ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2006-08-04 10:39:33    
Geniş ufka sahip Çin-Türkiye ilişkileri

cri
    Çin ve Türkiye arasındaki ilişkiler, geçtiğimiz 35 yıllık süreçte kaydedilen gelişmelerle birlikte bugün olgun, istikrarlı ve hızlı gelişme döneminden geçmektedir. İki ülke arasında siyasi düzeyde bir sorun bulunmaması, her iki ülkenin de dış politikalarını dostluk ve karşılıklı güven, ulusal bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı, içişlerine karışmama ve karşılıklı çıkarların dengelenmesi ilkeleri üzerine kurmaları, önemli uluslararası konularda benzer görüşleri paylaşmaları, bu ilişkilerin bundan sonra daha da artarak gelişmesine zemin hazırladı. Dolayısıyla Çin-Türkiye diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 35. yıldönümü dolayısıyla görüştüğümüz bütün Çinli ve Türk yetkililer, Çin-Türkiye ilişkilerinin geleceğine iyimser ve büyük umutla baktıklarını ağız birliğiyle ifade ettiler.

    Türkiye Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiye-Çin ilişkilerinin geleceğine yönelik görüşlerini şöyle ifade etti:

    "Ben iyimserim bu konuda, yani Türkiye ve Çin arasındaki ilişkilerin gelişmesi için her türlü ortam var. Aramızda herhangi bir siyasi sorunumuz yok, büyük ölçüde birbirimizi anlayan ülkeyiz iki devletiz. Bir çok konuda paralel düşünüyoruz. Ve dünya barışı, bölge barışı açısından bize de, Çin'e de düşen sorumluluklar var. İlişkilerimizde de gözle görülebilir bir hareketlilik var. Bunun daha ileriye gitmesi lazım. Bu iki ülkenin de yararına olur diye düşünüyorum."

    Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Rafet Akgünay da benzer bir açıklamada bulunarak şunları kaydetti:

    "İlişkilerimiz düzgün bir şekilde, ve istikrarlı bir şekilde hep artış göstermiştir. Dolayısıyla ileriye doğru baktığımız zaman, ilişkilerimizin bu şekilde süreceğine inanıyorum. İki ülkenin birbirine sınırdaş olmaması, ve birbiriyle fiziki bakımdan mesafe olmasından hareketle, aramızda önemli bir sorun potansiyeli zaten bulunmamaktadır. Türkiye ile Çin, dünyanın bugünkü sorunlarına hemen hemen benzer yaklaşımlar sergilemektedir, görüş ayrılıkları yoktur. Dolayısıyla şimdi bizim yapmamız gereken, aramızdaki ekonomik ve kültürel ilişkileri, ne şekilde daha ileriye götüreceğimiz yönünde olmalıdır."

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk-Çin Parlamenterler Arası Dostluk Derneği Başkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz ise, Türkiye'nin iktidar partisinin Türkiye-Çin ilişkilerine olan yaklaşımını şöyle dile getirdi:

    "Doğrusu Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidar partisi olarak, Çin'le ilişkileri çok önemsiyoruz. Şu anda başbakanımız olan genel başkanımız, başbakan olmadan Çin'e ziyarete gitti, birçok bakan arkadaşlarımızla beraber, Çin'de önemli görüşmeler yaptı. Şu anda da tekrar başbakan olarak bir kez daha Çin programı hazırlığını yapıyor. Karşılıklı olarak mutabakat sağlandıktan sonra bir defa daha Çin'i ziyaret edecek. Çünkü Çin, dünyada önemli bir ülke. Bizim coğrafi uzaklığımızın yanında, ilişkilerimizin kuvveti ve neticesi itibariyle çok yakın bir ilişkimiz söz konusu. Bu yakın ilişkilerden de biz azami istifade etmek istiyoruz. Hem Çin tarafının çıkarı, hem Türk tarafının çıkarını göz önünde bulundurarak daha iyi olmasını istiyoruz.

    Ben çok daha iyi olacağına inanıyorum, çok daha güçleneceğine inanıyorum. Karşılıklı çıkar esasına dayanarak. Bunun da Türkiye için de, Çin için de, dünya için de yararlı olacağına inanıyorum."

