ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2007-03-29 16:33:54    
Çin'deki hastane gözlemlerim

cri

    Çin'de olduğum bir yıl boyunca, önemli bir sağlık sorunu yaşamamakla birlikte, çeşitli nedenlerle, birkaç hastane görme fırsatım oldu. Beijing kentiyle ve bir yabancı olmamla sınırlanan bu gözlemler, tabii ki, kentlerde oturtulmaya çalışılan "konut sitesi dispanserleri" ve kırsal kesimlerde yaygınlaştırılmaya çalışılan "yeni tip köy kooperatif sağlık sistemi" hakkında okuduklarımızdan öte bir bilgi katmasa da, Çin'deki sağlık sistemi, hasta ve sağlık personeli tanımı ve tedavi anlayışı gibi konularla ilgili az çok bir fikir verdi.

    Bu gözlemlerden ilki, Çin'e ilk geldiğim aylarda, Göz Hastanesi'nde oldu. Aslında Çin'de gözlük için sıradan muayene, her mahallede en az birkaç tane olan gözlükçülerde doktorlar tarafından yapılıyor. Özel bir şikâyetiniz yoksa, gözlükçüye gittiğinizde hem etraflı bir muayene oluyor, hem de gözlüğünüzü alıp çıkıyorsunuz. Sanırım genetik yapının, günümüzde özellikle bilgisayar ve televizyon gibi kent yaşamının getirdiği koşullara uyum sağlamakta zorluk çekmesinden dolayı, Çinliler'de göz bozukluğu son derece yaygın... Dolayısıyla, özellikle gençlerin çoğunun gözlük taktığı büyük kentlerde, göz muayenesinin hastanelerle sınırlanmaması ve gözlükçülerde yapılması, pratik bir çözüm olarak karşınıza çıkıyor. Başka şikâyetlerim de olması, çalıştığım yerin hemen yanında büyük bir göz hastanesi olması ve biraz da Çin'deki hastaneleri merak etmem dolayısıyla, hastanede muayene olmayı tercih ettim. Öncelikle hastanelerde vizite ücretinin çok ucuz olduğunu söyleyelim... Uzmanlık derecesine göre fiyat farkı olsa da, sıralamanın en üstünde bulunan hocalara görünmek 5YTL gibi bir fiyata denk geliyor.

    Biraz abartırsak, neredeyse hastayı bile bezdirecek kadar ayrıntılı ve uzun bir şikâyet dinleme ve muayene süreci sonucunda, hastaya ve yaşam biçimine en uygun tedavi bulunmaya çalışılıyor. "Tabloya bak, harfleri oku, camları tak, haydi al bakalım bu senin gözlüğün" gibi kolay yoldan göndermek yok. İki gün üst üste gittiğim hastanede, tüm bu muayene sürecinin 4-5 saatimi aldığını söyleyebilirim. Örneğin, benim şikâyetim bilgisayarda çalışırken arttığı için, beni yarım saat hastanedeki bir doktor odasında bilgisayar başına oturtup "çalış bakalım" dedi doktor, "vereceğimiz gözlükle şikâyetin devam edecek mi?"... Nihai numaraya da, ertesi gün için boş vaktimde çağırıp, o kalın siyah çerçeveli, üzerine camlar takılmış gözlükle "git dolaş gel, bak bakalım rahat mı" diye sokağa saldıktan sonra, kesin olarak karar verdi. Yani, bir gün Çin'e gelir de sokakta o muayene gözlükleriyle dolaşan insanlar görürseniz, bilin ki yakınlarda bir göz hastanesi var...

    Bir başka hastane deneyimim, bir cilt sorunu yaşadığımda gerçekleşti. Bu sefer de Beijing Üniversite Hastanesi'ne gittik. İçinde bütün bölümlerin olduğu bu hastane, binanın içindeki ortamdan tutun işleyiş sistemi ve hasta profiline kadar bizim hastanelere çok benziyor. Girişte istediğiniz bölümden ve "rütbesi"ne göre istediğiniz doktordan vizite numarası alıyor, gerekli bölüme gidiyor ve sıraya giriyorsunuz. Kısa vizite süreleri içinde hastalar odalara girip çıkıyor, yine de kuyruk bir türlü bitmiyor. Sıra size geldiğinde, doktor şikâyetinizi dinliyor, muayene ediyor, gerekli ilaçları ve tedaviyi yazıyor; sonra sıradaki... Tabii olaya diğer taraftan yaklaşırsanız, geniş yığınlar bu hastanelerde ancak bu yöntemle tedavi olabiliyor.

