Uzun geçmişe ve zengin kültürlere sahip olan Çin milletine bağlı 56 milliyet, özgün kültürleri ile dikkat çekiyorlar. Ataların emanet ettiği değerli kültür miraslarını korumak için Çin hükümeti, kültürel çeşitliliğinin korunmasını amaçlayan çok sayıda uluslararası anlaşmaya katıldı ve uluslararası örgütlerle bu konudaki işbirliğini yoğunlaştırdı.

    Çin, 1985 yılında Dünya Kültürel ve Doğal Mirasları Koruma Anlaşması'na katıldı. İki yıl sonra Çin Seddi ve Yasak Kent gibi birçok kültür mirası, Dünya Kültür Mirasları Listesi'ne alındı. Temmuz 2006'ya kadar Çin'deki dünya kültürel ve doğal miraslar listesine giren yer ve eser sayısı 33'e ulaşarak, dünya sıralamasında 3. sırada yer aldı. Bu mirasların korunması hükümet ve bilim adamlarının ilgi odağı haline geldi.

    Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO Dünya Miraslar Komitesi'ne bağlı Dünya Mirasları Merkezi Başkanı Francesco Bandarin, Çin'i birçok kez ziyaret etti. Çin'in kültür miraslarını koruma çalışmalarının verimli olduğuna işaret eden Bandarin şunları belirtti:

    "Çin'e gelmek çok önemli. Zengin doğal ve kültürel miraslara sahip Çin, dünyanın 3. büyük miras ülkesidir. Geçen 20 yıl içinde Çin hükümeti etkili önlemler alarak, kültürel ve doğal mirasların zarar görmesini önledi, bunun yanı sıra mirasların gelecek ve gelecek nesiller için taşıdığı değerleri de kavradı. Çin hükümetiyle iyi işbirliği yaptık, sık sık Çin'e geliyoruz, çok iyi ve yoğun ilişkilerimiz var."

    Son yıllarda Çin'de mirasları koruma amaçlı çok sayıda uluslararası toplantı düzenlendi, Çin'de bazı örgütlerin şubeleri de kuruldu. 2004 yılında 28. Dünya Miraslar Toplantısı Çin'in güneyindeki Suzhou kentinde düzenlendi, bu toplantıda Suzhou Kararı onaylandı. Kararda, 2006 yılından itibaren her yıl her ülkenin miraslarından en fazla ikisinin dünya mirasları listesine başvurması ve Dünya Miraslar Komitesi'nin yılda 45 başvuruyu incelemesi kararı alındı. 2005 yılında BM bünyesindeki önemli danışman kuruluş Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Çin'in Xi'an kentinde, dünya çapındaki kültür mirasları listesine alınmak için yapılan başvurularla ilgili malzeme toplama ve derleme, ayrıca danışma sağlama ve personel eğitme işlerinden sorumlu Xi'an Koruma Merkezi'ni kurdu.

    Çin Tarihi Eserler Genel Müdür Yardımcısı Zhang Bai, merkezin Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi'nin dünyada kurduğu ilk şubesi olduğunu ve bunun Çin'in ilgili çalışmalarının düzeyini kanıtladığını belirtti.

    Kültür miraslarını koruma alanında Çin hükümeti ve uzmanlar öteden beri koşullara göre yenilik yapıyorlar. Geçen Mayıs ayının sonunda 20 ülkenin temsilcisi Beijing'de toplanarak, Beijing Belgesi'ni onayladı ve Doğu Asya'ya özgü tuğla ve ahşap binaların korunması için yeni kuralları belirlediler. Çin Tarihi Eserler Müdürü Shan Jixiang, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

    "Daha önce onaylanan Venedik Tüzüğü temelinde çalışmalar yürüterek, bu anlaşmaya katkılarda bulunmak istedik ve bu anlaşmanın Asya-Pasifik bölgesinde yerel koşullara göre nasıl hayata geçirileceğini düşündük. Bunun yanı sıra tarihi binalarda onarım yaparken, tarihi bilgileri mümkün olduğu kadar korumalıyız, yani ataların bıraktığı kültür miraslarına keyfi şekilde onarım yapmamalıyız. Her parça ve her malzemenin değiştirilmesinde hep titiz davranılmalı."

    Çin'deki kültür miraslarının korunmasında yabancı tecrübeler benimsendi ve yabancı koruma kuruluşlarıyla yakın ve uzun vadeli işbirliği gerçekleştirildi. Xian'daki Yeraltı Ordusu'nun korunması, bu konuda bir örnek oluşturdu. Alman uzmanlar 1980'lerden itibaren Çinli personelle birlikte çalıştılar, laboratuvar kurdular, asker heykellerinin yüzeyindeki renkleri yeniden sağlamak için kaybolmuş eski renkli çizme sanatını araştırdılar. Elde ettikleri sonuç artık Yeraltı Ordusu asker heykellerinin korunmasında kullanıyor.

    Çin Tarihi Eserler Müdür Yardımcısı Zhang Bai, işbirliğiyle yabancı tecrübeyi çektiklerini, ayrıca Çin kültürünü de tanıttıklarını belirterek şunları kaydetti:

     "Son yıllarda uluslararası tarihi eserleri koruma örgütleriyle çeşitli düzeylerdeki işbirliği daha da yoğunlaştı. Bu, bizim için çok yararlı oldu. İşbirliği sonuçlarını biz kullandık ve işbirliğinde bizim geleneksel teknolojimizi aktardık. Bu işbirliği karşılıklıdır, ancak biz daha çok fayda gördük."