Çin Ekonomi Modelinde Çin Halk Siyasi Danışma Konferansının Yeri ve Hükümet Programının Ekonomik Analizi

  2017-03-13 10:55:28  cri

Çin Ekonomi Modelinde Çin Halk Siyasi Danışma Konferansının Yeri ve Hükümet Programının Ekonomik Analizi

Doç Dr. Cem Okan Tuncel

1. Çin Ekonomi Modelinde Çin Halk Siyasi Danışma Konferansının Yeri

Küresel ekonomide durgunluk ve dengesizliğin devam ettiği ve Trump sonrası dünyada serbest ticaretin geleceği konusunda belirsizlikler sürerken küresel ekonominin en önemli itici gücü olan Çin'in "Ulusal Halk Meclisi (ÇUHM)" ve "Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK)" toplantıları dünyanın da gündeminde yer alıyor. Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı Çin'in en büyük yasama organı olan Çin Halk Meclisi yıllık toplantısına paralel olarak gerçekleşiyor. Çin'de bu toplantılar birlikte "iki toplantı" olarak adlandırılıyor.

Çin, piyasa köktenciliğine kapılmadan kamu ekonomisinin önderliğinde piyasanın amaç değil araç olduğu bir ekonomik gelişme modeline sahip. Çin, izlediği kamu ekonomisi temelli politikalarla ekonomisini büyüttü, ülke içinde yoksulluğu büyük ölçüde azalttı, insanı gelişmede büyük ilerlemeler kaydetti ve Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) üzerinden yapılan hesaplamalara göre; ABD ekonomisini geride bırakarak dünyanın en büyük ekonomisi haline geldi. Son 30 yıllık dönemde gösterdiği muazzam ekonomik gelişme performansının ardında 1980'li yıllarla birlikte yükselişe geçen Washington Uzlaşmasının ortaya koyduğu neo liberal politika setlerini koşulsuz uygulamaması yatıyor. Washington Uzlaşması, merkezi Washington'da bulunan üç önemli kurumun (Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, ABD Hazine Bakanlığı) ülkelere tavsiye ettikleri ortak iktisat politikalarını ifade etmektedir. 1980 yılından sonra ana akım iktisat politikası haline gelen Washington Uzlaşması reçeteleri ülkelerin iktisadi gelişmesi için uygulanması gereken yegâne politika seti olarak algılanmaya başlanmıştır. Elbette 1980'lerle birlikte Çin'de yaşanan reform süreci ekonominin dışa açılmasına piyasanın olanaklarının geliştirilmesine kurumsal kapasitenin artmasına olanak sağladı. Ama bu reform süreci SSCB çöküşü sonrasındaki geçiş ekonomileri deneyim gibi neo liberalizme tam teslimiyete dayanmadı. Kamu ekonomisinin önderliği ve planlama Çin ekonomisinin ana iki kurumu olarak kalmaya devam etti. (Bkz Tablo 1) Bu çerçevede dışa açılmaya, özel sektör ve yabancı sermayeye ekonomik gelişme sürecinde önem verilmesi yolunda adımlar atıldı ve devletin ekonomik faaliyet alanı daraltıldı. Ancak ticaret, yatırım ve sanayi politikalarıyla devlet ekonomideki yönetim gücünü korudu. Çin, Devlet Planlama Komisyonu aracılığı ile merkezî planlamayı uygulamayı sürdürdü. Çin, reformlar konusunda Ortodoks liberal reçetelerden farklı politikaları benimsedi. Bu politikalarla ilgili vurgulanması gereken en önemli şey Washington Uzlaşmasının önerdiği piyasa yönelimli teşvikler, mülkiyet hakları ve makro ekonomik istikrar konusundaki hedeflere başka bir yoldan da olsa sonunda ulaşmış olmasıdır.

Tablo 1: Washington Uzlaşması vs. Çin Modeli

Washington Uzlaşmasının Unsurları Çin Modeli

A1. Makro Ekonomik İstikrar

1.Mali Disiplin Evet, Genellikle

2.Kamu Harcamalarının Sağlık Eğitim Altyapı Alanlarına Yönlendirilmesi Evet, Genellikle

3.Vergi Reformu Vergi Tabanının Genişletilmesi Ve Vergi Oranlarının Düşürülmesi Evet, 1994'den Beri

