ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2005-12-07 00:17:43    
Xinjiang, yabani hayvanların cenneti haline geldi

cri
    Almanya'daki Köln Hayvanat Bahçesi tarafından Xinjiang'a hediye edilen 6 Przewalski atı, kısa süre önce yabani atların yurdu olarak kabul edilen Karamayli Yabani Hayvanları Koruma Bölgesi'ne döndü.

    Sayıları pandalardan daha az olan Prezewalski yabani atlarının eski yurdu ve başlıca yaşam bölgesi olan Karamayli'de kurulan Xinjiang Yabani At Üreme Merkezi, 20 yıl süren çalışmalar sonucunda Asya kıtasındaki en büyük yabani at sürüsünü yetiştirdi. Dört kuşaktan 234 attan oluşan bu sürünün üreme oranı, yüzde 80'in üzerine çıktı. Oysa merkezin kurulduğu 1986 yılında Xinjiang'da tek bir yabani at yoktu. Merkezin çalışmaları, İngiltere, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nden getirilen 18 yabani atla başlamıştı.

    Yabani atları yeniden doğaya bırakarak ataları gibi ıssız Gobi Çölü'nde özgürce yaşamalarını sağlamak, Xinjiang Yabani At Üreme Merkezi çalışanlarının ortak arzusudur. Bu çalışma, Çin hükümetinin yıllardan beri nesli tükenmek üzere olan yabani hayvanları kurtarma projesinde önemli bir yere sahip. Yabani atlar, panda ve diğer 13 yabani hayvan ve bitki türüyle birlikte, Çin hükümetinin yabani bitki ve hayvanların ve yaşam alanlarının korunması için 2000 yılında hazırladığı beş yıllık projesine dahil edildi.

    Xinjiang, Çin'de en geniş coğrafyaya sahip özerk bölge konumundadır. Buradaki değişik doğal ve coğrafi koşullar, çok sayıda ilkel ekolojik sistem ve doğal görünümlerin varlıklarını bugüne kadar sürdürmelerini sağladı. Yapılan araştırmalar, 7000'den fazla çeşit yabani hayvan türünün yaşadığı Xinjiang'ın, ülkede nesli tükenmek üzere olan hayvan ve bitki türlerinin beşte birine ev sahipliği yaptığını gösteriyor.

    Günümüzde Xinjiang'da yabani bitki ve hayvanları korumak için 26 doğa koruma bölgesi kuruldu. 330 bin kilometrekarelik alanı kapsayan bu doğa koruma bölgeleri, Xinjiang'ın toplam yüzölçümünün beşte birini teşkil ediyor. Xinjiang'ın 1 milyon 600 bin kilometrekarelik toprağının dört bir yanına dağılan 20'den fazla doğa koruma birimleri, bölgedeki hayvanların korunması için yoğun çaba harcıyorlar. Altın Dağı başta olmak üzere bölgede kurulan devlet düzeyindeki 7 koruma bölgesinde yabani deve, kuğu, kaplumbağa gibi değerli hayvanlar yaşıyor.

    Yabani hayvanların korunması, Çinlilerin geleneksel felsefesinin bir parçası olan insanla doğanın bütünleşmesi kavramına uygun düşüyor. Çinliler, öteden beri yabani hayvanlarla barış içinde bir arada yaşamayı görev sayıyor. Bu kavram, Xinjiang'da yaşayan insanlar için de geçerli. Xinjiang'da yaşayan bütün etnik gruplardan vatandaşların gözünde yabani hayvanlar, insan gibi bu gizemli coğrafyada yaşayan yerliler olarak kabul ediliyor. Karlı dağların yoğun olarak bulunduğu Pamir Yaylası'da ortalama rakımı 3000 metre üzerinde olan Taşkorgan ilçesinin topraklarının yüzde 60'ını doğa koruma bölgeleri oluşturuyor. Burada yaşayan Tacik etnik grubundan Çuman adlı çoban, "Biz buraya yerleşmeden önce yabani keçiler burada çoktandır yaşamaya başlamışlardı. Dolayısıyla burası, onların da yurdudur" diye konuştu. 25 bin kilometrekareyi kapsayan Taşkorgan'a gelen insanlar, çeşit çeşit yabani hayvanların yerli çobanların yanında nehirden su içtiklerini görünce çok şaşırırlar.

    Çin'in batısındaki bu geniş alanda yabani hayvanlarla bir arada özgürce yaşayan çobanların yaşamı, pek zengin sayılmaz. Ancak Çuman'ın dediği gibi "Hayvanlar da buranın sahipleridir. Onların da bizim gibi güneş, su ve yiyecekten yararlanma hakkı var".

    Çuman gibi yabani hayvanlara dost gözüyle bakan insanlar sayesinde Xinjiang, bugün yabani hayvanların cenneti haline dönüşüyor. Sayıları gittikçe çoğalan yabani atlar, Tibet Ceylanları ve yabani develer, doğanın vazgeçilmez unsurları olarak uçsuz bucaksız Xinjiang'da kendilerine uygun yaşam alanları bulabiliyorlar.