Çin Uluslararası Radyosu ve TRT Dış Yayınlar Dairesi-Türkiye'nin Sesi Radyosu arasında 20 yıllık dostluk ilişkileri mevcut. Kısa süre önce Türkiye'ye ziyaret eden Çin Uluslararası Radyosu ekibi, TRT Dış Yayınlar Dairesi Başkanı Sayın Osman Dilekçi'yle görüşerek iki kurum arasındaki ilişkilere yönelik değerlendirmelerini aldı. Şimdi bu röportajın özetini sunuyoruz.

    Osman Dilekçi, TRT Dış Yayınlar Dairesi ile Çin Uluslararası Radyosu arasındaki temasları gözden geçirirken şunları anlattı:

    "Çin Radyo Televizyon Kurumu'yla TRT ve Türkiye'nin Sesi Radyosu arasında 90'lı yılların hemen öncesinde başlayan ikili ilişkiler, bugün gerçekten çok üst seviyelere ulaşan bir noktada. Bu da evvelâ kuruma ve Dış Yayınlar Dairesi Başkanı olarak bana büyük bir haz veriyor, büyük bir mutluluk veriyor.

    Bir sürü ülkenin dış yayınlarıyla ilgili ikili ilişkilerimiz mevcut. Fakat Çin radyo televizyon kurumundaki insanların o sıcaklığı, Çin halkının güzelliği, Çin halkıyla Türk halkı arasında kurulan o dostluk ve duygusal yakınlık, bizim yayınlarımıza da yansıyor.

    Hal böyle olunca, biz de olaya farklı bakıyoruz ve farklı değerlendiriyoruz. Çünkü bahsettiğim gibi Çin halkının bizim üzerimizdeki yeri çok ayrı, Çin halkına ayrı bir değer veriyoruz, onları gerçekten çok seviyoruz. Çünkü çok olaya yaklaşımı aynen Türk insanı gibi.

    Karşılıklı işbirliği çerçevesinde gidip gelmeler var. 1986, 87 yıllarında başlayan bu ikili ilişkiler, bugün 20. yılını doldurmak üzere. Sizler bizlere kurumunuzda çalışan ve Türkçe bilen arkadaşları buraya göndererek Türkçe'yi daha iyi kullanmalarını sağlamak amacıyla spiker yetiştirilmesi konusunda bizlerden yardım talep ediyorsunuz, memnuniyetle yerine getiriyoruz, aynı şekilde Çince masamızda görevli arkadaşlarımızı sizin kurumunuza göndererek orada staj imkanı sağlıyorsunuz. Ve onlar döndüklerinde Çince'yi çok daha iyi bir şekilde değerlendiriyorlar Türkiye'de.

    Bu yıl, 2006'nın son aylarında umuyorum ki Türkiye'nin Sesi Radyosu'ndan başkanlık seviyesindeki bir ekip ülkenizi ve kurumunuzu ziyaret edecek, bunu yapmayı inanın heyecanla bekliyorum. Bir takım plan ve projelerle geleceğiz. Bunları orada birlikte mütalaa edeceğiz. Ve hayata geçirebilirsek, ikili ilişkilerimizin gelişmesi de iyi bir noktaya geleceğini umuyorum."

    Osman Dilekçi, iki kurum arasındaki temasların iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesindeki rolünü şöyle değerlendirdi:

   "Evvelâ yayınlarla ilişkiye başladık. Sizleri tanıma fırsatı bulduk. Arkadaşlarım çeşitli dönemlerde ülkenizi ziyaret ettiler ve geldikten sonra orada edindikleri intibayı yayınlarımıza indirgediler ve yayınlarımız vasıtasıyla da Çin insanının güzelliklerini bütün dünyaya yansıtmaya başladık biz. Yani iki ülke arasında bu yayınlardaki ilişkiler, giderek iki ülkenin ilişkilerinin iyi bir seviyeye gelmesinde bir mehel noktası olma yolunda."

    Osman Dilekçi, iki kurum arasında geleceğe yönelik işbirliği konusundaki düşüncelerini şöyle dile getirdi:

    "Çin, gerçekten Uzakdoğu'da, Asya bölgesinde yer alan bir coğrafyada. Türkiye'nin Sesi Radyosu'nun da o coğrafyaya ulaşıyor. İstiyorum ki Çin radyo televizyon kurumuyla ikili ilişkiler çerçevesinde bizim sesimizi o coğrafyaya iletmede bir aracı olsunlar, bir röle istasyonu olsunlar, verici bazında bize kolaylıklar sağlasınlar. Aynı şekilde biz de Çin radyo televizyon kurumunun Türkiye'ye ve Avrupa'ya açılan bir penceresi olalım. Bu tür projelerimiz var, bunları gelecek günlerde değerlendireceğiz."

    Osman Dilekçi, Çin hakkında ve Türkiye-Çin ilişkileri hakkında şu değerlendirmede bulundu:

    "Çin, dünyanın geleceğine şahsi kanaatim itibariyle ipotek koymuş bir ülke. Devasa yatırımları olan ve kaynakları olan, insan gücüyla dünyada birinci sırayı yer alan alternatifsiz bir ülke. Ve Türk insanı olarak biz çok sevecen bakıyoruz. Çin halkı, gerçekten bizim gönlümüzde, duygusallığımız içerisinde ayrı bir yeri var Çin insanı.

    Türkiye, sanayi hamlesi, ekonomik hamlesini harekete geçirmiş bir ülke. Biliyoruz ki bizim işadamlarımız, Çin'e gidiyorlar, oralarda işveren konumuna geçiyorlar ve orada ürettikleri bütün malları başta Türkiye olmak üzere bütün dünyaya pazarlıyorlar. Ya da Çin'e gidiyorlar, ihraç ediyorlar, getiriyorlar, Türkiye'de pazarlıyorlar veya Türkiye'den Avrupa'ya bir hareket noktası. Bu da ülkelerin ikili ilişkilerine hem bir dost ilişkisi, hem de karşılıklı ekonomik alışveriş yapan, karşılıklı menfaatler içerisinde işbirliğinin gücellenmesi, güçlendirilmesiyle yukarıya doğru tırmanmasını gerektirdiğini ifade eden bir ilişkiye doğru gidiyor."