Türkçe        中文   
Ömer Çelik: Aradaki oryantalist dilden kurtulmalıyız
2013-05-09 14:50:17        cri

    Siyasi ve ekonomik ilişki demişken şunu sormak istiyorum; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, Shanghai İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik için istekli olduğunu söyledi. Siz de birkaç gün önce Moskova'da verdiğiniz demeçte, Türkiye'nin çok boyutlu bir ülke olduğunu ve her uluslararası örgüt içinde yer almasının normal olduğunu, bu örgütlerden birinin de Shanghai İşbirliği Örgütü olduğunu ifade ettiniz. Bu bağlamda, kültür yılı etkinliklerinin, siyasi ve ekonomik ilişkiler için bir itici güç olacağını düşünebilir miyiz?

    Tabiki. Biz Shanghai İşbirliği Örgütü'ne üyeliğimizi, herhangi bir yere reaksiyon olarak düşünmüyoruz. Türkiye bir Akdeniz ülkesi, Karadeniz ülkesi, İslam ülkesi, Avrupa ülkesi, Ortadoğu ülkesi, Balkan ülkesi ve Kafkas ülkesi. Bu kadar çok boyutlu bir ülkenin, çeşitli uluslararası örgütlerde yer alması kadar doğal birşey yok. Bugün (21 Mart) bir açıklama yapıldı Shanghai İşbirliği Örgütü'nden ve Türkiye'nin örgütteki konumunun ''diyalog ortağı'' olarak güncellenmesiyle ilgili bir açıklamaydı. Bunun için de yakında imza atılacağı açıklandı. Bunlar, işbirliğini artırma ve barışı güçlendirme açısından önemli adımlar. Hem bölgesel işbirliği hem de Çin'le olan işbirliğimiz açısından çok önemli.

    Bir de şu var; bazı Batılı yorumlarda, analizlerde, Çin ve Türkiye rakip kapmlarda gösterilmeye çalışılıyor. Bu tabi bir soğuk savaş algısı ve soğuk savaş analizi. Türkiye ve Çin'i rakip ya da hasım gibi gösteren analizlerin hiçbir geçerliliği yoktur. Türkiye-Çin ilişkisine bir ad koyacaksan, buna ''işbirliği'' diyebiliriz ve biz bu işbirliğini, ikili ilişkilerin de ötesine geçerek, üçüncü ülkelerde çeşitli ortaklıklara dönüşmesini de çok arzu ederiz.

    Çok sayıda Çinli turist bekleniyor Türkiye'ye, Çinli işadamlarının çok ciddi yatırımlar yapmaları isteniyor... Bu bağlamda, Türk toplumundaki ve Türk medyasındaki Çin algısını nasıl görüyorusunuz?

    Çinliler ile ilgili hiçbir olumsuzluk yok. Tam tersine son derece olumlu bir imaj var. Çinli turistlerin ülkelerine dönerken yaptığımız anketlere baktığımızda, memnuniyet dereceleri çok yüksek. Zaten Türkiye'de yabacı düşmanlığı veya herhangi bir millete, ırka karşı anonim hale gelmiş bir olumsuz duygu yoktur. Hele Çinliler ile ilgili hiç yok. Hatta tarih kayıtlarında Çinliler ile Türkler arasında bir takım savaşlar ve mücadelelerden bahsedilmesi bile, hiçbir zaman bir husumet konusu olmamıştır. Bizim okullardak tarih kitaplarımız bu tip yabancı düşmanlıklarına izin vermez. Çinliler ile ilgili genel imaj olumludur. Biz Türkler 24 saat çay içeriz, çaya ''çay'' diyen bir ulusa muhabetle bakmamızdan daha doğal birşey olmaz. (Gülüyor) İki ulus da çaya çay diyor.

    Türkiye deyince Çinliler'in aklına kebap ve Türk hamamı geliyor. Bu kültür yılının sonunda, Çinliler'in aklına başka neleri getirmek istiyorunuz?