    Son olarak bir yataklı hastane deneyimine geçmeden önce, her iki hastaneye de ilk gidişimde, çok kolay bir şekilde hemen kayıt olduğumu, bir dahaki gidişimde hikâyeme ve geçmişime bakmak için göz hastanesinden karne gibi bir şey, Beijing Üniversitesi Hastanesi'nden ise elektronik bir kart verdiklerini belirtmek istiyorum.

    Yataklı hasta bölümüne ilişkin gözlemlerim ise, bir hastanenin özel bir bölümüne sık sık yaptığım ziyaretlere dayanıyor. Sanırım burada bize en farklı ve en ilginç gelen şey, sağlık personeli ve hasta ilişkileri ile hastane ortamı... Örneğin, hastanın tedavisinden tutun, günlük yaşamıyla ilgili her şeyle, doktor ve hemşireler ilgileniyor. Bu "misafirperverlik" Çinliler'in genel özelliği zaten... Ama, çarşaf değiştiren, hastanın temizliğini yapan, hatta su bidonu taşıyan ve çöp döken, üstelik de bunları erinmeden ve güleryüzlü bir şekilde yapan bir hemşire imajı, bize biraz yabancı olsa gerek... Hastabakıcı yok mu diyeceksiniz hemen... Evet, hastabakıcı yok. Hemşire belki bir derece ama, yanınızda hemşire de olmasına rağmen, tomografi çektirmeye giderken size eşlik eden ve dosyalarınızı taşıyan, unuttuğunuz ilaçları ya da belgeleri koşarak alıp gelen, arkanızdan odanızı kilitleyen bir doktora ne dersiniz?...

    İki aylık bir tedavi için hastaneye yerleştiğinizde, ilk karşılaştığınız hemşire size cep telefonunu yazıyor ve siz de, şehirde kaybolduğunuz zaman taksi şoförüne yolu tarif etmesi için o hemşireyi çekinmeden arayabiliyorsunuz. Ya da viziteye gelen doktor, okuduğunuz kitaba veya bir önceki gün gittiğiniz müzeye takıldığı için, sohbet hastalığın ötesine uzayıp gidebiliyor.

    Küçük ama önemli bir ayrıntı olarak, Çin'de hiçbir yerde olmadığı gibi, hastanelerde de bahşiş olmadığını söyleyelim... Sağlık personeli ve hasta arasındaki bu bize biraz yabancı ilişki türü, gözlemleyebildiğim kadarıyla sağlık personelinin kendi arasındaki ilişkilerde de geçerli... Herkes görev ve sorumluluklarını biliyor; ancak katı ve anlamsız bir hiyerarşi yok. Sanırım bu, Çin toplumunda genel olarak insana verilen değere koşut bir anlayış... Yine aynı anlayışın ürünü olarak, sadece hasta organla değil, hastanın bütünüyle ilgileniyorlar.

    Aynı işlevsellik ve insan merkezli anlayış, hastanenin dışında da görülüyor. Hastane çevresinde ne bir pijama-gecelik satan dükkân, ne çiçekçiler, ne birbiri ardına dizilmiş eczaneler ya da seyyar satıcılar var. Hastane, adı üstünde "hasta-hane" gibi, ticaret-hane gibi değil...

    Çinli yetkililerin de söylediği gibi, Çin'de henüz tam olarak oturmuş ve tıkır tıkır işleyen bir sağlık sistemi yok. Doğal olarak, birçok konuda sıkıntılar ve yetersizlikler yaşanıyor. Ancak, anlayış olarak merkeze insanı yerleştirdikleri için, işin omurgasını kurmuş ve bu sağlam temelde sistemi yavaş yavaş oluşturuyor gibi Çinliler...

KİRAZ PERİNÇEK

29 Aralık 2007