4.Rekabetçi Döviz Kuru Evet, 1994'den Beri

5.Mülkiyet Hakları Karma

A2.Özelleştirme, Deregülasyon Ve Liberalizasyon

6.Deregülasyon Sınırlı

7.Dış Ticarette Liberalizasyon 2002'ye Kadar, Sınırlı

8.Özelleştirme Fazla Değil, Devlet İşletmeleri Hala Önemli

9.Doğrudan Yabancı Yatırımlara Yönelik Engellerin Kaldırılması Bazı Sektörlerde Doğrudan Yabancı Yatırımlara Yönelik Düzenlemeler Var

10.Finansal Liberalizasyon 1980'lere Kadar, Sınırlı

Washington Uzlaşmasının Dışarıda Bıraktığı Unsurlar

11.İhracat Teşviki + Gümrük Tarifeleri Evet, Çok Güçlü

12.Teknoloji Politikası 1990'ların Ortalarından İtibaren Öncelik Veriliyor

13.Yüksek Öğretim Devrimi Evet, 1990'ların Ortalarından İtibaren

Kaynak: Keun Lee Schumpeterian analysis of economic catch-up: knowledge, path-creation and the middle income trap. Cambridge Univ. Press, 2013 s:191

Çin Halk Siyasi Danışma Konferansını da bu modelin özgün bir kurumu olarak ele alıp değerlendirmek gerekiyor. Çin Halk Siyasi Danışma Konferansını, Çin Komünist Partisi (ÇKP) önderliğinde çok partili işbirliği ile siyasi istişarelerde önemli bir organ ve aynı zamanda da Çin'in siyasi faaliyetlerinde sosyalist demokrasiyi teşvik etmenin önemli bir aracı olan bir organizasyondur. ÇHSDK üyelerinin çoğu, deneyimli siyasi kişilerden çeşitli alanlarda uzmanlaşmış uzmanlar ve akademisyenlerden oluşmaktadır. Bu kurumsal yapı özelikle ekonomik karar alma sürecinde teknik uzmanlıktan yararlanmanın önünü açarak piyasa köktenciliğine kurban edilmemiş bir planlı gelişmenin rolüne vurgu yapmaktadır. ÇHSDK başlıca görevleri, siyasi istişarede bulunmak, demokratik bir denetim yapmak ve tartışmalara katılmak ve devlet meselelerini ele almak olarak tanımlanmış. Bu özgün kurumsal mimari Çin'in ekonomik gelişmesi sürecinde Batı ana akım iktisatçılığının standart olarak tanımladığı piyasa merkezli kurumsal mimariye göre daha etkin bir sonuç doğurmuş gözüküyor. Dani Rodrik bu konuda "Çin'in muhteşem büyümesi karşısında daha standart en iyi uygulamaya sahip bir dizi kurumsal düzenlemeyle kesinlikle daha iyi şeyler yapacağını iddia etmek zordur" demektedir. Diğer taraftan temel kuramsal mimari korunurken sürdürülebilir bir büyümeye sahip olmak için reform sürecine devam edilmesi gerekliliği Çin tarafından da kabul ediliyor. Çin reform sürecinin ilerlemesinde demokratik denetim mekanizmasının ve kamu önderliğinin rolünün de farkında bulunuyor. Bu nedenle ikili toplantıda arz yönlü yapısal reform, finansal risklerin önlenmesi ile kontrol altına alınması ve "Bir Kuşak-Bir Yol" inşası gibi ekonomik konulara odaklanılmaktadır.

2. Hükümet Programının Ekonomik Analizi:

Başbakan Li Keqiang pazartesi günü Ulusal Halk Meclisi'nin (ÇUHM) yıllık toplantısında hükümetin çalışma raporunu sundu. Raporda yer alan ekonomi ile ilgili ana başlıklar şu şekilde sıralanabilir.

1) Halkın Yaşam Koşullarında Yaşanan İyileşme ve Artan İnsani Gelişme

2) Arz Yanlı Yapısal Reformlar

3) Makro Ekonomik İstikrar

4) Ekonomide Teknolojik Dönüşüm ve İnovasyonun Önemi

5) Sürdürülebilir Kalkınmaya ve Yeşil Ekonomi

1. Halkın Yaşam Koşullarında Yaşanan İyileşme Ve Artan İnsani Gelişme

Çin Başbakanı Li Keqiang, hükümetin çalışma raporunda, geçen bir yılda, halkın yaşam koşullarının iyileştirilerek güvence altına alındığını kaydetti. İnsani gelişmenin tüm toplum için geliştirtmesi Çin'in en önemli önceliklerinden biri konumunda bulunuyor. Zaten son on beş yılık dönemde devletin sürekli katkısı, toplumun geniş ölçüde katılımı ve uluslararası toplumun desteği ile Çin yoksulluğun azaltılması, herkese temel eğitim sağlanması, kadın ve çocuklara temel sağlık hizmetlerinin sunulması, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ve çevrenin korunması konusunda büyük gelişmeler kaydederek Binyıl Kalkınma Hedeflerine ulaşan tek gelişmekte olan ülke olmuştu.

