Almanya'da düzenlenen 2006 Dünya Kupası'nın başlamasından Arjantin-Sırbistan ve Karadağ maçına kadar, Messi suskun kalmıştı. Sakatlığın yavaş iyileşmesindne dolayı Messi'nin sahalara dönmesi hep ertelenmişti. Javier Pedro Saviola ve Carlos Alberto Tevez'in antrenmanlarda gösterdikleri üstün performans da Arjantin milli takımı teknik direktörü Pekerman Jose'nin Messi'yi yedekte bekletme kararını daha rahat almasına neden oldu.

    Arjantin'in Fildişi Sahili'yle yaptığı ilk grup maçında forma giyemeyen Messi, maçtan sonra stadyumu tek başına ve üzüntü içinde terk etti. Ancak, talih kuşu, ikinci maçta Messi'nin başına kondu. İlk yarıda 3-0'lık avantajı elde etmesi üzerine Pekerman 75. dakika Messi'yi sahaya sürerek maç temposuna alışmasını istedi. Messi ise mükemmel fıutboluyla bu şansa layık olduğunu kanıtladı.

    Geçirdiği sakatlık yüzünden 8 Mart'tan bu yana resmi maçlarda oynamayan Messi, sahaya çıktıktan dört dakika sonra mükemmel tekniğiyle takımına bir serbest vuruş kazandırdı, bunun ardından da geniş görüş açısı ve isabetli pasıyla Crespo'ya gol pası attı. Messi, 87. dakikada rüzgar gibi hızı ve soğukkanlılığı sayesinde Dünya Kupası'ndaki ilk golünü attı. Mükemmel bir futbolcu da olması gereken bütün vasıflara sahip Messi'nin yalnızca 19 yaşında olduğunu da unutmayalım.

    Gol atan Messi güldü. Bu gülüş, bu Arjantinli delikanlının yüzünde uzun süredir görülmemişti. Diego Armando Maradona, maçtan önce Perkeman'dan Messi'yi bir dakika da olsa oyuna sokmasını isteyerek, "Çünkü Messi hiç bir fırsatı kaçırmaz" demişti. Messi, Maradona'yı haklı çıkardı.