    Türkiye tarafı olduğu gibi Çin tarafı da ikili ilişkilerin geleceğine çok olumlu bakıyor. Çin'in Ankara Büyükelçisi Song Aiguo, bu konuda şunları söyledi:

    "Türkiye, siyasi bakımdan bizim için önemli bir ülkedir. Siyasi ilişkilerin yanı sıra Türkiye'de, dünyanın yükselen pazarlarından biri olarak epey işbirliği fırsatları bulunduğunu da görüyoruz. Buna mukabil Çin, Türkiye için de aynı şekilde. Bence aramızdaki ilişkilerin gelişmesi için her iki ülke, birbirleri için fırsat ülkesidir. Bundan etkin şekilde yararlanmalıyız. Karşılıklı güven, eşitlik ve işbirliği çerçevesinde iki tarafın ortak çabalarıyla gelişen böyle bir ilişki, her iki millet için çok yararlıdır. Ve bu ilişkilerin devam etmesi, kuvvetlendirilmesi, her iki milletin olduğu kadar bölgenin istikrarı ve barışı için de çok yararlı olacaktır.

    Aramızdaki ilişkilerin daha da gelişmesinin temelinde karşılıklı saygının yanı sıra, bir de karşılıklı sevgi de söz konusu. Bundan bin yılı aşkın bir süre evvel atalarımız, aynı yerde yan yana, iç içe bir şekilde yaşadılar. Bize bugüne kadar bıraktığı tarihi miraslar, son derece değerlidir. Buna paralel olarak Türk halkı, Çin halkına sadece ilgi göstermekle kalmayıp, aynı zamanda da tarihten kalan sevgiyi de her seferde gösteriyor. Çin'le olan dostluk, temelden gelen bir arzudur."

    Çin ve Türkiye, aralarındaki ilişkileri daha da ileriye taşıma konusunda siyasi iradeye sahip olmalarının yanı sıra, bu ilişkileri geliştirecek yolları aramak için de yoğun çaba harcıyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Rafet Akgünay, geleceğe yönelik planlarını şöyle dile getirdi:

    "Birbirimizin dilini öğrenmemiz, birbirimizin kültürünü öğrenmemiz, ve birbirimizin arasında mevcut olan yakın ilişkileri veyahut benzerlikleri ortaya çıkartmamız, herhalde yararlı olacaktır.

    Bu bağlamda Türkiye olarak elimizden geleni yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde kültürel ilişkileri daha da ileriye götürecek üniversitelerimiz arasında, öğrencilerimiz arasında daha fazla işbirliği yapacak bazı çalışmaların peşindeyiz. Çin'in her sene yurtdışına 10 binlerce, hatta yüz binlerce öğrenci gönderdiği malum. Türkiye'deki üniversiteler, bu çerçevede birçok ülkenin vatandaşlarına da çok iyi hizmet veriyorlar. Çinli öğrencilerin de Türkiye'ye daha fazla gelmelerini de arzu ediyoruz.

    Siyasi konuda söyleyebileceğim, Türkiye ve Çin arasında uluslararası sorunlara bakış açısında benzerlikler var, Türkiye, Çin'in hassasiyetlerine duyarlılıkla yaklaşmakta, bildiğiniz gibi "Tek Çin" politikasını özellikle vurgulamak istiyorum. Çin'in de Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki sorunlara ilgisini biliyoruz. O konuda düzenli istişarelerimiz sürüyor. Çin'den özellikle şu aşamada beklediğimiz, Kıbrıs'taki durumun barışçı bir sonuca ulaşması için, BM çerçevesinde ortaya çıkan durumun desteklenmesidir. Özellikle Annan Planı sonrasında çıkan durumun önem arz ettiğini düşünüyoruz. Ve Çin'in bu konuda daha aktif bir politika gütmesini umuyoruz."