Geçen sene bu alanda gerçekleşen önemli gelişmeler raporda şu başlıklar altında sıralanmaktadır.

• Mali baskının artmasına rağmen, halkın yaşam koşullarına yatırımların devamlı artırıldı

• Çin'de istihdam ve iş yaratmak için bir sürü yeni politikanın ortaya koyuldu

• Yoksullara yardım çalışmalarının kapsamlı bir şekilde ilerletildi

• Çin'de ayrıca kent ve kasabalardaki halkın temel tıbbi tedavi ve sigorta sisteminin pekiştirilerek, yardımların bütçedeki payının artırıldı.

2. Arz Yanlı Yapısal Reformlar Ve Makro Ekonomik İstikrar:

Çin Başbakanı Li Keqiang, raporda Çin'de reform ve dışa açılma sürecinin geçen bir yılda ilerletilerek ülkenin gelişme gücünün artırıldığını söyledi. Zaten Beijing'de 16-17 Aralık tarihlerinde gerçekleştiren Çin Merkezi Ekonomi Çalışma Toplantısı'nda 2017 yılında arz yönlü yapısal reformların devam etmesinin büyüme için gerekli olduğu vurgulanmıştı. Arz yönlü reformların sürdürülmesi Çin ekonominsin istikrar için de büyümesi için son derece önemli. Arz yönlü yapısal reform, ekonominin daha verimli çalışabilmesi ve büyüme önündeki kısıtların kaldırılması için yapılması gereken kurumsal düzenlemelerden oluşuyor. Özellikle Çin gibi piyasa ekonomisine geçiş sürecinde yer alan ekonomiler için mülkiyet hakları, finansal sistem, işletme yönetimi gibi alanlarda yapılacak yapısal reformlar sürdürülebilir büyüme açısından büyük önem arz ediyor.

Hükümet çalışma raporuna göre, 2016 yılında arz yönlü reformlar konusunda şu gelişmeler yaşandı.

• Reformların kapsamlı şekilde derinleştirilerek, ekonomik yapısal reformun esas konusu olan hükümet ile piyasa arasındaki ilişkilerin düzeltilmesiyle ilgili olarak, hükümetin modernize edilmesi ve yetkilerin alt kademelere devredilmesi çalışmasını sürdürme gibi politikalar uygulandı.

• Devlet Konseyi ve ilgili birimlerinin yetkisinde olan 165 onay işlemi kaldırıldı.

• Çin'in dışa açılma adımlarını hızlandırarak, Bir Kuşak-Bir Yol inşasını ilerleterek, güzergâhındaki ülkelerle gerçekçi işbirliğini geliştirildi.

3. Makro Ekonomik İstikrar:

Başbakan Li Keqiang, hükümet çalışma raporunda; Çin'in geçen yıl inovasyon ve makro ayarlama çalışmasını güçlendirildiğini ve Çin'de aktif mali politikanın ve istikrarlı para politikasının pekiştirildiğini vurguladı. Hükümet çalışma raporuna göre makroekonomik istikrarı sağlama konusunda 2016 yılında şu politikalar gerçekleştirildi.

• Para politikası yoluyla reel ekonomiye destek verildi

• Renminbi'nin dengeli seviyedeki istikrarı korundu

• Fiyat istikrarının sağlanması konusunda gerekli politikalar uygulandı

4. Ekonomide Teknolojik Dönüşüm ve İnovasyonun Önemi:

Başbakan Li Keqiang hükümet raporunda inovasyon alanında yapılanları anlatarak Çin'de inovasyonun öncü rolünün pekiştirildiğini, ülkeye yeni destek gücü kazandırıldığını belirtti. Çin uzun vadede rekabetçi üstünlüğünü korumak için sanayisinde teknolojik temelli bir yapısal dönüşümün gerekli olduğunun farkında bulunuyor. Almanya kendi Endüstri 4.0 yaklaşımını geliştirdiğinde Çin hükümeti de "Made in China 2025" inisiyatifini öne sürdü. Çin sanayi stratejinsin ana hedefi sanayinin sürekli değiştiği bir ortamda küresel ölçekte rekabet gücünü artırmak olarak tanımlanıyor.

