sanayii uzun geçmişe sahip. Çeşitli üretim aletleri dışında, esas olarak günlük eşyaları işlenip üretiliyor. El işleri sanayiinin en önemli birimi, aile atölyesi. Bu atölyeler büyük olmayan çaplara ve detaylı işbölümüne sahip.

Özbeklerin çalışkanlığı, yaratıcı ve açık çalışmalarında da yansıtılıyor. Çok eskiden, Özbekler ahşap bel, demir bel, Kantuman (demirden yapılan bir alet), ahşap saban ve orak gibi antik tarımsal adetlerle buğday, arpa, akdarı, pirinç, süpürge darısı, bezelye, mısır ve mung fasulyesi gibi tahılların yanı sıra, pamuğu da ekmiştir. Antik Özbekler ayrıca soğan, turp ve kabak gibi sebzeleri yetiştirdi. Yoncanın yüzölçümü yukarıdakilerden çok daha büyük. Tarımın talebine göre, Özbeklerin ataları antik çağlarda tarla topraklarını sulama şebekesini inşa etmiştir. Özbekler, Xinjiang'daki iklim ve toprak özelliklerine dayanarak bahçeciliği geliştirirken, çok sayıda yeni meyve türünü de yetiştiriyor.

Evlilik geleneği--- Özbekler güçlü soy ve aile bilincine sahip. Kan bağının soy kültürünün temelini oluşturduğu için, Özbeklerin soy ve aile bilinçleri esas olarak kan bağına dayanarak korunuyor. Bir soyun yetkileri arasında, soyun mensuplarına yönelik tembih etme ve eleştirme, soy varlığını bölme, soy mensupları arasındaki anlaşmazlıklara arabuluculuk yapma, dış ilişkilerde soy adına onur ve güçlerini gösterme gibi içerikler yer alıyor.

Yetki yöneticisi genel olarak soydaki kıdemli ve yetenekli yaşlılar olmalı. Yönetici, sorunları adil olarak çözmenin yanı sıra, soyun kuralları ve isteklerine bizzat uymalıdır. Zamanın değişmesiyle birlikte, Özbek soyların bağlayıcılığı da ailelerin çoğalmasıyla zayıflamaktadır. Bugünlerde karı-kocası ilişkilerinin temel olduğu küçük aileler genel olarak dededen toruna kadar en fazla üç kuşaktan oluşuyor ve üç kuşağın bir arada yaşadığı ailelerin sayısı da azalıyor. Dört ve beş kuşağın bir arada yaşadığı aileler hemen hemen bulunamaz. Çocuklar evlendikten sonra kendi ailelerini oluşturuyor.

Özbekler genellikle Özbeklerle evleniyor. Ancak Özbeklerin uzun zaman boyunca Uygur, Kazak ve Tatarlarla bir arada yaşadığı ve örf ile geleneklerinin adı geçen milliyetlerinkine yakın olduğu için, Uygur, Kazak veya Tatarlarla evlenmek de Özbekler tarafından kabul ediliyor. Bugünlerde, genç Özbeklerin evlilik düşünceleri günden güne çağdaşlaşıyor. Evliliğin serbest olması dışında, evliliğin aşk temelinde bulunması da çağdaş Özbeklerin evliliklerinin önemli özelliklerinden birisi. İki kişinin birbirini beğenmesi, aile koşullarının birbirine denk gelmesi ve karı-koca eşitliği çağdaş evliliğin temelini oluşturuyor.

Özbekler hayat boyunca, doğma, isim verme, ilk doğumu kutlama, beşiğe koyma, banyo yapma, sünnet, doğum günü ve cenaze gibi törenleri yaşar.

