Dünyanın en genç kentlerinden Shenzhen'in "yaşlı delikanlısını" ziyaret ediyoruz. Huawei şirketindeyiz. Devasa bir kampüse giriyoruz. Birbiri ardına uzanan binaların arasında, dünyanın en büyük telekomüniskasyon şirketlerinden birinin kalbindeyiz. Şirketin sözcüsü Scott Skyes, gururla şirketini tanıtıyor: "140 ülkede faaliyet gösteriyoruz... 20 ülkede araştırma ve geliştirme merkezimiz var... Gelirlerimizin üçte biri Avrupa'dan, üçte biri Kuzey Amerika'dan... Çalışanlarımız şirketin ortakları..." Kısa bir tanıtım, Huawei'yi anlatmaya yetiyor. Yılda yaklaşık 30 milyar dolar gelir elde eden, üstelik bunun 20 milyar dolarını yurtdışından sağlayan şirket bizi bu açıdançok da şaşırtmıyor aslında.

    Ardından, Scott Skyes ile yürümeye başlıyoruz. Avusturyalı bir gazeteciye, Çin'in en büyük özel şirketi Huawei diyorum. Scott, dönüp itiraz ediyor: "Çinli şirket olmaktan çoktan çıktık. Binlerce yabancı çalışanımız var. Dünya çapında ortaklarımız var. Teknoloji merkezlerimiz yurtdışında. Biz artık çok uluslu şirketiz"...

    Şirketin sergi alanına gidiyoruz. İkiye ayrılmış büyük salon. Huawei'nin iki kola ayrılmış ürün grubuna işaret ediyor. Biri, cep telefonu ve tablet gibi yüksek teknoloji ürünü tüketici ürünleri.

    Diğeri ise, Huawei'ye hayat veren, onu dünyanın en önemli şirketleri arasında sokan telokomünikasyon ekipmanları. O bölüme yöneliyoruz. Gözümüze küçücük, iki parçalı bir baz istasyonu erişiyor. Dikkat kesiliyoruz. Scott, bunu Hollanda için tasarlamıştık diyor. Sonradan, özellikle nüfus yoğunluğu yüksek gelişmiş kentlerde çok tutulduğunu anlatıyor. Hemen arkasında, dev bir baz istasyonu gözümüze çarpıyor. Adeta bir traktör gibi, "Elektrik yetersizliği bulunan Afrika ülkeleri ve kırsal kesim için tasarladık diyor. Dizel yakıtla çalışan kocaman bir çözüm!"

    Ardından, kısa bir röportaj yapıyoruz.

    Şirket gelirlerinin çoğunun yurtdışından elde edildiğini hatırlatarak, küresel yavaşlamanın satış ve karlılık hedeflerini düşürüp düşürmediğini soruyorum. Yanıt "elbette" oluyor. Küresel krizden etkilenmemenin mümkün olmadığını belirten Scott, Huawei'nin satış beklentilerini düşürdüğünü ve ikinci yarı için yüzde 8 dolayında büyüme hedeflediklerini söylüyor.

    Şirketin geleceği hakkında konuşuyoruz. Ardından da, en kritik sorulara sıra geliyor. Huawei'e yönelik güvenlik ve sübvansiyon spekülasyonlarından söz açıyorum. Bu iddialara karşı, Huawei'in cevabı ne diye soruyorum.

    Scott kararlı, "Kesinlikle reddediyoruz" diyor ve ekliyor: Güvenlik, bizim ölçeğimizdeki her şirket için büyük bir zorluk. Dünyanın 140 ülkesinde iş yapıyoruz. Küresel bir şirketiz. Ancak, risklerin üzerinde ciddiyetle eğilip, elimizden geleni yapıyoruz. Müşterilerimizle işbirliği içindeyiz. Her türlü açık ihtimalini değerlendirip, güvenlik için tüm tedbirleri almaya çalışıyoruz. Bu konuda son derece şeffafız."

    Ardından, yine aynı kararlılıkla, sübvansiyon iddialarını reddediyor. Teknoloji alanında en büyük güçlerinin inovasyon olduğunu, 20 ülkede araştırma ve geliştirme faaliyeti yürüttüklerini. Yabancı ortaklarıyla pek çok çözüm geliştirdiklerini hatırlatıyor." Tüm bu başarıların, hükümet desteğiyle mümkün olmayacağına işaret ediyor.

    Ardından ekliyor: Hindistan'da en büyük araştırma ve geliştirme merkezimiz var. 6 bin Hintli çalışanımızın arasında seçkin mühendisler var. İsveç video teknolojisinde çok ileri. Bu yüzden, video teknolojileri merkezimiz orada çok başarılı... Eleştiriler haksız..."

Sadi Kaymaz