Hükümet çalışma raporuna göre 2016 yılında inovasyona dayalı bir ekonominin kurulması için şu ana faaliyetler gerçekleştirildi.

• "Made in China 2025" inisiyatifinin teknoloji geliştirme stratejisi kapsamlı şekilde uygulandı

• Kitlesel girişimcilik ve inovasyon politikaları hayata geçirildi

• 2030 yılına yönelik teknolojik yaratıcılık projelerinin başlatıldı bu kapsamda Beijing ve Shanghai'da teknolojik yaratıcılık merkezleri kuruldu

• Ulusal düzeyde 6 inovasyon pilot bölgenin oluşturulmasıyla ilgili olarak düzenlemelerin yapıldı.

• Yurtiçi keşif patent sayısının 1 milyonu teknoloji ticareti miktarının 1 trilyon yuanı aştı teknolojik sonuçların ekonomiye katkı oranının yüzde 56.2'ye yükseldi

5. Sürdürülebilir Kalkınma ve Yeşil Ekonomi

Li Keqiang, hükümet raporunda Çin'in geçen yıl ekoloji medeniyeti inşasını güçlendirerek, yeşil kalkınmada büyük ilerlemeler kaydettiğini ifade etti. Geçen yılki G20 zirvesinin açılışında konuşan Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping de; Çin'in iklim değişimi konusunda küresel sorumluluğuna işaret ederek Çin'in Paris İklim Değişimi anlaşmasından doğan yükümlülüklerini yerine getireceğini söylemişti. Hükümet çalışma raporuna göre 2016 yılında yeşil ekonomi alanında şu ana faaliyetler gerçekleştirildi

• Ulusal ekoloji medeniyeti pilot bölgeleri inşa edildiğini kaydetti.

• Çin'de hava kirliliği ıslahı güçlendirilerek, karbon sülfür ve azot oksit boşaltımı, ayrı ayrı yüzde 5,6 ve yüzde 4 azaltıldı.

• Başlıca 74 şehirdeki zararlı parçacık oranını gösteren PM 2.5 yoğunluğunun yıllık ortalaması yüzde 9,1 düşürüldü.

• Temiz enerji tüketiminin payı 1,7 puan yükseltildi. Kömür tüketiminin payı da 2 puan azaltıldı.

• Su kirliğinin ıslahı ilerletilerek, toprak kirliğinin önlenmesi ve ıslahı hareket planlaması ortaya koyuldu.

Sonuç ve Değerlendirme:

Son otuz yıllık dönemde Çin ekonomisi büyük bir büyüme mucizesi yaratarak hızla büyüdü. Bu büyüme sürecinde ülke içinde insani gelişmenin artırılması konusunda büyük ilerlemeler kaydetti. On yıllar boyunca çift haneli rakamlarla büyüyen Çin diğer ülkelerin büyüme ortalamasından hayli yüksek bir büyüme hızına sahip. Çin 2016 yılında %6.7 büyürken Almanya %1.9 ABD %1.6, Japonya ise %1 oranında büyüme kaydetti. Çin'in küresel ekonomi büyümesine 1.2 puan katkıda bulunurken, ABD'nin ise 0,3 puan, Avrupa'da ise 0,2 puanlık katkıda bulundu. Çin dış ticaret, tüketim ve yatırım gibi kanallar vasıtasıyla küresel ekonomik büyümeyi güçlendirerek 2016 yılında da dünyanın en büyük büyüme motoru olmaya devam etti. 2017 yılı için Çin'in büyüme hedefi %6.5 olarak belirlendi. Çin'in bu büyüme hedefini tutturacak üretim ve tüketim kapasitesine sahip bir ülke.

Ulusal Halk Meclisi'nin (ÇUHM) yıllık toplantısında sunulan hükümet raporu incelendiğinde Çin'in yüksek teknolojili ürünleri üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna gelmesi için gereken teknolojik dönüşüm, makro ekonomik istikrar ve yapısal reformların tamamlanmasının ekonomi gündeminin öne çıkan başlıkları olduğu gözleniyor. Bu başlıkların yanında sürdürülebilir kalkınmaya ve tüm toplum için insani gelişmeye yapılan vurgu da son derece önemli. Çin sahip olduğu Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı gibi özgün kurumları ve planlama temelli devlet özel sektör işbirliği ile küresel ekonominin itici gücü ve ana istikrar unsuru olma işlevini 2017 yılında da devam ettirecek gibi duruyor.