Son derece konuksever Özbekler, kendi ekonomik gücüne dayanarak en güzel şeylerle konukları ağırlar. Özbekler aynı zamanda komşularla olan ilişkilere önem verir. Özbekler genel olarak kendi pişirdiği koyun eti veya yeni icat ettiği yiyecekleri tadına baksın diye komşularına ikram eder. Bayramlarda, genç Özbeklerin yaşlılara hediye vermesi normal görünür. Kadın yaşlılara genellikle elbise kumaşı, erkek yaşlılara ise gömlek kumaşı ve bunlara ek olarak yiyecekler de hediye edilir.

Yemeklerde yaşlılar saygı gösterilerek daha önemli yerlerde oturuyor. Kalabalık ailelerde erkek ile kadın ve çocuklar ayrı masalarda yemek yiyor. Eskiden birçok yemeğin elle yendiği için insanlar yemek öncesi ve arkasında el yıkamalıydı. Bugünlerde çoğu Özbek ailede artık çubuk ve kaşık kullanılmaya başladı. Ancak bazı bölgelerde, özellikle çobanlık bölgelerinde kadın ve çocuklar yine elle yemek yiyorlar.

Özbeklerde birçok sakınca var. Bunlar arasında domuz etinin yenmesi ve "domuz" kelimesi bile söylenmesi kesinlikle yasaktır. Ayrıca bütün hayvanların kanları içilmez, doğal olarak ölen evcil hayvanları ile eşek ve katır etleri de yenilmez. Alkollü içki de yasak özellikle kadınlar için. Ayrıca yemekte şapka çıkartmak, konuklar önünde öksürmek, başkaları önünde sümkürmek ve yüksek sesle konuşmak da başkalarına saygısız davranışlar olarak sanılır.

Özbeklerin yemek alışkanlığı, Uygur dahil İslamiyete inanan milliyetler olduğu gibi dini inançtan çok etkilenir.

İslamiyete inananlar için, "Kuran-ı Kerim", "kutsal eşya"dır. Müslümanlar hayat boyunca şu beş şartı yerine getirmeli: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Cami ve mezarlar da "kutsal yerler" olarak kabul ediliyor. Mezarlardan geçen insanlar tükürmez, hatta yakınlarda tuvalet yapamaz.

Özbekler, Orta Asya'da yaşayanlar arasında İslamiyet dinini erken kabul eden milliyetlerden birisi. Özbeklerin Xinjiang'daki çeşitli milliyetlerle arasında sıkı ekonomik ve kültürel temaslarda bulunduğu ve din, dil ve yaşam alışkanlığı bakımından Xinjiang'daki yerlilere çok yakın olduğu için, bazı Özbekler Xinjiang'a göçtükten sonra yerli toplum ve halka çabuk ve çok doğal olarak kaynaştı.

Edebiyat---Özbekçe Uygurcaya çok yakın. İki dilin telaffuz, kelimeler ve grammer bakımından yüzde 70-80'i hemen hemen aynı. Yazı konusunda, Özbekler tarihinde Türkçe, Uygurca, Arapça, Farsça, Çağatayca kullanmştı. Güney Xinjiang'ın köylerinde Uygurlarla bir arada yaşayan Özbekler genel olarak Uygurca yazılarını kullanıyor. Kentlerde Uygur ve Hanlarla beraber yaşayan Özbekler ise hem Uygurca, hem Çince kullanıyor. Çobanlık bölgelerinde yaşayan Özbekler, uzun zamandır Kazaklarla beraber yaşadığı için esas olarak Kazak dilini kullanıyor.

Özbeklerin halk edebiyatının önemli üslupları arasında, halk hikayesi, atasözü ve özdeyiş, efsane, kısa şiir ve destan, şarkı ve fıkralar yer alıyor. Halk hikayesi ise tarih hikayesi, yaşam hikayesi, hayvan hikayesi, aşk hikayesi ve anekdot gibi kategorilere ayrılır. Zengin içerikli halk hikayesi, Özbeklerin iyimserliği ve hayallerini gerçekleştirmek için zorluklarla mücadele ve boyun eğmeme ruhlarını yansıtıyor. Özbekler, şiirlerle düşünce ve duygularını ifade etmeye çok yatkın bir milliyet.