    Mutfağımızın belli yönleri öne çıkıyor ama bizim mutfağımız bir imparatorluk mutfağıdır. Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Ortadoğu'dan Karadeniz'e kadar, çok büyük bir coğrafyanın bütün renklerini taşır. Çinli turistlerin en önem verdikleri konulardan biri tarih. Tarihi ve kültürel eserleri görmeyi çok seviyorlar. Türkiye'ye geldiklerinde, binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapan bir coğrafya görecekler. Küçük bir alanda deniz, kum, güneş tatilinden faydalanacakları gibi, yarım saatlik bir mesafede kültür turizmini, inanç turizmini görebileceker ve ayrıca gastronomiyle ilgili yeni keşiflere de ulaşma şansları olabilecek. Dolayısıyla Çinli bir turist, on ayrı ülkeyi ziyaret ederek görebileceği şeyleri, sadece Türkiye'yi ziyaret ederek görebilir.

    Karşılıklı kültür yılı etkinliklerden ne gibi reaksiyonlar bekliyorsunuz?

    Türkiye'deki Çin yılına biz devlet olarak büyük destek verdik. Halktan da çok olumlu görüşler aldık. Burada da Çin devleti bize büyük destek veriyor. Bunun çok olumlu yansımaları olacağını düşünüyoruz. Türkiye'de 85 civarında etkinlik ve gösteri yapıldı. Bunlar büyük ilgi gördü. Zaten Türkiye'de öteden beri Çin kültürüne karşı büyük bir ilgi var, son yıllarda daha da arttı. Dolayısıyla geçen sene Türkiye'de Çin Kültür Yılı kutlanmış olması, bizce çok olumlu bir netice doğurdu. Bugün Türk Kültür Yılı'nı başlatıyoruz. Bu hakikaten son yıllarda gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz için bir dönüm noktası. Çünkü bu kadar uzun bir araan sonra kültürlerin buluşmasının geri dönüşlerinin çok iyi olacağını düşünüyorum. Çinliler'in Türkiye'ye büyük bir ilgileri var, bunun daha da yaygınlaşacağını ve memnuniyetin daha da yükseleceğini düşünüyoruz. 

    Türkiye'yi ziyaret etmek isteyen Çinli turistler uzun vize işlemleri ve Türkiye'de Çince bilen rehber sayısının azlığı gibi sıkıntılar yaşıyor. Bunların çözümü için neler yapılacak?

    Bu ziyaretimde tur operatörleriyle de bunu konuştuk.Vize meselesinin süresini kısaltmaya uğraşıyoruz. Bu süreyi bir haftaya, beş güne indirmeye çalışıyoruz. Fakat bazı yanlış beyanlar nedeniyle, mecburen daha sıkı bir eleme işi yapmamız gerekiyor. Bu noktada bazı tedbirlere geliştiriyoruz. Doğru, 15 günlük vize süresi, çok uzun bir süre. Bunun kısaltılması gerekir. Bunun için hem büyükelçiliğimiz hem müşavirliğimiz ciddi bir çalışma yapıyorlar. Şimdi Guangzhou Başkonsolosluğu da vize hizmeti veriyor. Dolayısıyla buradaki yük de biraz azalacaktır. Ama bizim hedefimiz Çinli tursitlere en kısa sürede vize vermek. Çince rehber konusunda bir eksikliğimiz olduğu da doğru. Fakat Çin'den gelen talep arttıkça bu eksiklik de giderilebilir. Kurslar açma planımız var. Ayrıca müzelerdeki ve ören yerlerindeki audio sistemlerine hemen Çince'nin eklenmesini söyledim.

    Dediğim gibi, bizim halkımız misafirperver bir halktır, Çinli dostlarımız Türkiye'te geldiklerinde, hiçbir sıkıntı çekmeden her türlü yardımı göreceklerdir. Buradan arayıp telefonla talimat verdim bir an önce çalışmalara başlasınlar diye, mesela Rus turistler için 179 diye bir hattımız var, onlara Rusça hizmet veren bir hat. Çinli turistler için de onlara Çince hizmet verecek böyle bir hat açılması için çalışmalara başlanması talimatını verdim. Yani Çinliler Türkiye'ye geldiklerinde her zaman onlara kapımız açıktır. Dediğim gibi tek bir ziyaretle on ziyaret yapmış gibi kültürel ve tarihi bir zevk alacaklar.

    KAYNAK: CRI Online


1 2
  Medya İşbirliği Ortakları  
Copyright © 2001-2011 CRI Online. All rights reserved.