ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2007-07-30 11:48:11    
İngiltere, ABD'den uzaklaşmayacağını açıkça ilan etti

cri

     İngiltere Başbakanı Gordon Brown dün (29 Temmuz) ABD'ye hareket ederek, göreve gelmesinden bu yana ilk ABD ziyaretine başladı. Brown, ziyaretinden önce İngiltere'nin ABD'yle olan ilişkileri daha da yakınlaştıracağını belirtti. Brown'un sözcüsü basına verdiği demeçte, başbakanın ABD ziyareti sırasında İngiliz askeri birliklerinin Irak'tan çekilmesi konusunda herhangi bir plan gündeme getirmeyeceğini belirterek, Irak ordusu ülkenin güneyindeki Basra bölgesinde güvenlik sağlayana kadar, İngiliz askerlerinin bu bölgede kalacağını ifade etmişti. Bu açıklamalar, Brown yönetiminden ABD politikasını düzeltmesini bekleyen İngiliz kamuoyu için sürpriz oldu.

    Bilindiği gibi, Blair döneminde İngiltere ile ABD arasında yoğun ilişkiler sürdürülmüştü. Ancak Blair'in başbakanlık görevinden ayrılmasının esas nedenlerinden biri, ABD'ye fazla yakın olması, hatta büyük bedel ödemek pahasına ABD'nin başlattığı Irak Savaşı'na katılması olmuştu. İngiliz kamuoyunda, Brown'un iktidara geldikten sonra Blair'den ders alarak, ABD Başkanı George W. Bush'la arasına belli bir mesafe koyacağı, bundan dolayı iki ülkenin arasının açılacağı ve bunun öncelikle İngiltere'nin Irak politikasında düzeltmeye gitmesinden kaynaklanacağı görüşü hakimdi. Ancak Brown'un ABD ziyareti öncesinde yaptığı açıklama, bu beklentiye ters düştü. Gözlemciler, son dönemdeki gelişmeleri analiz ettikten sonraBrown'un açıklamasının arkasındaki nedenleri şöyle sıraladı:

    Her şeyden önce üst düzey İngiliz yetkililer son günlerde yaptıkları konuşmalarda, İngiltere ile ABD arasındaki ilişkilerde değişiklikler olabileceğini defalarca belirtti. Kamuoyunda bu açıklamalar, Brown'un kamuoyunun nabzını ölçme taktiği olarak yorumlandı. Ancak bu açıklamalar, Brown yönetiminin siyasi gidişatını yakından izleyen ABD'yi endişelendirdi. ABD, İngiltere'nin planlanan tarihten önce Irak'tan askerlerini geri çekmesinden endişe ettiği için Brown'un tavrını açıkça ortaya koymasını istedi. Brown, bu baskı karşısında daha önce Eylül ayında yapmayı planladığı ABD ziyaretini öne aldı, ABD'nin endişesini gidermek ile iç ve dış kamuoyunda İngiltere-ABD ilişkileriyle ilgili spekülasyonları önlemek için de hükümetinin ABD'yle arasındaki ilişkileri zayıflatmak yerine güçlendireceğini açıkça ifade etti.

    Bunun yanı sıra Brown, göreve başlamasından bu yana geçen bir aydan fazla süre içinde ülkede bir dizi reform gerçekleştirerek geniş övgü kazandı. Son günlerde İngiltere'nin son 60 yılda uğradığı en büyük sel afetine karşı yapılan çalışmalar da Brown'a puan kazandırdı. The Daily Telegraph gazetesinde 27 Temmuz günü yayımlanan son anket sonuçlarına göre, Brown'a yönelik destek oranı yüzde 41'e ulaştı. Bu, Irak Savaşı'ndan bu yana İşçi Partisi'nin kazandığı en yüksek destek oranı oldu. Bu koşullarda, İngiltere-ABD ilişkileri ile İngilizlerin duyguları arasında denge arayan Brown, "İngiltere, ABD'yle ilişkilerini daha da güçlendirecek" deme cesaretine sahip oldu.

    Ayrıca Irak Savaşı'nın İşçi Partisi'nde yarattığı olumsuz etki, Blair'in ayrılmasıyla önemli ölçüde azaldı. Yüzlerce yıllık sömürgecilik tarihi olan İngilizler, hükümetin Irak'tan askerlerini ne zaman çekeceğiyle artık pek ilgilenmiyor. Brown, başbakan olmadan önce Irak'a giderek incelemelerde bulundu. Bu davranış, halkta Irak politikasında değişiklik yapacağı hissi uyandırdı. Ancak bu yöndeki baskıların yönetimini ve siyasi itibarını doğrudan etkilemediğini ve Irak politikasında düzeltme yapıp yapmamasının o kadar önemli olmadığını gören Brown, eski Başbakan Blair'in Irak politikasını sürdürüp ABD'yi kızdırmamayı tercih etti.

    Gözlemciler, ABD'nin tarihi ve siyasetinden yoğun biçimde etkilenen ABD'nin siyasi çevresiyle olan yakınlığıyla bilinen Brown,   bu açıdan ABD yanlısı bir İngiltere Başbakanı olduğunu belirtti. Blair, ABD'ye fazla yakınlık gösterdiği için başbakanlık görevinden ayrılmak zorunda kalırken, Brown'un Blair'den daha "becerikli" olduğu, hem ABD'yi tatmin edebileceği, hem de İngilizlerin itibarını koruyabileceği düşünülüyor. Gözlemciler, Brown yönetiminin, İngiltere-ABD ilişkilerinde gerileme yaşanmasına izin vermeyeceğini kaydettiler.