Özbeklerin yazılı edebiyatı uzun geçmişe sahip. Tarih, çoğrafya, ekonmi, kültürel yaşam, toplumsal örf ve adetler, felsefe ve din ile dil gibi unsurların etkisiyle, Özbekler, edebiyat, özellikle klasik edebiyat konusunda, Türkçe grubuna mensup Uygurlarla birbirine kaynaşarak etkileşiyor ve birbirinden ayrılamaz durumda.

Müzik ve dans--- Özbeklerin geleneksel müziği, folk müziği, klasik müzik ve dini müzik olmak üzere üç kategoriden oluşuyor. Folk şarkısı, folk müziğinin önemli parçası olarak, folk çalgı müziği, folk dans müziği, folk rap müziği gibi diğer türlü folk müzikleri ve dev müzik "Şeş Makam"(altı makam anlamına geliyor) gibi klasik müzik ve dini müzikle arasında sıkı bağlantı var. Özbeklerin en ünlü çağdaş çalgıcıları ve bestecileri arasında Nesrullah•Hali, Pettercan, Möydin•Hoca ve Halis •Aşurof yer alıyor. Özbek şarkıları ritmik, ahenkli ve canlı. Temposu genel olarak hızlı. Solo, Özbek şarkılarının en önemli üslubudur. Bazen şarkıcılar kendi çalgı çalarak şarkı söyler, bazen bir kişi çalgı çalar, diğer bir kişi şarkı söyler.

Özbeklere özgü çalgılar arasında, niy (flüt ve klarnet), balamin (kaval), koşibalamin (obua), surnay (ahşap zurna) ve kanay (korna) gibi nefesli çalgılar; satar, aijek ve sklipka(keman) gibi telli çalgılar, dutar, tambur, ravap, kalun, ve qiang (santur) gibi parmakla çalınan çalgılar ile dap (Çin'in el davulu), tef, naghara (folk davulu), dombra (alçak davul), taş (taş kırpıntısı), sapayi, kuşuk(ahşap kaşık) gibi vurmalı çalgılar yer alıyor. Bunlar arasında dutar ve tambur, Özbeklerde en çok kullanılan ve hemen hemen bütün Özbek ailelerde bulunabilen en yaygın çalgılar.

Özbeklerin dansları zarafet, değişik ve ritimli özellikleriyle ün salar. Danslar çoğu zaman tek kişi yapar. Dansçılar hızla dönerken iki kolları hep bel yukarında hareket eder, hareketleri hafif ve nazik. Salamet Alim (1940~2007) ve Zeynep Sıdık (1928~2010), Xinjiang'da yaşayan en tanınmış Özbek dansçılardan ikisi.

Meşrep, Özbek halkı arasında yaygın olan dans ve şarkının birleştiği bir sanat biçimi. Bayramlarda, düğünlerde, hasat zamanında sonra veya yaz gecelerinde, insanlar bir araya toplanıp şarkı söyler ve dans ederler. Bekâr gençler ise bu fırsatla aşklarını ifade eder.

Özbeklerin geleneksel bayramları arasında, Kurban Bayramı (Arapça Eid al-Adha'dan geliyor), Ramazan Bayramı, Nevruz Bayramı ("Bahar yağmuru günü" anlamına gelen Farsça'dan kaynaklandı. İslami takvime göre her yılın üçüncü ayının 21. günü, gece gündüz eşit olur)

Kuvvet ve hız sembolü olarak görülen at ve atla ilgili çeşitli eğlenceli faaliyetler Özbeklerin gözdesi konumunda. Özbeklerin çok sevdiği diğer bir spor ise güreş. Uzun geçmişe sahip güreş, Özbeklerde kuşaktan kuşağa aktarılıp geliştirildikçe, bayram ve eğlenceli etkinliklerde yapılan bir spor dalı haline geldi. Post oyunu, çobanlık bölgesinde yaşayan Özbeklerin at üzerinde yaptığı şiddetli diğer bir spor.