    Türkiye'nin Beijing Büyükelçisi Oktay Özüye'nin görüşleri de bu yönde. Büyükelçi Özüye, Türkiye-Çin ilişkilerinin daha da ileriye taşınması için neler yapılmalıdır sorumuza şu cevabı verdi:

    "Daha fazla ne yapılmalıdır sorusu, gönül ne arzu ederdi? Benim o izlenimim var ki, iki ülke, aralarında büyük mesafe olması yüzünden olsa gerek, mevcut durumlarını fazla tanımıyorlar. Özellikle Çinli insanlarla Türk insanlar, birbirleri hakkında biraz teorik kalan bilgi sahibiler. Yani tanınma, bilme eksikliği var. Bunu gidermemiz lazım. Büyükelçiliğimizin bir turizm tanıtma ofisi var. Biz onunla Türkiye'yi Çinli dostlarımıza daha fazla tanıtmaya, onların ilgilerini çekecek yerlerini göstermeye çalışıyoruz. Bu bir zaman meselesi. Bu eksikliği, karşılıklı olarak gidermeye çalışıyoruz. Spor, belki halklarının birbirlerini tanıması, aynı heyecanları, hayretleri ve üzüntüleri paylaşması açısından çok güzel bir unsur. Hakikaten bundan önceki futbol dünya kupasında Türkiye'nin dünya üçüncüsü olması, aynı grupta yer almamız, bizi tanımış kişilerin artışına neden oldu. Hâlâ burada bana şu veya bu milli takım futbolcumuzun ismen durumunu soranlar çıkabiliyor. Benim de kanaatim, spor ve özellikle futbol, kitlelere hitap edebilmek açısından iyi bir unsur. Kültürel faaliyetler de öyle. Geçen sene buraya iki tane dans grubumuz geldi, binlerce kişilik salonları doldurdular, çok alkış aldılar, ilgi çektiler. Doğrusu ilgi de görüyoruz Çin makamlarından, işbirliği açısından yardım da görüyoruz. İleriye daha iyimser bakmak için sebeplerimiz var."

    Çin ve Türkiye arasındaki ilişkilerde son yıllarda ticari dengesizlik sorunu ön plana çıktı. Bu sorunu gidermek için her iki taraf, yoğun çaba harcıyor. Çin'in Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müşaviri Liang Wentao, ikili ticaretteki dengesizliğin giderilmesi konusundaki görüşlerini şöyle dile getirdi:

    "Çin ve Türkiye hükümetleri, ikili ekonomik ve ticari işbirliğine büyük önem veriyor ve karşılıklı olarak pazarları genişletmek için yoğun çaba harcıyorlar. Aynı zamanda iki taraf, ikili ticarette var olan dengesizlik gibi sorunlara da önemle yaklaşarak bu sorunların çözümü için yoğun istişareler içinde bulunuyorlar. Her iki tarafın ortak çabalarıyla ikili ekonomik ve ticari işbirliğinin geniş ufka sahip olacağına, işbirliği düzeyinin de yükseleceğine inanıyorum."

    Çin'in Ankara Büyükelçisi Song Aiguo da aynı yönde açıklamalarda bulundu. Büyükelçi Song, şöyle konuştu:

    "Gerek Çin tarafı, gerekse de Türk tarafı, ilişkilerimizin gelişmesinde siyasi ilişkilerin yanı sıra, ekonomik ilişkilerin gelişmesine büyük önem veriyor. Bir arabanın dört tekerleği gibi, bir uçağın iki kanadı gibi, ancak ilişkiler, her iki tarafta da gelişince, bu araba hızlı bir şekilde gidebiliyor, bu uçak da çok yükseklere uçabiliyor."

    Çin-Türkiye ilişkilerinin daha da gelişmesi, yalnızca iki ülke hükümetlerinin değil, iki ülke halklarının da ortak arzusudur. Türk-Çin Dostluk Derneği Başkanı Kemal Baytaş, bu konuda şunları söyledi:

    "Çin ve Türkiye arasında herhangi bir siyasal sorun yok, diplomatik bir sorun yok. İlişkilerimizi geliştirmek de her iki ülkenin yararına olacak. İki ülke, anlayış içinde olması lazım. Kendi görüşüm, biz AB'ye çok fazla hevesleniyoruz. Ama bir de benim Uzakdoğu'daki ilişkilerimi de gündeme getirmek lazım, siyasal, ekonomik ilişkilerimi, hatta bunu gündeme getirdiğimizde ben, hem orası için, hem burası, Türkiye için daha yararlı olacağını düşünenlerdenim."