ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2007-07-25 21:28:43    
İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nin kuruluşunun 60. yılı

cri

    Çin'in İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nden yetkililer, bugün (25 Temmuz) Beijing'de düzenlenen basın toplantısında, kuruluşundan bu yana geçen 60 yıl içinde, İç Moğolistan Bölgesi'nin ekonomik ve toplumsal açıdan kapsamlı şekilde geliştiğini, halkın yaşam seviyesinin önemli ölçüde yükseldiğini belirtti.

    Çin'in kuzeyinde yer alan ve 1 Mayıs 1947'de kurulan İç Moğolistan Özerk Bölgesi, Çin'in en erken kurulan azınlık milliyet özerk bölgesidir. Yüzölçümünün üçte birini çayırlık alanların oluşturduğu İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nin kurulduğu ilk dönemde, halkın çoğunluğu hayvancılıkla uğraşıyordu. Bölge, ekonomik ve toplumsal gelişme açısından çok geri kalmış durumdaydı ve halk çok zor geçiniyordu.

    Aradan 60 yıl geçti. Merkezi hükümetin güçlü desteği ve İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde yaşayan farklı milliyetlerden halkın ortak çabaları sayesinde, 1 milyon 180 bin metrekarelik alanı kapsayan ve 23 milyondan fazla nüfusa sahip bölge hızla gelişti. İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde yaşayan ve 92 yaşındaki Moğol Keligeng, 60 yıl içinde bölgenin ekonomisinin hızla geliştiğine tanıklık etti. Keligeng şunları söyledi:

    "Geçmişte İç Moğolistan bölgesinin ekonomisi bir cümleyle özetlenebilirdi: 'Çay, kumaş, tuz ve şeker, deve, sığır, at ve koyun.' Şimdi bölgenin gayri safi yurtiçi hasılası yüz milyonlarca yuana ulaştı. Durum çok farklı."

    Çay, kumaş, tuz ve şeker... 60 yıl önce İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde yalnızca çay, kumaş, tuz ve şeker gibi küçük üretimler yapan atölyelerin bulunduğu ve üretim tarzının geri kalmışlığı kast ediliyor. Deve, sığır, at ve koyunla ise 60 yıl önce İç Moğolistan bölgesindeki çobanların, hayvancılıkla uğraşması ve zorlu yaşam koşullarında bulunmaları anlatılıyor. Şimdi İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde hayvancılık sektörünün geliştirilmesinin sürmesinin yanı sıra yeni tip sanayileşme süreci de sürekli hızlandırılarak, enerji, metalürji, kimya-sanayi, tarımsal ve hayvansal ürünlerin işlenmesi, yeni ve yüksek teknoloji gibi avantajlı sektörler de geliştiriliyor.

    Yapılan istatistiklere göre, 2006 yılında tüm İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nin gayri safi yurtiçi hasılası, 479 milyar yuana ulaşarak 1947 yılınınkinin 196 katı oldu.

    Ekonominin hızla gelişmenin yanı sıra İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde diğer alanlardaki çalışmalarda da büyük gelişmeler sağlandı. Eğitim konusunda, tüm bölgede okul öncesi eğitimden yüksek okul eğitime kadar kapsamlı eğitim sistemi oluşturuldu. İstatistiklere göre, azınlık milliyetlerin dilleriyle ilgili kurslar açılan ilk ve orta okulların sayısı bini geçti. Kültür açısından azınlık milliyetlere ait eski eserlerin derlenip yeniden toplanma çalışmalarına önem veriliyor. Edebiyat ve sanat ile basın ve yayıncılık çalışmalarında da oldukça hızlı gelişmeler kaydedildi.

    İç Moğolistan Özerk Bölgesi halkı, ekonomik ve toplumsal gelişmeden çok büyük oranda yararlandı. İç Moğolistan Özerk Bölgesi Başkanı Yang Jing şu bilgileri verdi:

    "Geçen yıl bölgede kentlilerin geliri 10 bin, köylülerin geliri ise 3 bin 300 yuanı geçti. Yerel hükümet, yoksul halka yardım eli uzatarak birçok çalışma gerçekleştirdi. Yalnızca 2001-2005 yıllarını kapsayan 10. Beş Yıllık Plan döneminde, tüm bölgede 920 bin köylü ve çoban yoksulluktan kurtarıldı. 700 binden fazla kentli ve kasabalı asgari yaşam güvencesi sistemi kapsamında yardım parası aldı. Ailesinde çalışan kimse olmayan yoksul öğrencilerin üniversite masraflarını ödeme, köylü ve çobanların içme suyu güvenliği gibi sorunlara etkili çözümler getirildi."

    İç Moğolistan Özerk Bölgesi Sekreteri Chu Bo, bölgedeki çayırların korunması için yerel hükümetin çobanlara alternatif sektör bulma konusunda yardım ettiğini, sanayi ve hizmet sektörlerini geliştirmelerini teşvik ettiğini belirterek şöyle konuştu:

    "Otlakların yükünün hafifletilmesi ve doğadan doğrudan alınan şeylerin azalması için alternatif sektörler geliştirildi. Böylece çok sayıda çoban, hayvancılıktan başka sektörlere yöneldi ve gelirleri yükseldi. Ekolojik ortam da yeniden canlılığa kavuştu."