Çin hükümeti kısa süre önce 2006 yılından itibaren her yıl Haziran ayının ikinci Cumartesi gününü "Kültürel Miraslar Günü" olarak kutlanacağını ilan etti. Çin Devlet Tarihi Eserler Müdür Yardımcısı Zhang Bai, Çin'in tarihi eserleri koruma davasının eskiden beri bir ulusal dava olarak yürütüldüğünü hatırlatarak, son yıllarda Çin ekonomisinin hızla büyüdüğünü ve ülke genelinde altyapı tesislerinin inşasına paralel olarak arkeolojik kazı çalışmalarının da yoğunlaştığını belirtti. Zhang, şunları söyledi:      "Çin'deki tarihi eserleri koruma çalışmalarında hızlı ilerlemeler kaydedildi. Özellikle Üç Boğaz Projesi ve "Güneydeki Suyun Kuzeye Taşınması" gibi büyük projelerin kapsamında yürütülen eserleri koruma çalışmalarına ülke genelindeki arkeolojik araştırma ekipleri katıldılar. Bununla birlikte bazı aktif koruma projeleri de olumlu şekilde yürütüldü. Örneğin ünlü "İpek Yolu"nun Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki bölümüne yönelik koruma başlatıldı. Ekonomik ve sosyal gelişmeler tarihi eserleri koruma davasının gelişmesini de hızlandırdı."

    Zhang'ın söz ettiği "Güneydeki Suyun Kuzeye Taşınması" projesi, Çin'in en büyük sulama projesidir. Projenin amacı, ülkenin güney bölgelerindeki zengin su kaynaklarından su sıkıntısı çeken kuzey bölgelerinin de yararlanmasını sağlamaktır. Projedeki hatların geçeceği orta bölgeler, Çin medeniyetinin beşiği olarak kabul ediliyor. Çin hükümeti zengin yeraltı kalıntılara sahip olan bu bölgelerdeki arkeolojik kazılar ve tarihi eserleri koruma çalışmaları için özel bütçe ayırdı.

    Çin Devlet Tarihi Eserler Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan verilere göre, son 10 yıldan fazla süre içinde Çin'de yılda ortalama 500'den fazla yeraltı arkeolojik araştırma projesi gerçekleştirildi. Bu büyük çaplı kazı çalışmaları Çin tarihi ve Çin medeniyetinin kaynağı ile ilgili araştırmalara değerli malzemeler sağlarken, müzelerin gelişmesini hızlandırdı ve uluslararası alanda tarihçilerin dikkatini çekti. Ekim 2005'te Dünya Anıtlar ve Sitler Komitesi ICOMOS Çin'in tarihi kentlerinden Xi'an'da 15. Genel Kurulu'nu düzenledi. "Sürekli değişen kent ve kasaba manzaralarında kültürel mirasların korunması" konulu toplantıda, 21. yüzyılda kültürel mirasların korunma yöntemleri ele alındı ve kültürel miraslar ve çevre koruma ile ilgili "Xi'an Deklarasyonu" yayınlandı. Çin Devlet Tarihi Eserler Genel Müdür Yardımcısı Zhang Bai, toplantının tüm dünyanın tarihi eserler koruma davasını ilerlettiğini belirterek, şunları söyledi:

    "ICOMOS'un toplantısına 100'den fazla ülke ve bölgeden temsilciler katıldı. Toplantıda onaylanan 'Xi'an Deklarasyonu'nda tarihi eserler çevresinin açıklaması, bu çevre ile tarihi eserler arasındaki ilişkiler ve günümüzde tarihi eserleri çevresini korumanın önemi ve acilliği yansıtıldı. Bu, dünyanın tarihi eserleri koruma davasına önemli bir katkı oldu."

    Bilim ve teknolojinin tarihi eserleri koruma çalışmalarındaki konumunun güçlendirilmesi, Çin'in tarihi eserleri koruma alanında son yıllarda dikkat çeken bir özelliktir. Dünyaca ünlü Qin Shihuang Mezarlığı'ndaki Yeraltı Heykel Ordusu çıkarılmıştı. Ancak bu renkli heykellerin rengi havanın etkisiyle topraktan çıkarıldıktan hemen sonra değişti. Çin ve Alman tarihi eserleri koruma uzmanları ortak çaba harcayarak bu sorunu çözdüler.

    Çin'in geniş olmasından dolayı, tarihi eserlerin dağılımında çeşitli özellikler bulunuyor. Örneğin Çin'in ortasında yer alan Henan ve Shanxi'de Çin medeniyetiyle ilgili çok sayıda mezarlık ve saray kalıntıları bulunuyor. Ülkenin sahip olduğu dünya miraslarının beşte biri ise başkent Beijing'de. Farklı koşullar nedeniyle her idari bölge kendisine özgü yerel yönetmelik saptadı. Beijing Belediyesi, uluslararası toplumun dikkatini çeken eski semtlerin yenilenmesi için özel yönetmelik hazırladı. Beijing Tarihi Eserleri Müdürü Mei Ninghua bu konuda şunları belirtti:

    "Yasama alanında gelişme kaydettik. Belediye Meclisi 'Beijing Tarihi Kenti Koruma Yönetmeliği'ni onayladı. Yönetmelik, Beijing'in eski ve yeni bütün semtlerindeki tarihi manzaraların korunması için büyük önem taşıyor. Buna ek olarak, Çin Seddi ile ilgili koruma yönetmeliğini de saptadık. Yasak Kent'in korunmasıyla ilgili yönetmeliği de hazırlıyoruz."

     Çin ekonomisinin hızlı gelişmesi olmadan Çin'de arkeolojik araştırma ve tarihi eserleri koruma çalışmalarının bu kadar büyük boyuta ulaşmasının mümkün olmadığı düşünülüyor. Çin ekonomisinin büyümesi, tarihi eserlerin korunması ve ilgili araştırmalara sermaye sağlarken, eski medeniyetlerin kalıntılarının zamanla tahrip olmasını da önledi.