Sayın dinleyiciler, kaplan, dünyada tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan hayvanlardan biri olarak kabul edilir. Çin'in kuzeydoğusunda bulunan Büyük Xingan Dağları, Küçük Xingan Dağları ve Changbai Dağı'nda yaşayan kuzeydoğu anlamına gelen Dongbei Kaplanı, büyük bedeni, vahşi huyu, güzel ve parlak tüyleriyle "Kaplanların Kralı" olarak adlandırılır. Bugünkü programda sizleri dünyanın Dongbei Kaplanı'na doğal ortamda yaşama eğitimi veren en büyük merkezi olan Kaplan Parkı'na götüreyim.

    Kaplan Parkı, Çin'in Helongjiang eyaletinin merkezi Harbin'in kuzeyinde bulunur. 400'den fazla Dongbei Kaplanı bulunan park, dünyada Dongbei Kaplanı'nı en çok yetiştiren mekân olarak bilinir. İlkbaharın bir sabahı 3 hektarlık bir alanı kapsayan parka geldik. Otomobille sarı topraklarda ilerlediğimizde, yerüstünde erimeyen karlar ve buzları görürüz. Otomobilimiz küçük bir yamaçtan döndükten sonra bir sürü Dongbei Kaplanı gözlerimizin içine girdi. Onlardan bazıları ağaçlar arasında veya buzlanan havuzun kenarında yavaşça geziyor, bazıları buz ve karlarla örtülen yerde yatarak güneşlenip kahvaltılarını bekliyorlar.

    Parktaki kaplanlar, yaşa göre dikenli tel engelleri ve elektrik kapılarla ayrılan 8 bölümde yaşamaktadır. Parkta çalışan Bay Du Minxian, bizim için rehberlik yapıyor. Bay Du artık parkta 10 yıl çalıştı. Onun günlük görevleri, parkta cip sürerek devreye gezmek, kaplanlara yem vermek ve kaplan yavrularına bakmaktır. Bay Du, parkta yaşayan tüm kaplanları tanır ve onlardan her birinin kayıtlı numarasını ve takma adını kolayca söyler. Bay Du, bize kaplanı tanıma sırrını şöyle anlattı:

    "Kaplanı ayırt etmek için onların yüz şekilleri, yüzdeki tüy motiflerini ve yürüyüş tarzlarını belleğinizde saklayın. Onlardan bazıları yürüdüğünde, kuyruklarını yukarıya kıvrık uzar, bazıları kuyruklarını dimdik tutar, bazıları kuyruklarını sağa, bazıları da sola bırakır."

    Otomobilimiz kaplanın gezme bölgesine ulaştığında, yaklaşık 20 kaplan hemen otomobilimizi kuşattılar. Bindiğimiz otomobil, dışarısı tel engelleriyle örtülür ve özel olarak kaplanlara yem verilmek için kullanılır. Akıllı kaplanlar otomobilimizin seslerini uzaktan duyabilirler. Bay Du'ya göre, otomobilin geçtiği zaman, kaplanlar genellikle otomobil üzerine atlayarak burası geçmek için "geçiş eti"nin bırakılmasını istedikler.

    Yetiştiriciler yemek vakti gelindiğinde, kaplanlara doğrudan etleri veya canlı tavukları atırlar. Eğer kaplanlara sığır ve koyun gibi büyükbaş hayvanlar verlerse, bu hayvanları cipin arkasından aşağıya itirler. Kaplanlar bu yemleri görünce hemen bir araya gelir ve yemler için yarışırlar. Cipin pencerelerinden dışarıya baktığımızda, bize 3 metrelik uzakta bir kaplan bir sülün avladığını, pençeleriyle sülünü tutarak onun tüylerini çıkardığını gördük. Bu kaplan, bir yandan tüyleri çıkarır, öbür yandan da ağzını açarak "arkadaşlarına" kuvvetini gösterir. Kaplan Parkı tarafı, kaplanların yabani özelliklerini korumak için belli olmayan vakitlerde yem verilme ve sık sık aç bırakılma gibi doğal ortama benzer şartlar yaratmaya çalışır. Bu nedenle kaplanlar, şimdi büyük oranda kendi özelliklerine kavuşurlar ve bir sığırı yakalamak için yalnız yarım dakika harcar.

    Kaplan Parkı, kaplanların normal hayatlarını etkilemediği halde, her gün yüzlerce turisti ağırlar. Kaplanları seyretmek için özel olarak Beijing'den gelen bir Bayan turist Jiang Shu ile tanıdık. Jiang Shu, bu park hakkında edindiği izlenimlerini şöyle anlattı:

    "Dongbei Kaplanı, tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan son derece kıymetli bir hayvan. Bu park çok büyük. Kısa süre önce gördüğünüz gibi burada yeni yetiştirme yöntemleri uygulanır. Yani, doğal ortama uygun yöntemler. Bu nedenle, burada yaşayan kaplanlar, kendi özelliklerini yitirmez. Turistler büyük heyecanla onları seyrederler. Özellikle kaplanlarla bu kadar yakın mesafede kalma, birçok insan için ilk defa olarak sayılır."